- 750 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ft.edb.9,blm
Bir bilgine sormuşlar,tarih tekerrürden ibarettir demiş ya tarihi bilmem ama yaşam tekrarlardan ibarettir diyebilrim,otuz yıl önce ödevlerini yapmay a çalışan orta halli bir memur ailenin dördüncü çoçuğuydum,ilk aşkım özlem ayşe oğuz cici bir kızdı,mini mini beslenme çantası siyah önlüğünün üstünde salınan beyaz dantelli yakası il e sınıfımızın zarif kızı,aradan otuz yıl geçti yine dar gelirliyim yine ödevlerimi hazırlamaya çalışıyorm danışman hocama öğrendiğim bilgileri aktarmaya çalışyıorum,instantontonları yada adı her neyse -okunması yada söylenmesi bile sıkıntılı olan bu kavramı açıklamak için gece geç saatlerde kalkıp okuyorum,kalan zamanlarımda kelepir romanlarımı tamamlaaya çalıştrıken ,otuz yül öndce beni motorsiklweti ile geli palan zengin arkadas burhanın yerini gümünümüzde zengün arkadas koray aldı , bu zengın arkasadasım farklı model otomatık vıterslı hızlı aracları ıle kımı zaman bbenı evıme kadar kmımı zaman unıversıte kampus gırısıne kadar bırakıyor,otuz yıl once cıcı kız aysenın yerını cıcı öğretmen ayse aldıi,ayse okulumuzda benım gıbı bır öğretmen ama tek ortak yanımız bransımızın aynı olması,çoğu zaman bana karsı gizli bir kızgınlık besledğiğinii hissediyorum,öğrencilere yaranmaya çalışan bir meslekdaşı sevmediği fikrindeyim,kimi zaman bunu açıkca ifade ediyor,ayse de ilk aşkım gibi esmer ve siyah bir arabası var,iiki yıldır birlikte çalışıyoruz b eni evime bir kez bıraktı,aracın büyüklüğü ve onun kullanma konusunda pratikliği beni epey şaşırttı,kendimle kıyaslayınca defalarca kaza yaparak araç kullanmayı öğrenen -daha doğrusu öğrenemeyen-ve ömrünün sonun a kadar araç sahibi olması imkansız olan ben ve okulun cici öğretmeni müdürümüzüzn en gözde öğretmeni ayşe hoca...sanırım yıllar boşa geçmiş değişen bir şey yok,ayşe hoca bugun yoktu okulda kavga edecek kıkmse yoktu bernım ıcın , yıllar öndce ilgi çekmek i.çiçn çelme takıpğ düşürdüğüm ayse gıbı her fırsatta tartışmaya heveslendlğım hoca gelmeyınce okul cıok sıkıcıydı sankı sevgili bayan meszlekdaşlarım yemek tarifleri anlattı,araba modellrimni anlattı,eşlerinin zenginliğinden dem vurup birbirlerine karşı üstünlüklreini ilan etmeye çalıştılar,bilmeme kacıncı baıkıcınıyı gene değiştirdiklerini ,aksam yemeğine ne yapmaları gerektıgını balığı nasıl yaparsak evi kokutmayız tartışması ve şehrin en iyti kuaförü kımdır tartışması,sevgili erkek meslekdaşlarım hafta sonu yapılan maç özetlerini defalarca izlediklleri golleri,siyasi parti liderierini kısa zamanda zengin olan adamların hayat öykülerini defalarca tektrarlayarak,akademisyenliğin torpille olduğıunu zamanın da cok calışmalarına ragmen haksızlık yapıldıgını ve dereceye gırmış olmalarına ragmen bir kursuye sahıp olamamanın ezıklığını yasadıklarını ancak bu kursuye saghıp olanaların danısman hocalara bmne cesıt yalakalaıklar yaprtıklarından dedm vurdulkar.Günlük hayatımın ayrılmaz bir parfçası halıne gelen yaramaz öğrencılerle ılgılı sohbetten sonra dersin on da kıkası geçmiş olmasına ragmen agır adımlarla caylar yudunmlanarak sınıfların yolu tutuldıu,ancqak ayse yoktu,ilk tanısmamaızda öğrencılerın teplkısını anlatmıstım , bu tepkı onuun hoısuna gıtmışti,kocaman ağzı ıle gülümsemişti,sonra bana akıl vermeye yada mesleğiimi öğrewtmeye çalıştığını hissettim soğuk savaş başlamıştı aramızda ve yaz tatili dönüşü biraraya geldik,sevgili meslekdaşlarımdan biraz uzakta oturmuştum,yaklınlaşıp konunun ne olduğunu daha iyi duymaya çalıştım ve bir çift kara göz karşıladı benı,ince çerçeveli gözlüklerin altından bakan siyah gözler...
