- 559 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
MEHMETLER
Çekilin yoldan, Mehmetler geliyor. Bu Mehmetler ki Bedrin aslanlarına örnek olmuş, her devirde vatanı için gövdesini siper ederek şahadet mertebesine gözünü kırpmadan ulaşmaya ant içmiştir. Kim durabilmiş ki bu Mehmetlerin önünde. Tarih buna şahit değil mi, yedi düvele karşı Çanakkale’de destanlar yazarken boğazın geçilmez olduğunu bütün dünyaya ispat etmedi mi? Ya Allah diyerek iman gücüyle 250 kiloluk top mermisini kaldırıp namluya sürerken bir dünya savaşının kaderini değiştirmedi mi? Bütün dünyayı hayrete düşüren işte bu Mehmetlerin torunları önünde ancak saygıya durulur. Çünkü bu Aslan ordunun tarihte diz çöktüğünü kimse duymamış ve görmemiştir. Destanların yazılış biçimine baktığımız zaman genelde kutsal vatan toprağı uğruna gözünü kırpmadan ölmesini bilen vatan evlatlarının meçhul asker konumuna geçmiş fidanların serüveni olarak karışımıza çıkmaktadır. İşte ibretle kaleme alınan savaş tarihlerini şöyle bir araladığımızda, bu destan yaratma alışkanlığı sadece ve sadece Mehmetçiğe has bir özellik olduğunu görüyoruz. Çünkü Mehmetçik yeryüzünde geçtiği bütün topraklarda en yüksek zirvelere destanlar yazarak geçişini öylece tamamlamıştır. Merhamet ve şefkat timsalidir Mehmetçik. Barbarlık nedir bilmez. Savaş alanlarında bile düşkünlere, yaşlılara, kadınlara ve çocuklara yardım ederken, bir karış toprağı uğruna canını vermekten de çekinmeyen bir cesaret örneğidir.
Tarihimizi şan ve şerefle süsleyen Mehmetçik, tarih sahnesine ayak bastığı ilk günkü gibi özelliklerinden hiçbir şey kaybetmeden en zor, geçit vermeyen yalçın dağları aşarak düğüne gider gibi bu gün de ilerlemesine devam ediyor. Çünkü zafer kazanmak gibi ulvi bir göreve talip olan Mehmetçik, başarı öykülerine şimdilerde bir yenisini daha eklemek istiyor. Doğanın en zor şartları içinde mücadelesinden hiçbir taviz vermeden ilerlemesine devam ediyor. Yeryüzündeki hiçbir ordu, tabiatın böylesi ağır şartları altında ve sınır ötesinde kurumlaşan düşmanına karşı böylesi bir harekata girişemez. Bunu yaparsa ancak Mehmetçik yapar ve işte yapıyor. Evet, geliyor Mehmetçik. Allah Allah diyerek göğsünde imanıyla, yüreğinde vatan sevgisi ile bir balyos gibi iniyor düşmanın tepesine. Sanmayın ki korkup sinecek. Çünkü bir ölür bin doğarız prensibini uyguluyor Mehmetçik. Herkes bilesin ki artık Mehmetçiğin ismi dünya durdukça yaşayacak, dost ve düşmanlara her hareketiyle ve tavrıyla örnek teşkil edecektir. Şu anda yalnız kendi vatanında değil, dünyanın farklı bölgelerinde bile huzuru temin etmek için görev yapıyor Mehmetçik. Afganistan’dan Lübnan’a, Bosna Hersekten Azerbaycan’a kadar geniş bir coğrafyada dünya barışı için görev yapıyor Mehmetçik. Çünkü aynı zamanda bir barış timsalidir Mehmetçik. Elindeki silah, savaş için ne kadar gerekli ise, barış için de o kadar gerekli olduğunu biliyor Mehmetçik. Anasının kınalı kuzudur Mehmetçik. Eline kına sürerek düğüne gider gibi askere gider. Kükreyen aslan gibi dağlarda sesi yankılanınca düşmanı bir korku salar. Ey dünya duy işte Mehmetçiğin sesini, hisset artık Mehmetçiğin ayak izini. Duy ve anla ki bu köhne dünyanın barış ve huzurunu ancak ve ancak Mehmetçik sağlayabilir. Çünkü ondaki hasletler dünyanın hiçbir ordusunda yoktur. Geçmişte olduğu gibi bugün de insanlığın ihtiyaç duyduğu adaleti yeryüzüne sağlayacak olan Mehmetçiktir.
GURBET MELEGI
YORUMLAR
NANKÖR İNSANLAR ANACIM NANKÖR
KIRMIZIYLA BOYALI BEYAZLARLA AKLANMIŞ YURDUMDA
NANKÖR NANKÖR YAŞASALARDA
ACILARLA BEZELİ İNSANLARIMIZIN ARASINDA YÜRÜSELERDE
BEN SAVAŞLARI ATALARINI İNKAR EDENLERİ HİÇE SAYANLARI
VATANDAŞIM OLARAK ALGILAMIYORUM
ONLARLA AYNI DEMOKRASİDEN ÇATI ALTINDA
YAŞAMIYORUM ÇÜNKÜ...
