- 653 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
monolog ev hali-1
Söze nasıl başlayacağım hiç bilmiyorum. Ben genelde böyle denemelere, yazılara nasıl başlarım o’nu hiç bilmem. Yazmalıyım bu gece. Yazmazsam içimdeki acılar bedenimi yakacak. İçimdeki acılar, dertler hep beni tedirgin etmiştir. Bu yazıyı yazarken kafamın içinde palyaçolar gülmekten yere yatmakta. Onun için yazma girişiminde bulunuyorum.
Yoruldum aga. Her şeyden yoruldum. Bu hayatta ne yaptıysam hep yoruldum. Bazen olanlara gülüyorsun. Yapmış gibi gözüküyorsun. Altından hep bir pislik çıkıyor. Çıkmasın demiyorum. Çıksın. Acısını benden almasın. Hep düşünmek zorunda kalıyorum. Düşündükçe aklımı yitirir oluyorum. Bunalıyorum. Her saniye yaşadıklarım ve yaşayacaklarımı düşünüyorum. Kitap okuyorum. Okuyorum ve aklıma hep yaşadıklarım geliyor. İnsan bunları düşünmeden edemiyor. Dokunuyor. Boğazımdan zorlana zorlana yutkunuyorum bu aralar.
Sonra sigara paketi alıyorum. İçinden bir sigara alıyorum ve yakıyorum. O andaki duyduğum mutluluk hiçbir yerde yok. Evet. Farkına varamıyorum bazen mutluluğun nerede olduğunu. Aslında mutluluk ve huzurlar aslında çok yakınımda biliyorum. Ama ben göremiyorum. Aslında göremeyen adamımdır ben. Sağa sola fazla bakan bir adamda değilim.
Mutlu ve huzurlu olamadım diyordum. Evet. Huzursuzum ve mutsuzum. Hep ters gittiğinden işler mutluluğa vakit bulamıyorum şuursuz vakitlerde. Bundan 1 ay önce ehliyet sınavına girdim. Tek sınavdan kalmıştım.-trafik-. Ne lanet bir şey amına koydumunun tek sınavından kalmak. Her neyse. Bayramdan önce sınava girdim. İyi geçmişti. Sınavı 10 dakika içinde bitirmiştim. Elli dakika boyunca amele gibi bekledim sırada. Aslında kontrol etmek hiç aklıma gelmedi. 60 dakika olmuş vermiştim. Sonra eve gittim işte. Sınav sonuçları bir ay içinde belli olur diyordu internet. 20 gün kadar sonra internetten baktım. 6 kasım günü açıklanacak yazdı. Heyecanlandım bir an. Salı günü geldi. Sınav sonucuna baktım. Kötüydü. Moral hep düşüyor. Hep kötü bir şey olduğumda moral düşer ve ellerim titremeye başlar. Başladı. Annemi aradım. Böyle böyle oldu. Sınav sonucu kötü falan söyledim. O arada babam gelmiş. Annem babama söylemiş,”yine geçememiş bizim oğlan.” Dedi. Bizim tinerci peder bey “bundan sonra ki sınava ben gireyim.” Dalga geçerek söylediğini biliyorum aslında. Evet. Mutsuz o an. O gün eve gittim. Yorgundum. Biraz erken yattım. Sabah kalkamaz oldum. Rüyamda arabalarla ilgili bir takım rüyalar görür oldum. Sabah her tarafım tutulmuş, konuşamaz oldum. Yutkunamaz oldum. Yorulmuştum. Kötü oluşum hastalığa sonuç vermişti. Mutsuzdum bu durumdan. O gün ders vardı. İlk derse girip eve geldim. Yatağı açtım. Yatağın içine girdim. 3, 4 saat boyunca aralıksız uyumuşum. O gün öyle geçmişti.
Bugün konu anlatacaktım. Sabah kalktım üzerimde yine bir ağırlık, öksürük, ve burnum tıkanıklığı ve burun akması. Sıcak bir kahve yaptım kendime. Televizyonun karşısına geçip biraz televizyon seyrettim. Saat 12’ye doğru odaya geçtim. Yatağa girdim. Uzandım. Saat öğlen 2 olmuş okuldaki bir arkadaşa mesaj attım. Hocayla alakalı birkaç soru sordum. Beni falan sormuş. Sonra geçmiş. Rahatlamıştım. Biraz mutluluk saçıyordum etrafıma. Sonra bir mesaj geldi. “staj kabul olmamış.” Diye bir mesaj. Korkuyordum bu cevabın gelmesine. Çünkü defter biraz eksik. Dükkân desen son 1 hafta kapanmıştı. Dolduramamıştım. Sonra bizim sınıftan bir arkadaşı aradım. Konuştuk. Kabul edilmedi dedi. Afalladım. Şaşırdım. Bir an çöküş oldum. Sanki ikinci bir acıya gebe kalmış gibi hissettim kendimi.
Olanlar, yaşanılanlar hepsi kötü gidişatının resmidir. Düzgün gitmiyor. Düzgün gitmesine çalışmıyorum artık. Demek istediğim o ki hayat, düpe düz çöküşleri meydana getiren tek unsur olmasıdır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.