ÖĞRENMEK
İnsanın gençliği ne yaşındadır ne ruhunda.Bir sinemaysa dünya,başrollerin kadar gençsin aslında.Yapacakların varsa bitmediyse gözünde dünya altmış yaşındada genç kalabilirsin mesela.Yorgunsan,dizlerinin üstündeysen,kaybederken bile kalkmaya mecalin yoksa gençlik geçmiştir senden geçmiş ola.Yavaş yavaş geçersin seyirci koltuğuna,işte pes etmemeyi yada vazgeçmeyi hayat öğretir sana.Anahtar kelime bu.Nedir öğrenmek?Sadece öğretmen midir öğreten?Sadece biyğkler mi yol gösterir?Tecrübeyle mi sabit öğrenmek denilen şeyi öğretmek..
Öğrenmek,hayatın içindedir.Öğreten her zaman öğretmen değildir.Hayattır,asıl öğretici.Her insan farklı birşey öğrenir hayattan.Farklı bir ders çıkarır.Bilimsel gerçekleri öğretmenimizden,Toplumsal kuralları ailemizden,yanlışı doğruyu,nefreti sevgiyi,kavgayı savunmayı bizi biz yapan değerleri hayatımızdaki insanlardan öğreniriz.Başımıza her türlü iş gelebilir, olumlu yada olumsuz.Bunlar illaki bir ya da birkaç kişi yüzündedir ya da etkisi vardır.Aslında bu bahanedir.Yaşamayı öğrenmemiz için,yaşadığımız iyi şeylerde kötü şeylerde birer ayrıntıdır.Avare avare gezinirken boş sokakta,aniden ağlayabilir insan.Yaşanmaz gibi gelebilir hayat.’Üzülme’ der.İşte o an o çocuk bize hala birşeyler geç olmadığını anlatır.Küçücük kişilerden büyük şeyler öğreniriz kimi zaman.Bir doğum küsleri bir araya getirebilir,İnsan,kendi giderken başkalarının da geldiğini öğrenir.Bir Türk ile bir İngiliz’i düşünelim.İkisi de uzak yurdundan.Sevdiği insanlardan.Bilmez gittiği yerin dinini dilini.Anlamaz kimse ne dediğini.Öyle bir an yaşadım bende.İçimde bir konuşma isteği.’dertleşme’.İnsanız.Özlemiştim elbette.Çat pat ingilizcemle,arkadaşımda yarım türkçesiyle ’Ne oldu’ dedi.onon dilinde ’özledim’ diyebildim sadece.’bende’dedi.Sarıldık.Kenetlendik sımsıkı.Öyle tutunduki ellerimiz bilmediğimiz yerlerde bilmediğimiz insanlar içinde.Rengimiz dilimiz dinimiz kurallarımız farklıyken duygularımız birdi işte.O gün hiç tanımadığım birini kardeş gibi hissetmeyi öğrendim bende.
Herkes farklı birşey öğrenir hayattan.Ve öğretir.Hayat asıl öğretmendir.İçindekiler geçici öğreticiler.Biz daimi öğrenci.Aynı şeyleri öğrenerek başlamasak ta herkes aynı kanıya varır sonunda.Ne midir o? Düşününce herşeye üsenebilir insan,bir tek şey dışında.’’yaşamak’’Yaşamak insanın işidir.Yaşamaya üşenilmez.Benim işim avukatlık benim işim doktorluk ben ev hanımıyım.Yanlış!Senin için yaşamak.Bunun için hayallerin ideallerin hatta egoların var.Yaşamak için mesleğin var.Bizim işimiz yaşamak ve seyirci koltuğuna gömülenler,yaşamaya cesaret edemeyenlerdir.Çünkü hayat yaşama cesareti olanları sever.Ve insan yasadıkça öğrenir,yaşamayı bile..