- 778 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
Sandy'yi 'Doğa'nın Gazabı' mı Sandınız?
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Sandy kasırgası hızı saatte 140 kilometreye yaklaşan rüzgar ve sağanak yağmur ile Karayiblerde onlarca kişinin ölümüne yol açtıktan sonra ABD’deki eyaletleri vurdu.
ABD’nin özellikle Doğu yakasındaki eyaletlerinde hayatı felce uğratan Sandy, çoğunluğu ağaç devrilmeleri sebebiyle ve biri Kanada’da olmak üzere 49 kişinin ölümüne yol açtı.
Sandy kasırgasının cep telefonu ile çekilmiş görüntülerini izledim. İlginçti; korkuyu izledim, dehşeti izledim. Kimi bağırarak, kimi şaşkınlıkla, kimi fısıltıyla, "oh my God" diyen insanların korkusuna ve hayretine şahit oldum.
Kimileri yaşanan bela ve musibetleri ’doğa’ya bağlıyor olsa da tümünü Allah yaratıyor. İnsan dehşete şahit olup izlerken, dilinden ve yüreğinden dökülen "oh my God", "oh mein Gott", "aman Allah’ım" kelimeleri oluyor.
Allah her olayı sebep-sonuç ilişkisi içinde yaratıyor ve bu yüzden pek çok insan bu olayları Allah’a değil, sebeplere bağlıyor. Oysa Rabbimiz bu olayları sebep kılarak, insanlara acizliklerini gösteriyor. Ve bütün bunlar aklını kullanabilenler için birer düşünme ve öğüt alma vesilesi oluyor. Kur’an bu konuda, "Yoksa gökte olanın üzerinize ’taş yağdıran (fırtınalı) bir rüzgar’ göndermeyeceğinden emin misiniz? Siz o takdirde Benim uyarmam nasılmış bilip-öğreneceksiniz." (Mülk Suresi, 16-17) gibi birçok ayetiyle uyarıda bulunuyor.
Yüce Allah verdiği musibet ve belalarla insanlara ölümün yakınlığını gösteriyor, dünyada varoluşlarının nedenlerini ve amaçlarını hatırlatıyor. Rabbimiz bu olaylarla aslında insanlara merhamet ediyor. Çünkü zorlukları, yaşayan ve şahit olan kişilerin dünya hayatının geçiciliğini ve her an sona erebileceğini kavramaları için yaratıyor.
İnsan hiçbir bela ve musibeti kendisinden uzak görmemeli. Bu felaketleri, zarar gören kişiler de bela gelmeden önce muhtemelen kendilerinden uzak görmekteydiler. Her insan dünyada yaşayacağı ortalama 60-70 yıl için, sonsuz hayatını feda etme yanılgısından kurtulmaya çalışmalı.
Sahip olunan bütün imkân ve özellikleri veren Allah’tır ve dilediği anda da hepsini geri alabilir. Yok olacak şeyler peşinde hırsla koşarak yaşanan dünya hayatının, ahiretteki sonsuz hayat yanında hiçbir değeri yoktur.
Kur’an geçmiş toplumlara ilişkin bize birçok bilgi veriyor. Bunların hatırlatılmasındaki amaç, kuşkusuz tarih bilgisi vermek değildir. Bu kıssalar "ibret" alınması için anlatılıyor ki; arkadan gelenler doğruya yönelebilsinler.
İnsanlık tarihi boyunca tüm kavimlerin Allah’a başkaldırmak, O’na şirk koşmak, yeryüzünde haksız yere büyüklenmek, insanların mallarını haksızlıkla yemek, sapkınlık ve azgınlık yapmak gibi ortak bazı özellikleri olmuştu. Bu kavimlerin hepsinin ayrı ayrı helâk nedenleri vardı. Yaşadığımız dönemde ise bu çirkin davranışların hepsi fazlasıyla görülüyor. Bu sebeple bu dönemde imtihan da fazladır. Helâk edilen her kavim bu döneme bir delildir. Bunlar çok önemli işaretlerdir. Kıssaları "ibret" gözüyle okumamız gerekiyor.
Tüm kavimler, doğal sebeplerle gelen afetler sonucunda cezalandırılmışlardı. Deprem, sel, fırtına, yanardağ patlaması gibi. Bugün, çirkin utanmazlıklarda bulunan ve eski toplumların işlediği suçları işleyenler de, benzer cezalarla karşılaşabilirler.
Aradan binlerce sene geçmesine rağmen bugün de Sodom ve Gomorra kentlerindekine benzer hatta daha da aşırı sapkınlıklar yaşayan, sayıları oldukça fazla "Lût Kavmi" var. Semud Kavmi gibi tartıda adaletsizlik yapan, Sebe ve İrem Halkı gibi Allah’ın nimetlerine karşı nankör, Nuh Kavmi gibi dine ve müminlere karşı alaycı, Ad Kavmi kadar adaletten sapmış toplumlar oldukça fazla sayıda.
Toplumların teknolojik yönden ulaşmış oldukları düzey ve imkânları, Kur’an ayetlerinde de haber verildiği üzere, hiçbir önem taşımaz. Bunların hiçbiri, hiç kimseyi üstün, kuvvetli, güçlü, mağlup edilmesi mümkün olmayan, galip olan Allah’ın azabından kurtaramaz.
“Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı? Böylece kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görsünler. Onlar güç bakımından kendilerinden daha üstün idiler, toprağı alt üst etmişler (ekmişler, madenler, sular arayıp çıkarmışlar) ve onu, kendilerinin imar ettiğinden daha çok imar etmişlerdi. Peygamberleri de onlara açık delillerle gelmişti. Demek ki Allah onlara zulmetmiyordu ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı. (Rum Suresi, 9) buyuruyor Allah ve tam da bunu haber veriyor.
Bu konular üzerinde derin düşünen insan, dünyanın geçici ve eksikliklerle dolu bir mekân olduğunu ve Rabbine karşı aczini fark eder, acizliğinden kaynaklanan hataları için Allah’tan bağışlanma diler, tevbe eder. İnsanın kendi acizliğini kavrayabilmesi, Yaratıcısının üstünlüğünü ve gücünü gereği gibi takdir edebilmesine, O’na muhtaç olduğunu anlayabilmesine, dolayısıyla gerçek kurtuluşuna vesile olabilir.
Sonsuz güç sahibi Yüce Allah, dilediği anda dilediği toplumu helak edebilir. Ya da dilediğini dünyada güzel bir hayatla yaşatır; ahirette azaplandırır. O’nun her şeye gücü yeter.
Allah, yarattığı musibetlerle Kendisini hatırlatıyor. Allah’ın sonsuz rahmet ve adalet kapsamına girmesi sebebiyle, her olayın arkasındaki İlahi hikmeti göremeyebiliriz. Ama şu çok açıktır ki, Allah’ın yaratmasında asla zulüm ve haksızlık olmaz. Allah kullarına zulmetmez; insan zalim, kader adildir.
İşte biz, onların her birini kendi günahı ile yakalayıverdik. Böylece onlardan kiminin üstüne taş fırtınası gönderdik, kimini şiddetli bir çığlık sarıverdi, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de suda boğduk. Allah onlara zulmedici değildi, ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı. (Ankebut Suresi, 40)
Fuat Türker
YORUMLAR
Değerli yorumlarıyla katkıda bulunan arkadaşlarım, hepinize çok teşekkürler. Çok ilginç bir tevafuk oldu. Salim Demir arkadaşım yazımı, "Aklı selim olanlar bu felaketleri Allah Tealanın bir uyarısı olduğunu anlıyor, ona göre de hareket etmeye çalışıyor" sözleriyle yorumlarken bir başka sitede bu yazım sebebiyle bir 'yazar' tarafından aklı selime davet edildim :) Saygılar...
Okumuştum bir kaynakta ismi aklımda yok..Sağlammıydı emin değilim..Ama şöyleydi ..
Azrail as'ma ölüm meleği görevi verildiği zaman bu görev ona ağır gelmiş, çünkü insanlar onu korkutucu olarak anacaklardı . Ve Allah-u teala ona hitaben ben öyle sebepler yaratacağım ki insanlar seni değil sebepleri konuşacak ölümlerde..
İşte Sandy kasırgası, doğanın gazabı olarak bakan sığ zihniyet ne yazık ki arkadaki kuvveti göremiyor. Bütün kainat O'nun bir "KUN" emrine amade iken, İnsanoğlu sebeplere takılıp, sebebi yaratanı göremiyor.
Ayette denildiği gibi..
İşte biz, onların her birini kendi günahı ile yakalayıverdik. Böylece onlardan kiminin üstüne taş fırtınası gönderdik, kimini şiddetli bir çığlık sarıverdi, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de suda boğduk. Allah onlara zulmedici değildi, ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı. (Ankebut Suresi, 40)
Akıl alanlar için nice ibretler var ayette..
Allah razı olsun, günün yazısı ibret doluydu..
Fuat Türker
Aklı selim olanlar bu felaketleri Allah Tealanın bir uyarısı olduğunu anlıyor, ona görede hareket etmeye çalışıyor. Firavun ruhlular ise bu gibi olayları doğa olayı deyip geçiyor. Allah bu gibi feleketlerden ümmeti Muhammedi muhafaza eylesin.,
Olayı güzel kaleme almışsın, kutluyorum. Sağlıcakla, dua ile kalınız.
Fuat Türker
Bugün sabah televizyonda bir kanalda bir haber izledim.Çok üzüldüm.Türkiye'de hangi şehir bilemiyorum,üreticiler yetiştirdikleri salatalık patlıcan gibi sebzeleri yollara dökmüşler üstünden de araba ile geçmişler.Çok korkunç bu...nimetleri telef ettiler...hırs yüzünden daha fazla kaznmak için güzelim sebzeleri ezdiler...bu konuda sizin de en az benim kadar duyarlı olacağınıza inandığımdan bunu sizinle paylaşmak istedim...teşekkür ederim...saygılar...yazınızı yeniden tebrik ediyorum...iyi günler...
Fuat Türker
İnsan zalimdir...neden?...
Biz hep sevdiğimiz insanlardan kıymet bilmezlik nankörlük gördüğümüzde içimiz acıyor çok üzülüyoruz.Ben bunu haketmedim diyoruz.Sevdiğimiz insanlara karşılık bekelmeksizin yaptığımız iyi şeylere değer vermedikleri zaman kahroluyoruz.Allah bize hayat verdi el ayak göz kulak verdi.Biz Yaradanı unutursak hatırlamazsak sözünü tutmazsak o da üzülmez mi bize kırılmaz mı gücenmez mi?
çok doğru sözlerle bezeli ders verici yazınızı okudum.Düşüncelerinizi paylaşıyorum duygularınızı paylaşıyorum...
Günün yazısı seçilen bu değerli eserinizi kutluyorum ve favori listeme alıyorum.Saygılar sunuyorum efendim...