- 751 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Dosdoğru Olur
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Dosdoğru Olur
İnsan ne söylediğini bilirse, ağzından çıkanı kulağı duyuyorsa sonun olmaz. Bazıları hem ne dediğini bilmez, hemde anlatılanı anlamaz. Böyle olunca da saçma sapan çıkışlar yapar, debelenir durur. Bu şekilde olanların sözüne itibar edilirse felaket olur elbet. Bunlarda ifade özgürlüğü gelişmemiştir. Kendi "Doğru"ları ile yaşarlar ve tüm insanlığın onların doğrusunda buluşması esastır!? Bu nedenle saçmalar dururlar.
Benim deneyimlediğim bir kaç durum var. Mesela bir yazımı veya şirimi paylaşıyorum; yorumların çeşitliliği, birbirinden farklılığı çok önemli. Kısaca "Tebrikler" diyende oluyor. Uzunca değerlendiren de. Bireyin kendi öz algısı ise sorun çıkmıyor. "Doğru" veya "Yanlış" bulması özgür tercihidir. Benim sıkıntılı bulduğum husus şu; eleman yazıyı yeterince okuyup, anlamamış bile direk şahsa, yazara saldırıyor. Yazıdan anladığı kadar kendi taraf olduğunu sandığı ideolojik görüş ya da dini kanaati neyse onu savunmak adına "Gösteriş" yapıyor. Aynı yazıda bana "Dinci" diyen de oluyor, "Dinsiz" diyen de oluyor. Bunun nedeni açık, birey kendi algısını dillendiriyor. Yazı onun için önemli değil. O taraf olduğu ideolojik görüş ya da dini akım yönünde kendi mesajını vermekle meşgul. Anlamakla değil ki.
Bunu yapanlar aşırı uçlarda! Bakınız tahterevallinin iki ucuna oturmuşlar nöbetle birbirlerini indirip kaldırıyorlar. Birbirlerine ihtiyaçları var. En vahimi de şu; iki uçtan başka yerde duruş olmazmış şeklinde diğer insanları uçlara itiyorlar! Oysa "Orta yol" denge "Sırat" noktası var. Karşılıklı birbirlerini indirip kaldıracaklarına ortadaki direği yükseltseler ikisi de yükselecek hemde birbirlerini indirip kaldırmaları gerekmeyecek denge olursa... Galip ve mağlup davranışını bilirsiniz; aşırı uçtakiler dengeyi kendi lehlerine bozup yukarı çıktıklarında yükseklik onları çarpar ve diğer insanları "Böcek" gibi görmeye başlarlar. Denge diğer taraf lehine bozulunca da yakınmaya başlarlar çünkü önceden "Böcek" gördükleri şimdi onları aynı şekilde görmeye başlamıştır. Bu kapsamda mağlup olanlar çaresizlikten saldırganlaşır veya yalakalaşır! Saldırganlaşanların galiplere gücü yetmediğinden kendine yakın olanlara saldırması sık rastlanır. Bu nedenle kulaklarına çöple değilmez. Kolunuzu ısırırlar mazallah... Bir de sık rastladığım; kişi kendi önemini artırmaya çalışır elbet bu en doğal hakkı; sorun şurada: ilk zamanlar yanında yer alanları kendini önemli bulduğu noktada harcar! Buna "Kıdem basması" denir. Bu kişiler beraberce yürüdükleri insanlar sayesinde yükselirler veya kendi çabasıyla yükselirler, fark etmez; yükseldiklerine inandıkları noktada ilk yanında olanları harcarlar. Bu da sık rastlanan bir durumdur.
Son tahlilde; kişi kendi olmalı, ısmarlama fikirlerle, dolma akılla yol alınmaz! Vefalı olmalı çünkü insanlık noktasında kimse diğerinden önde değildir! Kabiliyetler açısından zaten kabiliyeti olan sivrilecek. Buna dikkat edelim. Yoksa örnek verdiğim tahterevallinin bir ucuna itiliverir, haberi bile olmaz. "Dost acı söyler" derler ama dost "Doğru" söylesin, doğru olsun, acısı başka konu.
