- 794 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
GİYOTİN
GİYOTİN...
Giyotini dün keskinleyen kel kafalı celladı parmaklıklı pencereden izlerken, ona bildiğim en büyük küfürleri savurdum.Şu an tek özgür olan şeyi bu pencerenin dışına bırakabildiğim sözcüklerimdi.O yüzden o şefkatli cellada içimden geçenleri mırıldanarak söyledim.
Ömrümü daha çok uzatabilmek için o gece hiç yatmadım.Elimden gelse güneşi tekrar geri geri dünyanın etrafında sarıp, öldürdüğüm onca insanı geçici olarak hayatta olmasını istedim.Yaşamaları için değil itiraflarını yaptıktan sonra tekrardan onları öldürmem için bunları yapacaktım.
Gücüm yetseydi eğer paslı parmaklıkları kırmaya, gücümün yetmeyeceğini bildiğim için bıraktım hayal kurmayı.O yüzden demir kapının altından sunulan tabaktaki çiğ eti yemeye başladım.Kemikli kısımlara her diş geçirdiğimde kurbanlarımın teni aklıma geliyordu.
Kalan son ikisinin daha icabına baksaydım içim biraz daha rahat olacaktı, giyotin boynumu keserken, kesilen kellem gülümseyerek düşecekti en azından zemine.
Bu yüzden son günahımı gelecek olan rahibe bıraktım.Gülümsedim, rahibin şafak vakti yanıma gelecek olmasına.Bu yüzden tüm biriken gözlerimdeki uykuyu dışarıdaki giyotine bıraktım, keskin bakışlarımla.
**
Tan atarken gökte bir kızıl renk vardı kan rengine yakın.Belliydi gündüzün alabildiğine sıcak olacağı.Dizlerimi küflü duvarları ayakta tutan zemine iliştirip, bekledim.
Bekledim,bekledim bekledim.Dışarıda uyuklayan muhafızların esnemelerini duyarken hücremde, mektup yazmaya karar verdim gelecek olan rahibe.
Birkaç satır sonrası kendi günahımı kendim çıkarmaya karar vermiştim, duvarlara sinmiş eski mahkumların ruhuna sarılırken.Geçmeli taşlara parmak uçlarımla dokunup yapışmış olan yosunları sevdim duvara kazınmış olan sözleri okurken.
O an karar verdim.Gelecek olan rahibin oğlunu neden öldürdüğümü söylemekten.Ama içimdeki sır bana engel olmasını istemedim, dışarıda cellat beklerken beni.Bunları düşünürken, paslı sürgüler açıldı şafağın ilk aydınlığı hücreme yerleşirken.
**
Dizlerimi bir daha soğuk betona dayayıp, eğdim başımı rahibin yanında.Onun kulaklarına fısıldadığımda sırrımı, başımızdaki nöbetçileri gönderdi elinin tersiyle.Oğlunu niçin öldürdüğümü söylediğimde onun ağlamasıyla bende ağladım…
Öldürmeye kıyamadığım o son iki ismi söyleyemedim ona. Söyleseydim ona o da oğlunun yanına gidecekti.O yüzden celladın yanına gülümseyerek gittim.
Kralın öldürülmesi gerektiğini, beni günahlarımdan arındıran o rahibe bıraktım.Giyotin inmeden önce yanımdaki muhafızı kendi kılıcıyla yere serdiğimde….Kesilmiş başım yerde gülümsüyordu, kralın izlediği pencereyi…
-vala duramadım yine yazmadan edemedim işte......
YORUMLAR
ben bayıldım bu yazıya hehehe hak edeni sonunda giyotinde olsa bırakmayacaksın o kadar derim yazık oldu kahramanıma :(((
DİLEK YILDIZI
teşekkürler.
sonsuz sevgi saygı ve selamlarımla...
Giyotin inmeden önce yanımdaki muhafızı kendi kılıcıyla yere serdiğimde….Kesilmiş başım yerde gülümsüyordu, kralın izlediği pencereyi…
En vurucu cümleler biraz sorunlu olmuş. Sanki bir cümle aradan çıkarılmış gibi. Giyotine yatmadan önce muhafızı kendi kılıcıyla öldürüyorsunuz (Genelde mahkumların elleri arkalarında bağlıdır ama bir şekilde çözmüş olduğunuzu varsayalım.) Sonra bir şekilde yaka paça bıçağın altına yatırılıyorsunuz. (Değil mi?) Yoksa giyotine yatmış (Kalasın üzerine uzanırlar) bir mahkumun o noktadan sonra muhafızlara bir zarar vermesi çok olası değil.
İdam öncesi gece ve idam sabahı gayet güzel konular. Özellikle 'Birkaç satır sonrası...' bölümündeki fikir değişikliği hoşuma gitti. Tebrikler.
Saygılarımla.
DİLEK YILDIZI
Yine son anda aklıma geldi ve hiç düşünmeden bende direk yazıp sayfaya ekledim.Ayrıntılarını fazla kurgulamamıştım.
Bir itiraf daha etmem gerekirse yazının ortasına geldiğimde, bir ara sizin güzel bir yazınız aklıma gelmişti.Sanırım orada bir mahkumun en son ne yiyeceği konusu geçiyordu.
Yorumunuzu düşünerek okurken,( eksiklikleri gidermek için) kurguya bir kaç parça ekledim yazıya dökmeden.
Rahip mahkumun hücreden giyotine kadar olan yolu elleri serbest yürümesi için kırala istekte bulunur.Kral kabul eder.Giyotine yaklaşmasıyla birlikte muhafızın birini sırf arbede çıkarmak için öldürür.Elleri bağlı olan mahkum başını cevirip rahibe bakar.Giyotin indiği sırada rahip yanındaki kralı öldürür....Muhafızlarda rahibi...Giyotinde boynu kopan adamın gülümsemesinin asıl sebebi kralın tahtına yeni oturacak olan çocuk içindir....
diye içimden geçirdim şimdi birden bire...
Bu güzel yorumunuzdan onur duydum.Özellikle üstünde durmadığım eksikliklerimi göstermeniz beni mutlu etti.Çok teşekkür ederim...
Bu yüzden boyadım işte bu güzel yorumu...
lacivertiğnedenlik
İlhan Kemal
DİLEK YILDIZI
DİLEK YILDIZI
Annem seni çok seviyorum ve o güzel ellerinden en derin saygılarımı sunarak öpüyorum....
DİLEK YILDIZI
Ben demiştim o cellada o kör giyoruni bile diye...
Gitti güzelim niyazi :-)))
-
teşekkürler dostum...
DİLEK YILDIZI
sonsuz sevgi ve selmalarımla...
DİLEK YILDIZI
Aklıma geldi birden bende yazayım dedim birden bire son anda...
Ama beğenmdiğine çok mutlu oldum beyaz kanatlı küsmeyen güvercin..
kokteyl kafalıdan 3 s gönderdim sana ....
oyyy oyyyy MUHTEŞEM YÜZYILI MI SEYREDİYORSUNUZ giyotin kafa kesilmesi vs
fakat anlatımınız güzeldi siz iyi kıvırdınız bu işi azmettiniz vede başarılı oldunuz tebriklerimle
DİLEK YILDIZI
Yok bişeyi kıvırıp başardığım ama olsun senin beğenmen beni mutlu etti şimdi....
Çok teşekkür ederim...sonsuz sevgi ve selamlarımla...