BEN
Ben bir mum ışığıyım. Yanarım.. gücüm yettiğince daha da kuvvetli yanarım. Bana dokunmak istemezsiniz. Belki de güneşi bildiğinizden yüzüme bile bakmak istemezsiniz..
Ben yanıbaşımı aydınlatabilirim, güneş tüm dünyayı..
Bana bakmamakta haklısınız, beni rafa kaldırmakta da haklısınız belki.. Tozlanmış rafın en karanlık köşesini de ayrımış olabilirsiniz bana.. Evet bana herşeyi yapmakta haklısınız.. Ben ufacık bir rüzgarda bile söner, duman olurum.. Güneş hem rüzgarı ısıtır, ılık ılık eser rüzgar, hem de toprağı ısıtır. Öyle ya ben sadece bir mum ışığıyım. Güneşse hem lambanız hem de sobanız.. Bense ancak yanıbaşımı aydınlatabiliyorum ve ancak bana yaklaşan şeyleri ısıtabiliyorum.. Ben sadece bir mum ışığıyım...
Bembeyaz bir sayfayım ben.. Üstüme hem yazı yazarsınız hem de çizersiniz.. Bazen de beni öyle bir karalarsınız ki benim canım acısa da, sizin hoşunuza gittiği için ses çıkarmam, çıkaramam.. Bazense öyle güzel yazılar yazarsınız ki, üzerime ılık ılık su damlaları düşer sanki.. Siz öyle yazdıkça daha da beyaz olurum, daha da tertemiz bir
sayfa
olurum.. ılık su damlalarınız süslendirir beni
Bembeyaz bir sayfayım ben.. Üstüme su dökülürse ya çöpe atarsınız beni ya da kurumam için bir yerlere koyarsınız.. Büzülürüm, buruşurum, canım acısa da beni çöpe atmadığınıza, birlikte kalmamıza izin verdiğiniz için sevinirim.
Bembeyaz bir sayfayım ben, ne karalasanız gider beyazlığım ne yırtsanız gider parlaklığım. Ben öyle bir sayfaydım ki, eskiden hep beni kullanır, en güzel sözlerinizi benimle paylaşırdınız. Ama şimdi herşeyinizi başkalarıyla paylaşıyorsunuz.. Beni ise bıraktığınız o hiç olmak istemediğim köşe de unutuyorsunuz.. Yanıma ne bir zarf koymuyorsunuz artık, ne de pulları görüyorum yanıma, ne de en sevdiğim kalemi yanıma bırakıyorsunuz Mürekkepi ise raflardan da almaya başladınız.. Bizim üzerimize toz çöktü, mürekkep ise baldıran zehri içti sanki.. Ben eskiden bembeyaz bir sayfaydım...
Berrak bir su damlasıyım ben.. Beni ne unutursunuz ne de bir köşe de tozlanmama müsade edersiniz. Beni hep kullanır heryere götürürsünüz.. Benimle temizlik yaparsınız, canım acısa da ses çıkartmam, beni uzaklara salıverseniz de üzülmem, sizden ayrılmak bana acı verse de sonrası avutur beni.. Ya çeşmenizden geri gelirim ya da yağmur damlası olup başınıza düşerim.. Ben berrak bir su damlasıyım çünkü
En sevdiğim şey size bir an olsun yakın olmaktır. Sabah benimle yüzünüzü yıkadığınızda çok mutlu olurum.. Öyle mutlu olurum ki hep yüzünüzde tutunmak, orda kalmak isterim.. Avuçlarınızın içinde uyumak isterim.. Ama siz beni havluyla ayırısınız beni kendinizden..Ayrılık acıdır, siz de bilirsiniz, ben de..Ayrılık size geldiğinde ve beni yudumladığınızda çok mutlu olurum.. Öyle sevinirim ki beni yudumladığınız o anı, dünyaları verseler de değişmem bu mutluluğa.. Ama sonraları ayrılık size acı vermeye başladığında beni gözlerinize çağırırsınız..sizinle dünyayı izlemek isterim, gözünüzden bakmak isterim etrafa.. Ama siz beni salıverirsiniz gözlerinizden düşen diğer damlalarla birlikte.. İşte o an ben de hissederim kalbinizin acıdığını.. Benim de acır canım o zaman.. Ağlamak istesem de ağlayamam sizin gibi, ses çıkarıp size teselli versem onu da yapamam..
Çünkü ben bir su damlasıyım sadece. bazen yudum olup size gelirim, bazen yağmur olup başınıza düşerim, bazen de diğer damlalarla beraber gözlerinizden süzülürüm.. Başka birşey yapamam..
Ben sadece bir su damlasıyım..
...Od..