- 2317 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
“ÖDEVİNİ YAPTIM YAVRUM!”
Küçük bedenler, küçücük eller, ağır çantalar, büyük sorumluluklar…
Çocuklar, okula başladıklarında sorumluluk kazanmaya da başlıyorlar. Ödev yapmak ise onlar için en büyük sorumluluk. Peki, bütün çocuklar ödevlerini isteyerek ve zevkle yapıyorlar mı? Elbette hayır. Kimisi hatırlatmaya bile gerek kalmadan ödevinin başına otururken kimisi de bahaneleriyle ya da başka tercihleri (televizyon izleme, oyun oynama vs.) nedeniyle anne-babayı yoruyor. “Sürekli hatırlatmalar, azarlamalar işe yaramıyor, sürekli savaş halindeyiz,” diyorsanız bir şeyler yolunda gitmiyor demektir.
Ödevini yapan çocuğun hem özgüveni artar, hem de dersi pekiştirip gittiği için yeni dersi daha iyi öğrenir. Bu da başarının temelidir.
Küçük elleri kalem tutmayı yeni yeni öğrenirken ebeveyn olarak bizim üzerimize de düşen sorumluluklar var. Nedir bunlar?
1.Ödev zamanı için doğru zamanı seçin; Çocuk okuldan henüz gelmişken( ya da yeni uyanmışken, uykusu geldiğinde, karnı acıktığında vs.) ona “Çabuk ödevinin başına!” derseniz elbette kabul etmeyecektir. Okul yorgunluğunu biraz atması için dinlenmeye, karnı açsa doyurulmaya, belki de biraz oyuna ihtiyacı olabilir. Bunlardan hangisi olduğunu anneler kolayca bilebilir.
2. Düzenli bir çalışma saatiniz olsun; Çocuğunuz için en uygun zamanı belirleyin ve her gün aynı saatte ödev yapmasını sağlayın. Bu hem onu programlı hareket etmeye hem de doğru alışkanlıklar kazandırmaya sevk edecektir.
3.İstiyorsa yanında bulunun; Bazı çocuklar ödev yaparken aile bireylerinden birinin yanında bulunmasını ister. Ona yardımı, yaptıklarının güzel ve doğru olduğunu söyleyerek, doğru teşvik ve ödüllendirmelerle yapın. Bir süre sonra sadece yanında oturmanız bile yetecektir.
4.Tehditle ödev yaptırmayın; “Ödevini yapmazsan öğretmen seni döver,akşam babana söylerim, sana istediğin oyuncağı almam, gezmeye götürmem” gibi tehditler yerine “Ödevini bitirdikten sonra seninle çok eğlenceli bir oyun oynayacağız, öğretmenin ödevini tam ve doğru yaptığın zaman seni daha çok sevecek, seninle gurur duyuyoruz” gibi olumlu cümleler sarf etmeye çalışın.
5. Ödevlerine yardım etmeyin; Anneler, bazen çocuklarının yorulduğunu düşünerek yardım etmeyi isteyebilirler. Ya da çocuk “Çok yoruldum, yarın yapsam, akşam yapsam” diyerek bu işten sıyrılmaya, ertelemeye, başka şeylerle oyalanmaya kalkışabilir. Etrafında dikkatini dağıtacak nesneleri kaldırmalı, mümkünse iyi bir çalışma ortamı hazırlayarak onları şevklendirin. Kendiniz yeni yöntemler bulup deneyerek nasıl daha iyi yapabileceğini keşfedebilirsiniz.
Oğlum birinci sınıfa yeni başladığında “Ödevimi sen yapar mısın anne?” diye sık sık soruyordu. “Elbette yaparım, bayılırım ödev yapmaya” diyerek sevinmiş gibi yapıyordum. Önce kalemi yanlış tutuyor ardından yanlış ve kötü yazıyordum. Bunu da o kadar özenle yapıyordum ki kendim bile bu kadar kötü yazdığıma inanıyordum. Çocuk “Hayır, yanlış yaptın anne! Böyle değil!” diyerek kalemi elimden alıyor ve öğretmenin gösterdiği gibi yapmaya çalışıyordu. Boyamalarını dışına taşırarak, yanlış renklerde boyayarak onu pes ettirdim.Bunu bir kaç kez yaptıktan sonra ödevini yapma konusunda teklifleri sona erdi. Amacımız onlara ödev yapma alışkanlığını kazandırılması, öz-disiplini, bağımsızlığı, süreyi doğru kullanmayı öğretmek ise anne babanın yapması ne kadar doğru olabilir ki? Ki bunlar hayatı boyunca kendisini olumlu yönde etkileyecek alışkanlıklardır.
