- 692 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Temiz Bilgi
Temiz Bilgi
Edebiyat Defteri’nde Nuh.tu.fani’nin anlamlı sorusuna cevabım.
Temiz bilgi var mıdır dünyada,önyargısız saf gerçeklerin yazıldığı bir damla metin ?
Bu sorunun cevabı kocaman bir kitap olabilir. O halde ben kısaca cevaplayayım.
Evrende temiz, pis; iyi, kötü ne varsa zaten Allah’tan gelir. Bu anlamda Allah için her şey temiz. Pislik ve temizlik esfel (sefil) boyuttaki insana izafi.
Bir örnek; fare süt kabına girse süt ona temizdir, insan o hali görse tiksinir, insana pistir. Evrendeki tüm işleyiş böyle; üst boyutta her şey hayır, alt boyutlarda izafiyet var. Yani hayır ve şer Allah’tan. Demek ki hayır ve şer göreceli. Allah için her şey hayır. Bizim için alt boyutta olduğumuz için ayrım var.
Şimdi konuya gelelim; temiz bilgi var mıdır? Evet tüm bilgiler temizdir. Pislenmesi insan algısıyla oluyor. Yani her insan kendi algılama modunda algıladığı için bilgi ona göre şekil alıyor.
Şöyle örneklemek isterim: cep telefonu sinyali kusursuz ve son gelişmeleri kapsayacak şekilde 3D, HD olsa iki kişi elindeki telefonla aynı yayını alsa; birinin telefonu ilk çıkan ilkel modellerden olsa, diğeri son model. Algılamada farklılıklar oluşur, ses kalitesi ve görüntü kalitesi ilk modelde olmaz. Hatta eski modelde görüntü de olmaz. İşte insan algısıdır bilgiyi mahveden. Kutsal bilgiler dahi insan algısına gelince manadan kısılır. Kutsal vahy de olsa yazım ile dil sınırı yüzünden ilk darbeyi yer, nakil ile ikinci darbeyi alır, kısıntıya uğrar; yorum ile de aslından uzaklaşır, uygulama ile zaten saçma sapan bir hale gelir. Bu manada bilgi aslında masumdur ama bilginin işlenişi yazı ve söze dökülüşü ve nakili; nakledilenin ve alıcı tarafından yorumlanması bilgiyi kirletir.
Son tahlilde; şu anda evrende muhteşem bir bilgi akımı var. İlk insana başta verilen "Adem’e eşyanın hakikatinin, isimlerinin öğretilmesi" sonrasında Adem’in yani insanların geliştirdiği ve evrene yayılan bilgiler saf ve tertemiz evrende akıyor. Eski köhnemiş bilgilerin yalan yanlış nakillerin peşinde koşmak yerine alıcısı temiz olanlar antenini yani akıl ve ruhsal duyularını kullansın. Mutlaka temiz bilgiye ulaşır.
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Inanin zihnimi serinletti yaziniz,tesekkur ederim..
Arap alfabesinde bir harfin 19 anlami vardir denmisti bir duyumumda..yanlisim varsa duzeltin ne olur..Alfabe hakkinda ukalalik yapmis olurum yoksa ,Allah korusun...
Arap alfabesi gramer olarak cok yogun demek ki diye dusundugumuz icin,,,tefsir yapanin cok guvenilir olmasi gerekiyor elbette ama ,mutlaka Kul 'hata ile musebbibtir denirya hani.Buradan yola cikar isek,meal yapanlarin sorumlugu cok agirdir..Her onune gelen ilim bilim yaptim diyerek fazla curet ile meal calisirsa maazallah sonuc felaket getirir..
Bize dusen,gercek kabul edilmis fikih ilminde kabul bulunmus mealleri,kendi duzgun inancimiz ile tartip,bicip,asla fazlaliga kacmadan sadece inandim ve iman ettim yonumuzle yasamamiz gerekiyor.
