TRABZON'LA SÖYLEŞİ
Yıl Bin dokuz yüz doksan iki.
Görev gereği geldiğim ve iki buçuk yıl yaşadığım Trabzon şehri.
Karadeniz bana çok yabancıydı. O nedenle çekinerek gelmiştim. Ama sonra öyle güzel
günler geçirdim ki, öyle güzel insanlar tanıdım ki bu şehirde.
Başta gazeteci yazar Harun YAVRUOĞLU olmak üzere halen en azından telefonla görüştüğüm
dostlarım var burada.
Ve fanatiği olduğum Galatasaray’dan sonra halen bir Trabzon Spor taraftarıyım.
Bu gün hiç unutamadığım bu güzel şehirle,Trabzon’la sohbet etmek geldi içimden:
-Merhaba Trabzon. Merhaba bordo mavi.
Halen öyle dalgalı mı denizin? Halen öyle sevecen ama tatlı bir hırçınlıkta mı halkın?
Nasılsın Faroz? İşler pek iyi gitmese de yine dolduruyor musun bordo mavi trübinleri?
Yine futbolcu yetiştirmeye devam ediyor musun?
Yine balıkçı barınaklarında ülkenin durumunu ve Trabzon Spor’u tartışıyor musunuz farozlular?
Merhaba o koca şehri panoromik bir görüntüyle sunan Boztepe. Yine yeşilin her tonunu
barındırıyor musun bağrında? Yine daralan nefesleri açıp. Huzur veriyor musun insanlara?
Merhaba Yalıncak. Yine bardaktan boşalıyor mu yağmurların? Ya kasapların. Etin lezzet ustaları
yine "Soğudi bu hemşerum" Diyerek, tabaklardan alıp ısıtmaya götürüyorlar mı köfteleri?
Merhaba Çömlekçi: Yine Ruslar’ın mekanı mısın? Yoksa ayıkladın mı onları pazarlarından?
Merhaba Beşirli. Merhaba Erdoğdu. Merhaba Değirmendere. Merhaba Fatih. Merhaba Gülbahar
hatun. Pazarkapı, Soğuklu, Kaymaklı Mahallesi Merhaba...
Merhaba bordo mavi meydan. Merhaba Kunduracılar. Yine futbol maçlarını konuşuyor mu esnafın?
Merhaba evliya anılarının Bedesten’i, merhaba Kemeraltı.
Merhaba çarşı: Halen yumurtayı çift mi satıyorsunuz bakkal hemşehrilerim. Yine döneriniz. Köfteniz
gramla mı satılıyor adilane bir şekilde? Yine müşterileriniz hepsinden karışık istiyorum
diyerek sulu yemeklerin her birinden birer parça koyduruyorlar mı tabaklarına, lokantacı dostlar?
Merhaba alabalığın cenneti, yeşilin en güzeli, İsviçre ormanlarının efendisi Uzungöl.
Merhaba bir tarih abidesi, merhaba insanlık mucizesi Sumela...
Seni anlatmak sayfalara sığmaz ki Trabzon. Seni yaşamak lazım. Seni, sen de yaşamayı, senle
yaşamayı özledim Trabzon.
Mısır unundan kuymağını, kara lahana dolmanı, hele hamsini çok özledim. Mis gibi tereyağının
kokusu, kara yemişin tadı unutamadım bu lezzetleri...
Eylül yağmurunda düşen bıldırcınları. Akçaabat köfteni. Karadeniz usulü açık, kapalı pidelerini
çok özledim Trabzon.
Bin dokuz yüz doksan beş yılında dostlara veda edip ayrılırken Şehir garajından bizi uğurlamanızı.
Karşılıklı gözyaşlarına boğulduğumuzda "Tanımayan insanların cenazeniz mi var?" Diye sormalarını,
insanlığını, dostluğunu, sevgini unutamadım Trabzon.
Allah ömür verirse bir gün yine o mis gibi havanı koklamak. Güzel insanlarınla yarenlik etmek isterim
dost. Görüşmek dileği ile...
Boztepe’nin dağını
Misler kokan yağını
Özledum Trabzon’um
Yemyeşul toprağını...
Çömlekçi pazarını
Meydan da her anını
Özledum Trabzon’um
Bordo mavi kanını...
Bedesten çarşısını
Çeşmede su tasını
Özledum Trabzon’um
Taraftarın hasını...
Haşlı çorbandan içsem
Lahana, hamsi yesem
Özledum Trabzon’um
Hasret giderum göçsem...
Mehmet Fikret ÜNALAN
YORUMLAR
Bu kadar mı güzel anlatılırdı güzeller güzeli şehrim? Emeğinize yüreğinize sağlık. Şuan o pek vefalı dostumuz,şehrimizi hiç terketmeyen yağmur selam söylüyor siz Trabzon sevenlerine...
UNALAN
:)) Gülümseten, hiç bir şeyi atlamamış olmanız. Duygunun hasını da katmışsınız dizlere. Gerçek dostlukların hala diri olduğunu söyleyebilirim. Çömlekçi, Rusların... kısmen azalsa da yine onların mekanı. Sümela çok daha iyi konumda, Uzun göl yine dumanlı... Ne iyi geldi gülümsettiniz.
Aaa bu arada h e l v a s ı n ı unutmuşsunuz:) sanırım sizi bekliyor tadına varmanız için. Arafil boyundan geçiniz meydana sonra deyiniz Nilgün'ün selamı var tüm Trabzon halkına.
Çok içten çok keyifliydi.
UNALAN
Nilgün Akçay
Yazının "yemekleri karışık tabağa koyma " bölümüne geldiğimde anladım ki sizi kaybetmişiz...Siz Trabzon'lu olmuşsunuz vesselam.
:))))
Ne kadar hoş ve vefalı doslara sahipsiniz.
Valla içimden "BORDOOOOOOO......" demek geldi artık siz de "MAVİİİİi," diye bağırmaya mecbursunuz ...
Selam ve saygı ile.
Bir dakka ben Rize'liyim ya hu!