Bir fıkrayı da ekleyim bari; yılanla tilki dost olmuşlar, dere kenarına gelince yılan kurnazlık edip tilkiye demiş "Ben sudan korkarım, boynuna dolanıyımda beni karşıya geçir" Tilki dostunun bu isteğini kabul etmiş. Tam suyun ortasına geldiklerinde yılan tilkinin boğazını sıklamaya onu boğmaya yeltenmiş. Tilki yılandan kurnaz, demiş; "Ben fenalaşıyorum, öleceğim galiba; uzat başını da son bir kez göreyim yüzünü, vedalaşalım" Yılan kendinden emin başını uzatınca tilki yılanın kafasını kapıvermiş. Dere kenarına yılanın cansız bedenini uzatmış ve şöyle demiş; "Dost dediğin işte böyle dosdoğru olur!"
Dostluklarımız dosdoğru olsun,
Selametle
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Yazınızda o kadar güzel konulara değinmişsiniz ki.
Çok büyük bir keyifle defalarca okudum.
Gönlünüze sağlık Ahmet Bey.
Selam ile...
Yadigar Ünver tarafından 11/14/2012 9:16:23 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ahmet Bektaş
(Hiçbir öğreti insandan daha değerli olamaz!
“Ben”i aşağılayanların asıl hedefi “Biz” üzerinden kendi menfaatlerini gütmektir.)
(( dogurulu kacinilmaz adamina gore degisir,yureklerii okuyamayiz ))
Kelimler cok korkutucu,cok urkutucu ,,neden mi der isek..Cumlelerin icinde gelis halinde nerede ve nicin soylendigini anlamadan direkt bu cumleye odaklanirsa insan,mesafe dagilir ve anlam cok degisir hocam..
Bu kelimenin neden ve nicini kavradim ama,,Ben ve biz kelimelerini kullanmayi iyi ogrenmek ve dezenfekte etmegide not icine almamiz gerekecektir..
Tevrat,Incil ve Zeburda ,Allahin gercek kitablaridir ama sureci nisbetinde,.
en son indirilen,Kuran'i Kerim ,,Esas ve son kitab oldugu inancimiz icindedir..
Rabbil alemin Ayeti kerimelerinde hep Biz demis,Ben demeden aleme ... ....
O biz kelimesi ,yerine iyi oturtulmali ki,anlatirken anlamaktaki dusunce bozuklugu olabiliri dikkat seviyesinde dusundum..
FAKAT DUSUNCE KIRLILIGI YASAYAN INSAN OGLU,HER DINDE FITNE VE FESAT CIKARAN YARATILMISLAR OLARAK,OYLE HILE VE DESISELERLE EMRI ILAHIYYEDE KELIME CANBAZLIGI YAPMISLARDIR KI BIR COK TOPLUMU FELAKETE DUSURMUSLERDIR..
Canim hocam,anlatabildimmi bilemiyorum korkularimi....selam ve dua ile..
Ahmet Bektaş
Temiz Bilgi
Edebiyat Defteri'nde Nuh.tu.fani'nin anlamlı sorusuna cevabım.
Temiz bilgi var mıdır dünyada,önyargısız saf gerçeklerin yazıldığı bir damla metin ?
Bu sorunun cevabı kocaman bir kitap olabilir. O halde ben kısaca cevaplayayım.
Evrende temiz, pis; iyi, kötü ne varsa zaten Allah'tan gelir. Bu anlamda Allah için her şey temiz. Pislik ve temizlik esfel (sefil) boyuttaki insana izafi.
Bir örnek; fare süt kabına girse süt ona temizdir, insan o hali görse tiksinir, insana pistir. Evrendeki tüm işleyiş böyle; üst boyutta her şey hayır, alt boyutlarda izafiyet var. Yani hayır ve şer Allah'tan. Demek ki hayır ve şer göreceli. Allah için her şey hayır. Bizim için alt boyutta olduğumuz için ayrım var.
Şimdi konuya gelelim; temiz bilgi var mıdır? Evet tüm bilgiler temizdir. Pislenmesi insan algısıyla oluyor. Yani her insan kendi algılama modunda algıladığı için bilgi ona göre şekil alıyor.