.Edep ve haya ile,kullugumuzda basimiz egik ve de halimizden mahcup, Yaratanimiza siginmaktan gecen bir omur surmemiz gerekir..mutlaka...yoksa halimiz nice olur...
inandim ve teslim oldum diyerek Allahimiza vasil olmak icin dua ediyoruz..Caresiziz ,caremiz Mevlamiz...Ama elbette dogru ilim ile suslesin bizleri yaratanimiz,insaallah..
MERAL TICE tarafından 11/14/2012 11:33:07 PM zamanında düzenlenmiştir.
MERAL TICE tarafından 11/14/2012 11:34:28 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş
Kur/An/Gu
Her türlü kurguya dikkat ediniz. Bazı şifacılar vardır ona ulaşması muhtemel olan kişileri önce hasta ederler sonra okuyup iyileştirirler. Tanındıktan sonrası kolay. Şifrelere de dikkat ediniz; şifreli yazıp sonra şifreyi çözerler. Yazan da çözen de aynı zihniyettir. Bunu da kabule delil olarak sunarlar. Sona gelindi. İnsanları programlayıp kendi istedikleri şekilde yaşamaya zorlamak için yapılır tüm kurgular.
Bakınız kuran 23 yılda nazil oldu ilk ayet de “ıkra” dır. Peygamber yaşarken yazılmadı yani sıralaması yapılmadı. Sonradan yazıldı. “ıkra” dan dizin bakalım nasıl olacak. Şifreler dizilişle alakalı çünkü. Peygamber mucizesi var ama şifre olayı ondan sonradır, bilginize. Peygamber yazılmış haline bakıp onaylamadı, bildik manada... Yani devran döndü. Kuran’ın sonsuz kurgusu da var.
Çok bahis kesik kesik kuranın farklı yerlerine konmuş, ve dahi tekrarlar var. Ayet aynı harfi harfine tekrar ediliyor. Şifreye uydurulmuş. Ama bu şifreleme çok önce becerikliler tarafından yapılmış. Bunu da hakkını da yerine koymalıyız.
Şöyle düşünelim; peygamber kendi kurgusunu vahiyle aldı. İnsanlar da sonradan, çok sonra vahiyle alınanı kurguladı; şifreli yazdı. Yani kuranı bir başkası da kendi kurgusuna göre şifreleyebilir. Bunu zaten hocalar büyü için yapar.
Kurucuların kurgusunu yaşamak yerine kuranın aslı üzerinden kendi kurgumuzu da yapabiliriz. Bunu bazıları kendi tefsirini yaparak gösterdi zaten. Bediüzzaman’ın risaleleri kendi kurgusudur. Yani kurandan ilham alarak. Onun aynasından yansıyanlar.
Devamı geldikçe yazacağım.
Ahmet Bektaş
MERAL TICE
Ahmet Bektaş
Kurgu
Kurgu nedir?
TDK Güncel Türkçe Sözlük:4. Bir işe hazırlamak için yapılan telkin.
İstenilen hedef sonucun imkanlar dahilinde belli bir sistem ve yol ile zamanlanması ve sıralanmasını, ard arda gelmesini sağlamak için yapılan kodlama, çalışmaya kurgulama diyebilirim.
Kurgulamak için zaman ve mekanın işleyişini iyi bilmek hatta zaman ve mekan içerisindeki çok önemli kaynakları amaç için kullanmak gerekir. İllüzyon yapmak için önceden kusursuz denebilecek bir kurgulama yapmak gerekir ki gösteri sırasında yapılacak şaşırtıcı şeylerin zamanlanması ve mekanın kullanımının planlanması esastır. İllüzyonist kurguladığını sunar ve ne kadar başarılı kurmuşsa o kadar kusursuz yetenek gösterir...
Devlet kurmak, çete kurmak, turşu kurmak, komplo kurmak, çadır kurmak, bilgisayarda program kurmak, saat kurmak.....
Peki insanlar kurulabilir mi? Kurgucular insanların büyük çoğunluğunu kurup kendi amaçları doğrultusunda yönlendirip, yönetebilir mi?