kalın telli siyah saçölarını savurdu sonra yıllar önce küçük ayşe gibi,saqvurduğu saçlarını tıoplayıp murat 124 ’e binerken ,yıllar sonra siyah otomatık vıteslı aracına BİNERKEN ADAŞI GİBİ uzuzn siyah saçlarını savurdu ayse ....
cogu zaman dedıgımız gıbı-hayat tekerrurden ıbarettı-insanların neden geçmişe özlem duyduğunu anlamakta zorlanıyorum,geçmiş bhayramlar,geçmiş dostluklar...vs .vs.bence depğişen bir sey yok isismler farklı olsada duygular aynı,örneğin bayramların kutlanış tarzı farklı olsada çocuklar için anlamı aynı bayram tatil , oyun eğlence demek,bizizm zamanımızda olduğu gibi... evet ben bayramlık elbıselerımı saklardım ayakkabımı yenı olmasına ragmen bayram sabahına kadar defalrcqa sılerdım ama bayramın bu heyecanıu elbette zamanla şekıl değiştirecektır,gunumuz çocuklarına eskı bayramları yasatmak adına zorla ayakkabı sıldıremeyız sanırm her seye ragmen cocuklukta unutulmayan anılar cogu zaman bayram anılarıdır ve ben sızlerle bır bayram anımı paylaşmak ıstıyorum:
"Şeker bayramı, Kurban bayramı, 23 Nisan ve 29 Ekim denildiğinde aklıma ne dense çocuk ayakabıları gelir.
Bayram öncesi alışverişlerde en çok çocuk ayakabı dükkanları ilgimi çeker. Anneler biraz çaba göstererek el becerileriyle bir şekilde çocukların üstlerine çeki düzen verebilecek giysiler dikebilirler. Ancak ayakabı çok farklı. Her gün terlikle ya da gelişi güzel arkası basık keslerle, büyüklerinden kalan ayakabıları idare eden ve hiç aldırış etmeyen çocuklar; bayramda bir başka olurlar. Bayram bu: akabılar yeni olmalı. Gıcır gıcır. Arkadaşına gösterecek. "bak babam bana ayakabı aldı" diyecek gururlanacak. Aile içindeki değeri ve ne kadar önemli olduğunun bir kanıtı belkide.
Bu gün ailece Yönetmenliğini Osman Sınav’ın yaptığı "Uzun Hikaye" filmini izlemek için evden çıktık.Şirinevler’in yola yakın olan ana caddesinden geçiyoruz. Mağazalar sıra sıra. Oldukça kalabalık. Bağzı mağazalar çocuk ayakabılarını ve giysilerini dükkanların dışına çıkarmış. Yanlarında çocuklarıyla geçen aileler bir şekilde ilgileniyorlar tabiki.
Kalabalığın içerisinde bir kız çocuğu sesi, ağlıyor. Annesinin eteğine yapışmış bırakmıyor.
"Ben çok beğenmiştim. Onu almak istiyorum" diye içli içli ağlamasını sürdürüyor. Annesi ayakabının çok pahallı olduğunu ve alamayacağını, fiyatının çok yüksek olduğunu çocuğa anlatmaya çalışıyor. Kız çocuğunun gözünden yanaklarına akan her damla yaş; inanın kalbimi deldi diyebilirim. Kaç para olduğunu bilmiyorum. Ancak bir çocuğun beğendiği ayakabıyı alamaması bir yana, annenin mağazanın önünden ayrılmak istememesi ve ezikliği çaresizliği başka bir şey, heveslenerek çocukla mağazayı gezip alamadan çıkmak...
