- 769 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BATUR'CA 10 KASIM KONUŞMASI
BATUR’CA 10 KASIM KONUŞMASI
Değerli Meslektaşlarım ve Kıymetli Öğrencilerim ;
Bağcılar Gazi Lisesi’nin sevgili öğrencileri ;
Dünyaya hükmeden bir cihan devletinin yıkılışının ardından uzun ve amansız mücadele sonrası,Türk Milleti’nin ve İslam aleminin yok oluşunun eşiğinden dönülmüş ve mücadele kazanılmıştır. Ancak eski devletin yaşayamayacağı anlaşılmış ve yeni devletin kuruluşuna karar verilmiştir.
Sevgili Gençler ; adı Türkiye Cumhuriyeti olacak olan bu yeni devletin kuruluş töreni ;
29 Ekim 1923’te Ankara Hacı Bayram Veli Camii’nde kılınan Cuma namazının ardından,
hep birlikte yürüyerek, Ulus’taki ilk meclis binasına gelinmiş ve dualar eşliğinde kurban
kesilmiş ve ardından bina önünde saygı duruşu sonucu ilan edilerek gerçekleştirilmiştir.
Bu devleti kuranların içinde ; bu ilk mecliste, her kesimden insanlar vardı. Tarih bilincine sahip, vatanını seven ve inancında samimi olan din adamları da vardı.
Mustafa Kemal , işte bu din adamlarıyla davasını paylaşıyor, yetkilerini paylaşıyor,
onlara itibar ediyor ve onlarla yoldaşlık ediyordu. Onlarla yeni devleti kuruyordu…
Çünkü Mustafa Kemal, kendisinin de İslam dininin şerefli bir mensubu olduğunu biliyor ve kabul ediyordu. “ Bizim dinimiz, milletimize, değersiz, miskin ve aşağı
olmayı öğütlemez. Aksine Allah’ta, Peygamber de ; insanların ve milletlerin, değer
ve şereflerini korumalarını emrediyor.” 1923 ( Atatürk’ün S.D. 11 s. 92 ) diyerek
İslamlığın insan haysiyetine, kişiliğine ve şerefine ne kadar önem verdiğini gayet
iyi vurgulamıştır. Mustafa Kemal’in “ Bizim dinimiz, aklın, mantığın uyduğu bir din olmasaydı, mükemmel olmazdı, son din olmazdı.” 1923 ( Atatürk’ün S.D. 11 s. 127 )
sözüyle de dinimizi ne kadar benimsediğini, ne kadar önemsediğini ve ne kadar üstün
gördüğünü de çok iyi anlayabiliyoruz. Ancak, bütün bunlara rağmen ne yazık ki,
bu insana dinden uzak, din adamlarına düşman ve din adamlarını asan adam olarak
bakan zavallılar var bu memlekette. Hatta kefere diyecek kadar vicdandan uzaklaşmış
insanlar var.. Daha da vahimi bunu diyenlere inanan ve öz be öz bizim insanımız olan
gaflete düşmüş olanlarımız var…
Değerli meslektaşlarım, sevgili gençler ; Osmanlı Türkleri’ni tarihten silmeye azmetmiş
batasıca batılılar, 18.yy. başlarından itibaren, başta İngiltere olmak üzere , Müslüman coğrafyasının her yerinde faaliyetlere başlamışlar, Arap topraklarında şeyhler , Türk Toprakları’nda imamlar yetiştirerek, dini kurumlarımıza, camilerimize yerleştirmişler
ve İslam dinini içerden bozmaya çalışmışlardır. Kurtuluş mücadelesinde bizi içeriden
vuran bu casuslar, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ve daha sonrasında, yargılan-
mış ve asılmışlardır. Batılılar , özellilke İngilizler ise, Mustafa Kemal’in bu yaptığını,
sanki gerçek Müslüman din adamlarını asıyormuş gibi anlatmışlar ve bunda da başarılı olmuşlardır. Bu dedi kodular iyice yayılmış ve etkili olmuştur. Ne yazık ki, bütün bunlara inanan dinde çok sayıda samimi ve saf müslümanlar olmuştur. Yaklaşık
90 yıldır devam eden bu olay, Türk Milleti’inin içine nifak girmesine sebep olmuştur.
Zaten batılıların da istediği buydu… Günümüzde bu dedi kodulara inanan gafillerin
sayısının milyonlara ulaşmış olması da felaketimizin boyutunu göstermektedir.
Halbu ki Mustafa Kemal, Türk’e ve müslümana sahip çıkmanın bedellerini çok ağır
bir şekilde ödemiştir. Bu bedelin geç te olsa, hasta da olsa farkında olmuş, canına kastedildiğini anlamış ve beni “Türk hekimlerine emanet ediniz” demiştir.
Sevgili Gençler ; Mustafa Kemal, arkadaşları, kimisi şehit olan, kimisi gazi olan dedelerimiz ve nenelerimiz olmasalardı, şimdi isimlerimiz İngilizce, Fransızca,
İtalyanca, Yunanca, Rusca olurdu. Çoğumuzun dini de İslam olmaz Hiristiyan olurdu…Önce Allah’ın emriyle bize bu vatanı bırakan atalarımıza, başta Mustafa
Kemal’e atılan iftiralara en azından sizler inanmayınız… Biz sizlere güveniyoruz…
Sevgiler…Saygılar… 10 Kasım 2012 Ct. 09:09
Nafi ÇAĞLAR
Bağcılar Gazi Lisesi
Fizik Öğretmeni
YORUMLAR
Sayın Nafi ÇAĞLAR,
Bugün; Ülkesine ve mensubu olmakla gurur duyduğu Türk Milletine, cumhuriyet gibi bir çağdaş ortamda yaşamayı hediye eden ve fikrimize rehber olan, “Tam Bağımsızlık” düşüncesiyle bizlerin yaşamına anlam kazandıran Önderimiz ATATÜRK’ümüzü ulusca saygı ve özlemle anıyoruz.
Sevgili Önderim, Atatürk’üm,
Senden sonra ülkeyi yönetenler senin fikirlerine sahip çıkmadılar ve bize, seni anlatmadılar. Hiçbir yönetici, senin gibi, “Bağımsızlık benim karakterimdir” diyemedi. Onun içindir ki bugün seni eskisinden daha çok arıyor ve özlüyoruz.
Bizler,emanetine sahip çıkamadık. Senin rozetlerini takarak, sloganlaşan ifadelerini başkalarına satarak, kendimizi fikirlerinin takipçisi sandık. Hatta senin adını kullanarak darbe yapanları bile senden sandık.
Üzgünüz Ata’m.
Yazınızı beğenerek okudum.
Sizin gibi değerli öğretmenlerimiz sayesinde gençlerimiz Atatürk'ü öğrenecek ve anlayacaktır.
Saygılarımla.