YORULDUM ARTIK, BEN SENDEN GİDİYORUM...
Fırtınalar vardı göz bebeklerimde benim, sen o girdabın içinde savrulma diye, o rüzgarlara kapılıp uçup gitme diye sımsıkı yummuştum göz kapaklarımı. Artık gözlerimi açıp dimdik hiç kırpmadan bakabilmek istiyorum gözlerine. Bana olan ne varsa sana da olsun diye. Bakışlarımdaki bu değişikliğin sebebi sadece ben olamam ya. Artık ne “kal” diyeceğim, ne de “git”. Neyse yapmak istediğin yap. Ama artık ben olmayacağım sende, senin gözlerinde.
Ben senden ve sevginden vazgeçmek istiyorum şimdi senden habersiz.
Ayrılıkların mevsimi diye bilinir ya sonbaharlar. Dökülen sarı yapraklarla birer birer düşer umutlar da. Sevmenin baharı kışı güzü mü olur güzelim son bahar, senin adın çıkmış bir kere ama bak bana da öyle denk geldi işte ayrılıklar. Bir çıkış yolu bulamadığımda yine faturayı sana ödettim. Korkmuyorum artık senden sonbahar. Ve hatta seni seviyorum. Ama artık yoruldum.
Şarkı söylemek isterken dinlemekten yoruldum.
Haykırmak isterken susmaktan yoruldum.
Yüreğimden kopup gelen gözyaşlarımı silerken, başımı omzun yerine ıslak camlara dayamaktan yoruldum.
Belki de bir telefon kadar yakındın, belki bir okyanus gibi aşılmazdın.
Aşmak için çabalamaktan yoruldum.
Sen benim her şeyim olduğunda ben senin için hiç yoktum, bu yüzden yalnızlıklarım, ağlamalarım, özlemlerim dile geldiğinde hiç canını acıtmadı. Ben sana hep inandım, her söylediğine kandım. Sen ne kadar gerçeksen o kadar yalandın. Ve ben her seferinde hep yeniden başladım. İnanmayı dayadım sırtıma ve bundan güç aldım.
Tek isteğim sana sımsıkı sarılmaktı ve belki seninle uyanmaktı. Yokluğunu yaşarken varmış gibi düşünmekten ve seni sensiz yaşamaktan yoruldum.
Herkes gibi olmanı ya da hiç kimse olmanı istiyorum artık.
Defalarca deneyip başaramayınca seni terk etmeyi, bağımlı hale geldiğimi anlamıştım. Hiç kimse olmak bağımlı biri için ne kadar zor bilsen.”Ne kadar terk ederseniz o kadar çok dönersiniz oraya” diye bir cümle okumuştum. Aynısını yaşayacağımı bilemedim. Eksikleri, hataları gördükçe hep affettim ben, bir yer geldi ki ben aciz duruma düştüğümü gördüm. Utandım kendimden. Bu zavallılığımdan utandım. Ben kendi gözümde tekrar yükseltmek için beni, mücadele içine girdim içimdeki benle.
Yavaş yavaş tedavi olacağımı biliyorum. Zaman her şeyin ilacı imiş. Bazen krizler yaşanacak, bazen vurdular kırdılar içinde heba olunacak. Ama sonunda zor da olsa başaracağım. İçimdeki gürültülerden uzak bir dünya kuracağım kendime.
Önce kendinden emin duruşlar, unutmak için kaldırmalar başını, aldırmayışlar, yokmuş gibi davranmalar, …mış gibi, sonrası sessizlik, uzun upuzun…
Ben yine bekleyeceğim seni senden habersiz, seni görmek umuduyla yine bakınacağım yollara. Olmadığın yollara bilerek gelmeyeceğini. Bir çok şeye anlam yüklemekten bıktım ben, usandım. Anlamsız kelimeler üreteceğim artık.
Ve toplayıp bir yığın umutları eteklerime, çekip gitmek istiyorum şimdi anlamsız kelimelerimle.
Ben seni sevdiğimi söylediğimde seni seviyordum.
Ben seni özlediğimi söylediğimde seni özlüyordum.
Ben seninle gelirim dediğimde zaten ben sana çoktan gelmiştim.
Ben her değiştiğimde, her değişimin ardındaki rüzgarımdan sen de bir yerlere savruldun içimde. Ben değiştiğimde ben olamam ki. Ben ben olamazsam sen nerede olursun ki. Bilirsin gözlerim hedefe kilitlendiğinde ondan başkasını görmez olur gözlerim. Duymam, duysam da dinlemem, konuşmam, inatla akar kanım, inancımdan dönmem. Sadece anlamı yitince kendi gözümde, dönebilirim belki.
Ve ben şimdi gidiyorum, belli ki o anlamı yitirmişim. Gözümde, yüreğimde bitmiş o duruşun anlamı. Anlam azalınca her şey azalıyor, sevmek de, sevişmek de, aşk da ve bilumum her şey sırayla. Kendim de eksiliyorum yavaş yavaş.
Zamana tutsak olan umutlardı ve ben her seferinde yeniden başladım tüm umutlarımla. Yeniden bir sondayım, ne kadar sürer ama ben bu sonun gerçek olduğunun farkındayım.
Ben senin hayatından gidiyorum ve kendi benliğime dönüyorum.
Nasıl olsa alışkınım seni görmemeye bu sefer başarmak istiyorum. Bir bitirsem içimdeki özlemini bu sefer o kadar zor gelmeyecek galiba senden sevginden vazgeçmek. Bu sefer seni beynimden de silmek isteyerek usulca, sanki hiç yokmuşçasına gidiyorum.
Ne zaman yağmur sağanak halinde inse ben o deniz kenarında olacağım yine.
Ne zaman bir yağmur tanesi dudaklarımı ıslatsa o dalgaların içinde olacağım.
Ne zaman bir tanıdık koku duysam senin kokunu arayacağım
Biliyorum.
Ama artık gitmek istiyorum.
“Eğer senden gittiğimi hissedersen sana geri dönmemem ve seni tekrar deliler gibi sevmemem için bana şans dile”
Ve lütfen yağmur yağdığında o parka bir daha gelme.
Şükran Demirtaş
YORUMLAR
“Eğer senden gittiğimi hissedersen sana geri dönmemem ve seni tekrar deliler gibi sevmemem için bana şans dile”
Bunların hepsi nafile çabalardır. Tekrar geri dönersin ayrıldığın yere. Ta ki yüreğinden silip atana kadar. Duyguların satırlara dökülüşü acı ve de güzel. Ellerinize sağlık, düşlerinize zenginlik dilerim.