6. Çocuklarınıza arada okul ile ilgili ödüller alın; Okulda yıldız alıp gelmiş çocuğunuza oyuncak ya da şekerleme yerine onun severek kullanacağı bir kalem, değişik bir silgi almanız daha iyi olacaktır.Yeni malzemelerle çalışmak hoşuna gideceğinden sıkılmadan dersini tamamlayacaktır.
7. Ebeveynler aynı fikirde olmalıdır; Çocuğun ödev yapma zamanı konusunda, yaptığı ödevlerin doğru ve güzel olduğu konusunda anne baba aynı fikirde olmalı ve tutarlılıklarını çocuklarına göstermelidir. “Ödevimi sonra yapabilir miyim?” diye soran çocuğa anne “Hayır! Şimdi yapacaksın” derken baba “Bırak dinlensin sonra yapsın,” derse çocuk işine gelen tarafla işbirliği yapacaktır.
8. Onları yüreklendirin; Ödevini yaparken ve/ve ya yaptıktan sora “Aferin, çok güzel oldu, başarılısın, bundan sonra daha iyisini de yapacağına inanıyorum” gibi olumlu cümleler sarfedin. Eleştirmek “Hiç güzel olmadı, çok eğri yazdın,” gibi olumsuz ifadeler çocukta gerileme ve ödev yapmama isteği oluşturur. Onunla konuşurken kelimelerinizi dikkatli seçmelisiniz.
9. Öğretmenini eleştirmeyin; Bazen anne-babalar, öğretmenin çok ödev verdiğini düşünür ve buna inanırlar.Öğretmenler, olması gerekeni elbette bilir. Öğrencisini kısa zamanda tanır. Ebeveyn, öğretmenle ilgili düşüncelerini çocuğun yanında konuşmamalıdır. “Bu öğretmen de ne çok ödev veriyor, bu kadar ödevi çocuk nasıl yapsın?” gibi olumsuz ifadeler kullanırsa çocuğu hem ödevden hem de öğretmeninden soğutur.
10. Ona doğru örnekler anlatın; “Ben küçükken okuldan kaçardım, ben çok başarısızdım, öğretmenim beni döverdi, babam beni okula zorla götürürdü, okulda arkadaşlarımı döverdim,” gibi çocuğu olumsuz etkileyecek örneklerinizi anlatmayın. Çocukların hayatlarında kendilerine ilk önce anne ve babalarını örnek aldıklarını unutmayın.
YORUMLAR
Evet efendim! Şule Gelin'in ablası doktor.Eniştesi de.Bir kızları var.İlköğretim birinci sınıfa yeni başlamış.Akşam oturmasındayız.Doktor anne burnundan soluyor."Bak hocam,bunlar kızımın ödevi."Minik öğrenci özel okula gidiyor.Baktım bir sayfa dolusu ödev.İşte efendim... Şu yazdırılacak.Bu yaptırılacak.şu saydırılacak... Dedim ki:"Doktor, bu ödev öğrenciye değil size verilmiş" Bir öfkelendi,bir celallendi:"Ben bu kadar işin arasında bir de ödevle mi uğraşacağım?"dedi.Minik öğrenci sus pus.Bel bel bakıyor. Şu yanıtı verdim:"Öğretmen biliyor.Özel ders vermenin alt yapısı bu ödevler..."Gülüştük."Ödevini Yaptım Yavrum"u okuyunca bunları anımsadım. Yavrularımıza görev ve sorumluluk duygusunu verirken onları yormayalım.Tabii anne-babaları da.
Saygılarımla...