Şöyle örneklemek isterim: cep telefonu sinyali kusursuz ve son gelişmeleri kapsayacak şekilde 3D, HD olsa iki kişi elindeki telefonla aynı yayını alsa; birinin telefonu ilk çıkan ilkel modellerden olsa, diğeri son model. Algılamada farklılıklar oluşur, ses kalitesi ve görüntü kalitesi ilk modelde olmaz. Hatta eski modelde görüntü de olmaz. İşte insan algısıdır bilgiyi mahveden. Kutsal bilgiler dahi insan algısına gelince manadan kısılır. Kutsal vahy de olsa yazım ile dil sınırı yüzünden ilk darbeyi yer, nakil ile ikinci darbeyi alır, kısıntıya uğrar; yorum ile de aslından uzaklaşır, uygulama ile zaten saçma sapan bir hale gelir. Bu manada bilgi aslında masumdur ama bilginin işlenişi yazı ve söze dökülüşü ve nakili; nakledilenin ve alıcı tarafından yorumlanması bilgiyi kirletir.
Son tahlilde; şu anda evrende muhteşem bir bilgi akımı var. İlk insana başta verilen "Adem'e eşyanın hakikatinin, isimlerinin öğretilmesi" sonrasında Adem'in yani insanların geliştirdiği ve evrene yayılan bilgiler saf ve tertemiz evrende akıyor. Eski köhnemiş bilgilerin yalan yanlış nakillerin peşinde koşmak yerine alıcısı temiz olanlar antenini yani akıl ve ruhsal duyularını kullansın. Mutlaka temiz bilgiye ulaşır.
Ahmet Bektaş
Yazınızı okurken Ülkemizin bugünkü siyasi tablosundan manzaralara bakar gibi hissettim kendimi ! aynı konu üzerinde yazmaya hazırlanıyordum ki gerek kalmadığını düşünmeye başladım... asgari müşterekte birleştiğimiz bu düşüncelerinizi umarım birçok kişi okur çünkü;hem bireysel hem toplumsal sıkıntılarımızın çözüm noktasına buradan hareket edebileceğimizi düşünüyorum ben.
Ahmet Bektaş
Benlik duygusu öylesine bileniyor ki, başka duyguları kesip doğruyor. Tek doğrunun kendi olduğu tezini kendisiyle özdeşleştiriyor.
Tek hak sahibi kendisi olunca böceklerin sayısı artıyor. Böcekler arttıkça kendi tek kalıyor. sevgiden bi haber yaşıyor!
Birde benliği ayaklar altına, alanı düşlüyorum. Gülümseyen gözler, duyarlı yüreği, samimiyeti ve içtenliği...
Böyle bir varlığın yüreklerde ki yerini hatırlatmak istiyorum... Ölümün ardından bıraktığı mirası. hiçbir zaman bitmeyecek şanını...
Düşündüren yazınıza teşekkürler.
Ahmet Bektaş
“Ben” Manifestosu
“Hakiki imânı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir.” Sözler / Yirmi Üçüncü Söz/284
“Kâinatı elinde tutamayan, zerreyi halk edemez.” Sözler / Lemeât/641
“Zerre küllün aynasıdır” Hadis
“İlim kendini bilmektir” Yunus
Tüm dinsel ve ideolojik öğretilerde itaat esastır. Bu itaat dinde Tanrı’ya, ideolojilerde doktrinlere…
Toplumda önder olanlar bu itaati asıl makama vekaleten kullanırlar. Halifeler Tanrı adına, ideolojik önderler ise doktrinler adına kullanırlar. Bu manada “Biz” derler! Aslında “Biz” adına benlik sahibi olan insanları doktrinlere kurban ederler!
Ben cesur davranıp “Ben” e bakacağım. Birilerinin insanların benliklerini esir ederek “Biz” olması aslında kendi benliklerinin menfaati içindir! Başkalarının benlik davasında bilinçli veya bilinçsiz potansiyellerini, benliklerini feda edenler kendi benliklerinden başkası veya kendi basit menfaati için vazgeçenlerdir! Dünya boyutundaki hiçbir menfaat insanın benliğinden vazgeçmesine değmez. “Gölge etme başka ihsan istemem” diyen Diyojen bunun farkında imiş. Basit menfaatler için kişiliğini, benliğini feda etmemiş.