Elbet mümkün, bu insanlığın zekasını kullanmaya başladığı andan beri yapılıyor ve yapılacak. "İnsan" dediğimiz canlı; bildiğimiz, yaşadığımız, algıladığımız boyutta en akıllı ve en yetenekli varlık! Alt boyutu olduğu gibi üst boyutu da var. Tekamül ediyor, gelişiyor. Sınırsız esmaya kendi kabiliyeti ve kapsamı kadar ayna oluyor. İnsanların kurgulandığını bazı gizli örgüt ve kişilerin insanları kurguladıklarını biliyoruz. Bu kurgunun bir üst boyut ile yardımlaşarak yapılması da mümkün! Buraya dikkat edelim. İnsan En yüksek makamda yaratılıp esfele (sefile)atıldı deniyor, değil mi. İnsanın bu yaşadığı boyut alt boyutu. Üst boyutu ise “Miraç” ile ulaşabileceği asıl yaratıldığı, ruhunun geldiği yer.
İnsanlar Dünya (esfel) boyutunda sınırlı ve pek aciz aslında. Ruhsal boyutta ise esfel boyutuna kıyasla daha sınırsız ve serbest!
İnsanlar arasında daha akıllı olanlar, aslında aklını verimli kullananlardır. Yani çok akıllı olması aklını doğru kullanmasıyla açığa çıkıyor. Bilinçli olanlar, bilinçsiz olanları kurgulayabilir ve kendi amaçları doğrultusunda yönlendirebilir, onları kendi tekamülüne araç yapabilir! Burada bir örnek vermek isterim; faraza zaman makinesi ile geçmişe giden birisi, vardığı zaman ve mekanın geleceği hakkında onlara kesin ve doğru bilgileri verip onlar arasında muhteşem bir makama sahip olabilir. Zamana göreceli çok eski çağlarda olsa “İlah” bile kabul edilebilir. Yakın zamana gitmişse “Kahin” ya da büyük üstat, din alimi olarak kabul görebilir. İsterse kendi bilgilerine dayanarak yeni bir öğreti bile kurar. Geleceğe giderse geri döndüğünde geleceği bilen bir kahin ya da alim oluverir! Örneğimiz aklımıza kapı açması içindi elbet, takılmayalım. Burada önemli olan şu; geleceği bilmekle geleceğe ait olayları kurgulayarak toplum içinde mevki edinmek mümkün. Yusuf peygamber rüya ilmi ile geleceği bilmiş ve Firavunun en gözde adamı oluvermiş!
Günümüzde geleceğe dair pek çok kurgu yapılıyor, yapılacak da. Hatta daha önceden kurulanların hasadı toplanıyor. Bu kurgular öyle üç, beş yıllık değil; asırlık olanlar ve bin yıllık olanlar var. İnsanın bu boyutta ömrü bin yıl olmadığına göre bu kurgular kurguculara nasıl yarıyor? İnsanın alt boyutu ve üst boyutu var demiştim başta; “Dünya ahretin mezrası (tarlası)” bu kapsamda Dünya boyutunda kurgusunu yapan kişi veya grup, ırk yüzyıllar sürecek bir saltanatı torunlarına ve sempatizanlarına hediye edebilir! Bu onlara nasıl yansır? Esfel Dünya boyutundan bir üst boyuta çıktıklarında gözleri arkada kalmaz. Daha önemlisi bıraktıkları öğretinin onlara enerjisi devamlı gelir. Her an onlara dua ve teşekkür yağar ki bu başarılı bir kurgunun getirisidir. Günümüzde de kurgucular hasadını topluyor.
