- 884 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Duygularımızda Sevgi
Değerli okurlarım.
Bu gün biraz duygusal yazmak istiyorum nedense. Yaşam çizgisinde yürürken, duygularımız ve mantığımız arasında sıkışır kalırız kimi zaman. İşte bu sıkışmışlıkta oturup düşünme fırsatımız olursa, daha çok mantığımız ön plana çıksa da, duygularımızı da göz ardı edemeyiz çoğu kez. Dönüp bakar, anlamaya çalışırız adeta. Yaşamda mantığımıza muhtacız şüphesiz, ama ya duygularımız?
Duygularımız, yaradılışımızdaki olgularımızdan biridir. Onların içindedir kin, nefret, sevgi ve sevince. Kin ve nefretlerimizden kurtulup, sevmeyi ve sevilmeyi öğrendiğimizde ne güzel bir toplum yaratmış olurduk. Hâlbuki biz bazı düşüncelerimizde olduğu gibi, sevgiyi de nedense doğru dürüst kullanamıyor gibiyiz adeta. Sevmeyi ve sevilmeyi hep etikselliğin dışında görenler, bir şeyleri yapıştırıverecekmiş gibi dururlar adeta. Kim bilir belki onlar, sevgiden nasibini aymayanlardır.
Sevmek, en güzel ve en hayırlı duygulardan biridir. Tanrıyı sevmekle başlarız. Anne, baba, vatan, millet, arkadaş ve çevre sevgisi gelir ardınca. Sonra evrene açılırız, güzelliklerine yaratılmışların. Sevgiden yoksun kaldığımızda, ne hallere düştüğümüzü de savaşlarda görüyoruz. Sevgisizliğin acısını, gözyaşlarımızda yaşıyoruz çoğu kez.
Neden kaçarız sevmek kelimesinden bir türlü anlayamam. Hele karşı cinsten bir kardeşinize onu seviyorum deyemezsiniz. Hemen evirir çevirirlerde lafınızı, tıkıverirler boğazınıza. Sevmek herkesin doğal hakkı değil mi? Demek ki kötü düşüncelerimizde ve haksız yargılarımızda suçumuz.
Biz şairler, şanslı insanlarız biraz da olsa, sanırım. Mesajlarımızı ve doğrularımızı anlatırız dizelerimizde. Onun için köşeme ‘ bir dize, bir tümce’ dedim. Düz yazılarımı, şiirlerimle destekleyebilmek için, sanırım onaylarsınız.
Duygularımızda yaşadığımız nefretlerin ardınca gelecek olgular kadar, sevgilerimizin ardınca da doğal ve insancıl olgular oluşacaktır. Nefretlerimizin ardınca yaşayıp yaşatabileceğimiz olguları kabulleniyoruz da, neden sevginin ardınca gelecek mutluluğu yaşamıyoruz? Elbette etiksellik içinde. Bir şiirimde şöyle seslendim:
Sen ki göklerdeki melekler gibi masum,
Sevmekse eğer tek suçun bir beni âdemi,
Korkma, yaratılmışlığın nedeni budur,
Gel ve sonsuzluğa dek tut ellerimi.
Bu güne kadar paylaştıklarım sizlerle, kahramanlık ve şehit şiirlerim ile toplumsal dizelerimdi. Bu dizeler hep vatan, millet ve insan sevgisinden kaynaklanmış ve duygu pınarımdan damlayıvermiştir boş sayfalara. Ve sizlerden gelen yorumlarda da hep takdirlerinizi gördüm teşekkürlerimi arz ediyorum.
Bu gün farklı bir şiirimi paylaşmak istedim sizlerle, serbest vezinde, sevgi ve mesaj dolu. Dilerim beğeninize mazhar olurum efendim. Saygılarımla.
Şairce
Boş ver pedallarını piyanonun,
Bırak şu enstrümanları,
Sen
Zaten geziyorsun gönül sazımın tellerinde.
Yetiyor şairin sevdalarına
Bağlama,
Tulum ve kemençe.
Bırak,
Değer bilmeyenler
Yürüsün kendi yollarında,
Biz yaşıyoruz düşlerimizde,
Sevgilinin kollarında;
Döküyoruz dizelere
Ne duymuşsak, görmüşsek
Gönül evrenimizde,
Dizelerde yaşıyoruz
Mertçe.
Hiç sevmem kaypak insanları,
Söylemeli herkes ne söyleyecekse,
Geçtik bizler çoktan
Yaşamdaki sınavları;
Koyduk başımızı dürüstlük adına,
Sevgilinin önüne,
Yiğitçe.
Engin denizlerde durulduk,
Kavrulduk çöllerde,
Kükredik ormanlardaki aslanlarcasına,
Yüz sürdük sevgilinin ayaklarına
Severekçe.
Dönmedik ardımızı sevdiğimiz insanlara,
Terk etmedik asla,
Satılmışsak eğer bir metelik,
Bir çula,
Hiç dert etmedik, eden bulsun
Diyerekçe.
Öptük dudaklarından yine de sevgilinin,
Dinledik çıkacak ağızdaki sözleri;
Bedenleri okşadık,
İzledik gül yüzleri,
Pişmanlık duyduğunda,
Aldık aguşumuza
Erkekçe.
Ahmet İDRİSOĞLU
Not: Bu makaleyi Kastamonu Sözcü Gazetesindeki Bir Dize, Bir Tümce adlı köşemde yayınlamak üzere hazırladım ve sizlerle paylaşmak istedim efendim.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.