Kendi benliklerini başkalarının benliğine, “biz” olmak uğuruna hediye etmeyen; aracı ve asalaklardan kurtulan herkes kainata kendinden bakabilir.
Bütün mesele yüzyıllardır kendi şahsiyetlerini öğretilere ve öğretenlere kurban edenlerin uyanması ve kendi benliğinin evren kadar önemli olduğunun farkına varması…
“Ben yok biz varız” söyleminin eskidiğinin kabul edilmesi zor bir süreç!
Başkalarının ideallerinde “Biz” olarak başkaları adına var olmak yerine, “ben” olarak kendi ideallerinizle kainata meydan okumaya var mısınız?
Hiçbir öğreti insandan daha değerli olamaz!
“Ben”i aşağılayanların asıl hedefi “Biz” üzerinden kendi menfaatlerini gütmektir.
Saygılar,
Ahmet Bektaş
Nilgün Akçay
Elbette, insan kendisini donanımlayıp bütüne hizmet vermeli.
Zira, başarıyı da sadece kendisine mal edip, kendini diğer İnsanlardan üstün görmemeli.
Tıpkı Şeytan gibi...
Varlıkta yok olabilmek... Makamın en güzeli.
“Ben yok biz varız” söyleminin eskidiğinin kabul edilmesi zor bir süreç!
Geçmişten ders almakmış..... Ne masal şey!
Beş bin yıl yarım hisse mi verdi.
Tarih'i tekerrür diye tarif ediyorlar
hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi.
İşte bir veli olan Mehmet Akif Ersoy: böyle söyler.
Eskimeli...Biran önce çöpe gönderilmeli, yaşam geçiyor İnsanlık amaca hizmet etmeli.
''ben''olarak yapılan her işlev ''bize'' hizmettir. Çok güzel beyin fırtınasıydı saygılar Hocam.
Ahmet Bektaş
Insanlar arasinda bana cok tuaf gelen ve alisamadigim,cok yadirgadigim,Dunya kuruldugu andan bu gune kadar ki yasamda,surekli birbirlerine hayati zehir etmeleridir...
Soyledikleriniz dostlugun ve dogrulugun karakter yapisindaki menfi duygulari ile surekli kendileriyle gelgitleri olanlarin sadece bir tanesi ama tum insanlar bu duruma cok yakin...
Dostunu arkadasini anlamak icin,menfaatine bir dokunuver veya kuyruguna bir basiver derler bizim buyuklerimiz..Birde kustukten sonraki durumda,arkandan neler soyluyor ise,bu onun karakteri nedir anlarsin sozlerinde,insanin tarifini yapmislardir..
Ama yasadigim zaman diliminde ,ben insanlari yakalayamadim,surekli degisken ruh yapisi 'bir gordugun baska diger gordugunde daha baska,yuzleri aninda inip kalkan cehreleriyle,insandan uzak kalmak,yasam iletisimini dikkatle yaklasmak oldugunu gordum..
Sonra ,insani ararken okumaga calistigim kitablarda,ve de yasamda insani bulamadim...
Insan denen ucurumlar olarak kaldi usumda...
Insan bir cukurdur,incikte bulunamayan,sozunu curutmek istedikce ,en iyi dusuncelerimde dahi anlik guzellikler disinda insani bulamiyorum..her merhabanin bir elveda oldugu insan birliklerinde,halimiz nice olacak derken cok uzuldugum,agladigim zamanlardan cikinca dedim ki,arama,sadece ani yakala..
Indikce dehlizlerde insani ararken,tam buldum dedigim anda insani kaybettim..Artik,gunun getirisinde ne ise insani, karakterime yakin olana merhaba'olmayana dua ederek,yasamda yuruyorum Ahmet Bektas hocam...
MERAL TICE tarafından 11/13/2012 6:21:22 PM zamanında düzenlenmiştir.
MERAL TICE tarafından 11/13/2012 6:23:11 PM zamanında düzenlenmiştir.