KUTLUYORUM EN DERİN DUYGULARIMLA
VE KİTABINI BEKLİYORUM
KINALI ALİ VE DESTANSI ÇANAKKALE ZAFERİ
Üst teğmen Faruk cepheye yeni gelen askerleri kontrol ediyor bir taraftan da onlarla laflıyordu nerelisin gibi sorular soruyordu. Bir ara saçının ortası sararmış bir çocuk gördü. Merakla
'adın ne senin evladım' der.
Çocuk : 'Ali' diye cevap verir.
Nerelisin? der.
Ali : Tokat Zile’denim der.
Peki evladım bu kafanın hali ne?'
Ali : 'anam cepheye gelirken kına yaktı komutanım der.
Neden? der komutan.
Ali : 'bilmiyorum komutanım' der:
Peki gidebilirsin Kınalı Ali' der.
O günden sonra herkes ona Kınalı Ali der. Herkes kafasındaki kınayla dalga geçer. Kısa surede cana yakın ve cesur tavırlarıyla tüm arkadaşlarının sevgisini kazanır. Bir gün ailesine mektup yazmak ister. Ali'nin okuma yazması da yoktur arkadaşlarından yardim ister ve hep beraber başlarlar yazmaya. Ali söyler arkadaşları yazar
'sevgili anne babacım ellerinizden öperim ben burada çok iyiyim beni merak etmeyin' diye başlar. Kız kardeşini kendinden bir küçük erkek kardeşini sorar köyündekilerin burnunda tüttüğünü yazdırır. Kendilerini merak etmemesini kendileri var oldukça düşmanın bir adim bile ilerleyemeyeceğini yazdırır.
Gururla mektubu bitirir neden sonra aklına gelir ve yazının sonuna anasına NOT düşer: Alinin kendisinden hemen sonra askere gelecek bir kardeşi daha vardır. 'Anacağım kafama kına yaktın burada komutanlarım ve arkadaşlarım benle hep dalga geçtiler sakin kardeşim Ahmet'e de yakma onla da dalga geçmesinler der ellerinden öptüm' diye bitirir. Aradan zaman geçer. İngilizler kati netice almak için tüm güçleriyle Gelibolu'ya yüklenirler.
Bu cepheyi savunan erlerimiz teker teker şehit düşmüşlerdi.
Bunlara takviye olarak giden yedek kuvvetlerde yeterli olmamış onların sayıları da epey azalmıştı Gelibolu düşmek üzereydi kınalı alinin komutanı da olayı görüp yerinde duramıyordu. Kendisinin bölüğü henüz sıcak temasa hazır değildi. Onlar yeni gelmişti onları insan bedeninin sungu ve mermilerle orak gibi biçildiği bu yere dua ediyordu.Komutanların bu düşünceli hali gören ve durumun vahametini bilen Kınalı Ali ve arkadaşları komutanlarına yalvar yakar oraya gitmek istediklerini söylerler. Komutanları onları ölüme gönderdiğini bile bile çaresiz gönderir.
Kınalı Ali'nin bölüğünden kimse sağ kalmaz hepsi şehit olmuştur. Aradan zaman geçer. Kınalı Ali'nin ailesine yazdığı mektubun cevabi gelir. komutanları buruk ve gözleri dolu dolu mektubu açıp okumaya karar verirler.
(bu mektubun asli Çanakkale müzesinde sergilenmektedir)
Babası anlatır. Ali' nin. 'oğlum Ali nasılsın iyi misin gözlerinden öperim selam ederim dedikten sonra öküzü sattık paranın yarısını sana yarısını da cepheye gidecek kardeşine veriyoruz simdi öküzün yerine tarlayı ben sürüyorum zaten artık zahireye de fazla ihtiyacımız olmadığı için yorulmuyorum da siz sakin bizi merak etmeyin bizi düşünmeyin der koyu akrabalarını anlatır ve mektubu bitirir ali ananın da sana diyeceği bir şey var' Anasını anlatır: ' oğlum ali yazmışsın ki kafamdaki kınayla dalga geçtiler kardeşime de yakma demişsin kardeşine de yaktım komutanlarına ve arkadaşlarına söyle senle dalga geçmesinler bizde 3 şeye kına yakarlar
1- gelinlik kıza, gitsin ailesine çocuklarına kurban olsun diye
2- kurbanlık koça, ALLAHA kurban olsun diye
3- askere giden yiğitlerimize, vatana kurban olsun diye.....
gözlerinden öper selam ederim ALLAHA emanet olun'
Mektubu okuyan Alinin komutanı ve diğerleri hıçkıra hıçkıra ağlamaktadırlar...
Ey dünya duy işte Mehmetçiğin sesini, hisset artık Mehmetçiğin ayak izini.
Duy ve anla ki bu köhne dünyanın barış ve huzurunu ancak ve ancak Mehmetçik sağlayabilir.
Çünkü ondaki hasletler dünyanın hiçbir ordusunda yoktur. Geçmişte olduğu gibi bugün de insanlığın ihtiyaç duyduğu adaleti yeryüzüne sağlayacak olan Mehmetçiktir.
"Mehmet" kelime olarak övülmüş demek.
Mehmetçiklerimle ise övünüyoruz.
yüreğinize sağlık bana söz bırakmamışsınız.