BURSA
(Gezi notlcrı-10)
BURSA
Eyy Bursa, ne zaman yeltendiysem güzelliklerini, turistik değerlerini görmeye büyük bir maharet ve titizlikle kapandın. Bakalım bu kez ne yapacaksın? Kos koca iki günümü sana, senin gizlerini çözmeye ayırdım. Sen ki Osmanlı’ya başkentlik etmişsin, birikim sahibisindir. Sen ki Türkiye’nin en önemli sanayi şehirlerinden birisisin, varlıklısındır. Sen ki nice şehzadeleri koynunda saklıyorsun, soylu ve vefalısın.
Sen ki soydaşlarımızın gözdesisin. Bulgaristan’dan gelen soydaşlarımıza ülkemizin neresini gösterdiysek beğendiremedik. “Ya Bursa, ya Bulgaristan!” dediler. Avrupa görmüş adamlar, ısrarla seni seçtiklerine göre demek ki sende benim gibi sıradan adamların göremediği güzellikler bulmuşlar, öyleyse güzelsin ya da güzel olmak zorundasın. Güzelliğini bana da gösterir misin?
Öyle dedimse büsbütün de yabancın sayılmam canım, terminalini, heykelini görmüşlüğümüz, teleferiğinle Uludağ’a çıkıp mangal yakmışlığımız, Kültür Parkında soğuk meşrubatlarını yudumladığımız, Ulu Camiinde Fatiha okumuşluğumuz var. Bu kadarını gördük görmesine ya, yetmiyor. O yıllardaki ziyaretlerimizi tamamen el yordamıyla yapıyorduk. Şimdi ise doğma büyüme Bursalı ya da Bursa’ya yerleşen, orasını vatan seçen dostlarımızın yönlendirmesi ve tavsiyesiyle gezeceğiz. Ya da ben öyle umuyorum…
Bu niyetlerle işi baştan sıkı tuttum. Öğretmen evindeki yerimizi ta Tokat’tan ayrılmadan önce (istek üzerine) kaporasını ve cep telefonumun numarasını vererek ayırttım. Hadi şimdi çeşitli gerekçeler ileri sürerek “Yer yok!” desinler de, görelim, bakalım!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.