Kurgunun en önemli etkisi kurgunun şuur altında işleyerek kurgu doğrultusunda insanların davranması ve adeta insanlara kurgucunun kodu ile gelecek hazırlanmasıdır. Böylece kurgucu da doğrulanmış olur. Kurgu doğrultusunda davrandıkları için kurgucunun geleceğe yönelik bildirimleri doğrulanır, kurgucunun geleceğe yönelik istekleri de gerçekleşir! Zaten öyle bir geleceği kurgu içine koyanlar insanların şuur altına veriyor, onlardan beklentilerini. İnsan kendi kaderini yazıyor ama kurgucunun kurgusuna da bilmeden uymuş oluyor. Sonra da kurgucuya geleceği nasıl bildi diyor. Şaşıyor! Bu oyuncağı kurmak gibi, oyuncak kurgu doğrultusunda otomatik olarak işler; oyuncak imalatçısına nasılda bildi oyuncağın hareketlerini denir mi? Kuran o.
Kur'an ve kurgu ilişkisini düşünerek kurguya geniş bakalım!
Hatırlayalım kurgu neydi? Bir işe hazırlamak için yapılan telkin. İstenilen hedef sonucun imkanlar dahilinde belli bir sistem ve yol ile zamanlanması ve sıralanmasını, ard arda gelmesini sağlamak için yapılan kodlama, çalışma…
Kur'an Nedir? Tarifi Nasıldır? işarat-ül i'caz
“Kur'an: Şu kitab-ı kebir-i kâinatın bir tercüme-i ezeliyesi.. ve âyât-ı tekviniyeyi okuyan mütenevvi dillerinin tercüman-ı ebedîsi.. ve şu âlem-i gayb ve şehadet kitabının müfessiri.. ve zeminde ve gökte gizli esma-i İlahiyenin manevî hazinelerinin keşşafı.. ve sutûr-u hâdisatın altında muzmer hakaikin miftahı.. ve âlem-i şehadette âlem-i gaybın lisanı.. ve şu âlem-i şehadet perdesi arkasında olan ve âlem-i gayb cihetinden gelen iltifâtât-ı ebediye-i Rahmaniye ve hitâbât-ı ezeliye-i Sübhaniyenin hazinesi.. ve şu İslâmiyet âlem-i manevîsinin güneşi, temeli, hendesesi.. ve avâlim-i uhreviyenin mukaddes haritası.. ve zât ve sıfât ve esma ve şuun-u İlahiyenin kavl-i şârihi, tefsir-i vâzıhı, bürhan-ı katıı, tercüman-ı satıı.. ve şu âlem-i insaniyetin mürebbisi.. ve insaniyet-i kübra olan İslâmiyetin mâ' ve ziyası.. ve nev'-i beşerin hikmet-i hakikiyesi.. ve insaniyeti saadete sevkeden hakikî mürşidi ve hâdîsi... ve insanlara hem bir kitâb-ı şeriat, hem bir kitâb-ı dua, hem bir kitâb-ı hikmet, hem bir kitâb-ı ubudiyet, hem bir kitab-ı emir ve davet, hem bir kitâb-ı zikir, hem bir kitâb-ı fikir, hem insanın bütün hâcât-ı maneviyesine merci olacak çok kitapları tazammun eden tek, câmi' bir kitâb-ı mukaddes.. hem bütün evliya ve sıddıkînin ve urefa ve muhakkikînin muhtelif meşreblerine ve ayrı ayrı mesleklerine, herbirindeki meşrebin mezâkına lâyık ve o meşrebi tenvir edecek ve herbir mesleğin mesâkına muvafık ve onu tasvir edecek birer risale ibraz eden mukaddes bir kütübhane hükmünde bir kitâb-ı semavîdir.”
Kuran anlayana ne sunar bakınız?
