AÇLIK OYUNLARI FİLMİ ÜZERİNE

• 7 Kasım 2012 Çarşamba 11:34:24

Kuzey Amerika’da isyandan dolayı 12 mıntıkaya ayrılan ve her yıl bir erkek ve kız olmak üzere 24 genci vahşice birbirine kıydırtan ölümüne bir oyun. Büyük bir areneda toplanan binlerce seyirci, bu oyunları seyrederken dört köşe olan büyük bir kitle.

Açlık Oyunları, vahşi kabilelerin putlarına, bereket için genç kız kurban etmelerinin yani katletmelerinin, gladyatörlerin bibirlerini gözü dönmüş seyircilerin alkış ve tezahüratları altında zevkle rakiplerini katletmelerinin ya da zalim kralların suçlu saydıkları masumları aç arslanlara parçalatmalarının modern çağda yeni bir tezahürü olarak karşımıza çıkıyor.

Teknolojik donanımlarla her anı ve cm²si sinsi bir zevkle takip edilebilen orman oyun alanının gençlerin birbirlerine uyguladıkları vahşet yetmiyormuş gibi sanal canavarlar ve ateş topları ile desteklenmesi meselenin bir başka boyutu.

Hakim güçler firavunlaşmış. Teknoloji, para ve iktidar gücünü ele geçirmiş, kendini bir şey zannediyor ve zulmediyorlar. Onlar için başkaları hiç hükmünde. Adeta ezilmesi ve yok edilmesi gereken birer haşere.

Açlık Oyunları, insanların bir kısmının hayvanlıktan bir türlü kurtulamadığını, ilk çağların putçuluğunun renk, zevk ve alet değiştirerek hala devam ettiğini gösteriyor. Bu hayvaniyet, hayvanlıktan daha dehşetli bir vahşet.

Burada en ufak bir merhamet ve şefkate yer yok. Fatura anında şefkat edene, içi acıyana çıkıyor ve hayatı ile ödüyor.

Bugün zalim olmak için illa da iktidar sahibi olmak gerekmiyor. Zenginler sattıkları malları ve gıdaları fakirler üzerinde deniyorlar, kobay olarak kullanıyorlar. İktidar sahipleri de, zeka sahipleri de öyle. Üçünün ittifakı zaten dünyayı yaşanmaz hale getiriyor.

Bu, Avrupa’nın tefessüh etmiş yüzü. Dibine kadar cehalete dalmış, hatta tarihin derinliklerine kadar kök salmış cehalet ve vahşetinin eseri.

İslamiyetin gözünü seviyim. “Bir masumu katleden bütün insanlığı katletmiş gibidir.” Hükmüyle insana hürmet edilmesi gerektiği tenbihliyor ve yaşanabilir bir ortam sunuyor. Barış ve selamet, şefkat ve merhamet dini olan İslamiyet bu tür vahşetlere, nefis ve enaniyetlerin zulümlerine asla müsaade etmiyor. Bu nedenle de İslamlar arasında böyle köyü düşünceler, hayaller ve organize oyunlar da görülmüyor.

Açlık Oyunları, ne kadar güzel bir film olursa olsun, çoğunluğa ölüm, az bir kısma azaplı bir saadet sunan, seleksiyon teorisinin bir ürünü olduğundan şeytani ve kötü bir kurgudan oluşuyor.

Bu film ancak zalimlerin kötülüklerine mani olmak için seyredilir. Vahşet filmini zevkle seyretmek hem insanlık dışı, hem de zulme ortak olmak demektir.