Bir Balıkesir Romanı: ERLİK
Balıkesir’de son yıllarda güzel şeyler oluyor. Şehrimizde sanat edebiyat adına yapılan çalışmalar, üretimler dikkat çekmeye başladı. 2012’ye Balıkesirli üç yazarın kitabı damgasını vurdu: Yusuf Akgül’ün Dede Korkut Destanı, İsmail Sarıçay’ın Tarihi Türk İdealleri ve Metin Savaş’ın Erlik’i.
Dede Korkut Destanı ve Tarihi Türk İdeallari adlı kitaplardan daha sonra söz edeceğim. Bugün, bir Balıkesir romanı olan Erlik’i ve yazarı Metin Savaş’ı ele alacağım.
Metin Savaş, Balıkesir’de mütavazı bir hayat yaşayan ödüllü bir yazar. Paşa Camii karşısındaki küçük büfesinde hayatını kazanmaya çalışan yazarın altıncı romanı “Erlik” ekim ayında Ötüken Neşriyat tarafından yayınlandı.
Metin Savaş’ın diğer romanları da şunlar: Efendi Dayı’nın Kozalakları, Yeşil Çeşme, Zemheri Kuyusu, Melengicin Gölgesinde, Kargalar Derneği.
Hikaye, Makale ve roman alanında ödülleri bulunan Metin Savaş, son romanı Erlik’te edebi çalışmalarını rahat bir ortamda sürdürebilmek amacıyla İstanbul’u terk edip Balıkesir’e yerleşmiş bir bayan yazarı anlatıyor. Bayan yazarın şizofreni belirtileri gösteren bir apartman komşusu ve iki komşu arasında baş gösteren duygusal yakınlaşmaya üçüncü bir şahsın müdahalesini ele alıyor.
Balıkesir merkezde geçen olaylar yazarın usta üslubuyla okuyucuyu sürüklüyor ve kitap bir solukta bitiyor. Hele romanı okurken tanıdık mekanların olması ayrı bir haz veriyor insana. Roman kahramanıyla Anafartalar caddesinde yürüyor, Saat Kulesi’ne gidiyor, Çamlık’a çıkıyor, Balkaya Pastanesi’nde oturuyor, Ali Hikmet Paşa Meydanı’nda geziniyorsunuz. Bu arada şehrin meşhur çorbacısı Kanaat Lokantası’nda oturup etli çorba içiyor, bir köftecide Balıkesir’in meşhur ızgara köftesinin üzerine höşmerim tatlısını yiyor, Balkes Pastanesi’nden ekler pasta almayı da ihmal etmiyorsunuz.
“Nisan ayının ilk günlerinden birinde Suat Katran genç kadını tekrar yemeğe davet etti. Bu kez bir köfte salonuna gideceklerdi. Mademki Balıkesir’in ızgara köftesi meşhurdur, demişti Suat Katran, şu halde biz de onun tadına bakmamazlık etmeyelim. Pahalı zevklere malik bulunmayan Sibel gösterişsiz bir köfte salonuna gitme teklifini düşünmeksizin kabul etmişti. Izgara köftenin üstüne höşmerim tatlısı yiyeceklerdi. Balıkesir’in kaymaklı ekmek kadayıfı da meşhurdu. Bir başka buluşmada ise onun tadına bakmakta karar kılmışlardı.” (Erlik, s. 73)
Balıkesir’in tanınmış simalarından Mustafa Sarı hocayla Kitappark’ta oturup sohbet bile ediyorsunuz. Hem de Mustafa Sarı hocanın üslubu bire bir verilerek.
Romanın sonlarına doğru bir de sitemi var Metin Savaş’ın Balıkesir’e ve Balıkesirlilere. Bursa’da yaşayan dayısını ziyarete giden roman kahrmanına dayısı Balıkesir’de ne bulduğunu soruyor ve işte cevabı: “Balıkesir’in rahatlığı var dayıcığım. Refahı var. Dinginliği var. Zengin mutfağı var. Az sayıdaki tarihi yapılarının sıcaklığı var. … Üç yüz bin nüfuslu bu şehirde kaç kitap kurdu vardır dersiniz? Uçsuz bucaksız bir arayiye sahip üniversitesi var ama bir kent tiyatrosu yok. Bir şehre lazım olan burjuva sanatı yok. İnsanların şehir hayatının gerektirdiği sanatsal etkinliklere yönelik talebi yok. Müzesi var ama müzenin ziyaretçisi yok. Balıkesir böyle bir şehir.” (Erlik, s.194)
Metin Savaş Balıkesir’in romancısı. Balıkesir’de topu topu iki romancımız var: Genç romancımız Gülnur Gündoğan ve usta yazar Metin Savaş. Bu isimlere sahip çıkmalı Balıkesir, onları bağrına basmalı. Bir yazara verilecek en büyük destek kitabının alınması, okunmasıdır. Balıkesir’in bu görevi yerine getireceğine yürekten inanıyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.