Kainatın ezeli tercümesi diyor, gayp aleminin (saklı) açıklayıcısı, gökte yerdeki gizli hazinelerin keşşafı, kapalı hadiselerin arka planını gösteren, semavi bir kaynaktır. Böyle bir kaynağı anlayan ve bu kaynaktan yararlanarak kurgusunu doğru yapan, kuran muhteşem bir gücü eline geçirebilir! Kurgusunda yanlışlar yapanlar ise muhteşem bir zillete düşer! Bakınız kuran üzerinden kurgu yapıp başarılı olanlar ve rezil, zelil olanlara bakınız! Evrensel ilahi sistemde mutlak adalet var. Böyle büyük bir hazineyi menfaate alet edenleri zalimlerin ayakları altına verir! Dikkat! Büyü ve sihir bile yapılabilir ama evrensel karşılığı ağır olur, oluyor da… Ama bakınız kurnaz ve kolaycılar zalimlere suçu atıveriyor, kafirler ve zalimler Müslümanlara eziyet veriyor yaygarası yaparlar oysa Kur’anın yanlış kurgulanması veya anlaşılması yüzünden oluyor bu felaketler! Doğru algılansa, nasihat olarak algılansa ve menfaate alet edilecek şekilde kullanılmasa zalimlere esir düşmeyecek Müslümanlar! Suçu kendilerinde aramadılar, hep başkalarına attılar! Çünkü bu alandan yemlenenler, maddi manevi menfaatlerini bırakmak istemedi…
Kur’an denince aklımıza Fatiha Suresi ile başlayan dizimiyle basılmış bir kitap geliyor değil mi? Oysa Kur’an yaklaşık 23 yılda nazil oldu ve ilk sure “Alak” suresi “İkra” Oku diye başlar. Kuran iniş, nazil oluş sırasına göre dizilirse “Alak” suresi başta olacak ve günümüzde “Kuranın şifresi” diye ortada dolaşanlar, başka şifreler aramak zorunda kalacak. Osman zamanında dizilip basılan mevcut Kur’an elbet harfi harfine doğrudur çünkü Kur’an indirilen makamca korunuyor. Yani her ayeti doğru ama sırası kurgucunun kurgusuna göre değişmiş! Hz. Muhammet zamanında tam manası ile yazılmamış ve sıralama da yapılmamış. Yani şu olmamış; sıralama ve ayetler O’na gösterilip bu şekilde basalım mı denmemiş. Zamanın imkanları el vermemiş elbet. Sonradan gelen halifeler de Ebubekir ve Ömer zamanında da basılmamış sıralanmamış. Ta ki Osman döneminde toplanıp basılması mümkün olmuş. Burada yapılan kurguya göre de günümüze gelmiş. Bakınız kurguya dikkat ediniz. Kurgu neydi, istenilen amaca yönelik sıralamaydı aslında. Demek ki Kur’anı ayetlerini tahrif etmeden farklı sıralamak mümkün idi. Neden iniş sırası gözetilmedi? İşte orada kurgu devrede. Farklı sıralama yapanlar o devirde olmuş elbet, bu yadırganacak bir şey değil; yeter ki başka maksat saklı olmasın! Bu konuda bir kaynak vereceğim önemli “Nüzûlünden Günümüze Kur’an-ı Kerim Bilgileri; Dr. Osman Keskioğlu: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları.
Son tahlilde; evrende tüm bilgiler var. Kuran bu kaynakların dahilindedir. Evrensel nizam aldanmaz, aldatmaz. Evrensel nizamı aldatmaya yeltenenlerin hazin sonu bilinen bir şey. İnsan denen bu canlıya Allah’ın verdiği değeri kimse sınırlayamaz. İnsandan daha önemli bir değer de “İnsan” için olamaz. Her şey insanın algısıyla açığa çıkıyor. Algılanmayan “Yok” hükmündedir. Allah’ı da şuurlu olarak insan algılayabilir. Esmanın yansıması algılanmasına bakar. İnsanlar arasında menfaat için kurgu yapanların insanları aldatarak geçici bir menfaat sağlaması mümkün olsa da evrensel sistem karşılığını da hazırlar!
Selametle,
Ahmet Bektaş
Sadece dusunuyorum,yorum yapamadim....
Bir tek bildigim,,
Temiz bilgi,,,,Sadece Ayeti Kerimelerdir...
Elhamdulillah..