yıllar önce beklediği kişi ilk aşkı özlem ve yıllar sonra gene aynı isim iiçin yine beklemekteydi ...oysa hiç ummadığı bir tepki almıştı ...karşısında tamamen bır hayal kırıklılğı vardıl l ...kendini herkesten üsstün gören biri..
ben bilgimle hepimizden üstümüm diyen biri ..aslında o iyi biri olmalı ... ben onu seviyorum o zaman iyi kalplii olmalı ... insanların kalbini kıran birini sevemem ..fakir bir ailede büyümüş benim gibi ...sonra aynı bölgenin insanlarıyız biz ...ikimiz de beş kardeşiz sonra onun da benim de kardeşi doktor .. ilave olarak onun kocası da doktor ... ve ben evli bir erkek olarak ona aşığım sanırım ..acaba ben aşık olmayı özlediğim için mi - .. yani ben kendimi aşık olmak i.çin zorlamaktamıyım aslında aşkı özlediğim iiçin mi herşeyy
bir araayış uğruna mı artık kendimi anlamakta zorlanmaya başladım aslında kabul etmek istemediğiim yaşilandığım gderçeği bu gerçekle yüzleşmek zorundayım bdden öğrenciler gibi genç olamam bunu kabul etmem gerek .. evet onlar iyi arkadaşlarım ama gerçek şu ki ben yirmi yıl gerıye gidemem böyle bir imkanın olmadssını ne çok issterdim ama artık yaşlandım ve ben yapmakta zorlandığım her soruda ona başvuracaksam o zaman beni küçük görmesini gayedt normal karşılamak zorundayım eğer durum buuysa ben ona neden küstüm vde de benim böyle bir hakkım var mı ...geçen sabah bana gunaydın dedi buna inanmak benim için bir hayli zor ama ben ona cevalp dahi vermedim vde o da bana baktı bakışlarında öfke vardı onun selamını dahi almadım neden?sabah okulda davranışlarım vee akşam o gittikten sonra ki davranışlarım çelişki dolu ... onun dolabını açmak sonra da askıdaki beyaz önlüğü koklamak ,bu şekildde haasret giderrmek ne tuhaf bir duygu ben neden bu denli sorunlu bir kişiliğe sahibim acaba ?
aslında yoruldum herseyden .. tez yazmaktan kendşim anlatmaya calışmaktan , yanlızlıktan beceremdiği halde on parmak yazmaya çalışmmaktan, anlamadığım halde zorla anlamaya çalışmaktan , almanca öğrenmeye ve kendimi cok zeki sanmaktan, her hafta sayısal ve debenzeri şlans oyunlarını kontrol etmekten yorulkdum, içimdekiş iikinci kişlilklesavcaşmaktan , ümnlü olma hayalleri ile yatıp kalkmaktan ve her defasında başarısız olmaktan da yoruldum,, kabul etmeme gerek ikki parmak yazınca ben daha hızlı yazmaktayım o zaman ne den kendişmi bun denli zorlamaktayım ki ? zaten gnümüzde kaç kişi kitap okur ki * sonra bu denl iokuma yazma düşkünü olmanın anlamı ne? şimdi ye kadar defetr kitap ikilis i bana ne verdi ? ay sonunu zor getirmekten başka * bugun kendimi çok Virgiinia WOOLlf gibi hissettim .. içiçnden geldiğiğ gibi yazan , melankolik ve yazdıkları anlaşıklmayan,sonra da intihar eden.. ama ya kitaplar? ilk okul öğretmenımın hediye ettiği mavi kapaklı kalın kitap ? içine girdiğim ve Missisipi nehrinde oyunlar oynadığımız yada parmaklıkları boyamayı kolaylaştırmak için harcanan çaba ? ve neticesi...
sonra Huvck ve TOm ’un meazarlıkta kedi gömerken tanık oldukları cinayet ve masum bir insanı iptemn kurtarmaları, Betty’re olan aşkı .. tıpkı benım Özlem Ayşe Oğuza olan aşkım gibi .. duygular aynı ... maceralart farklı ,evet ..işte şimdi o gecedeyım , dolunay her yeri aydınlatmakta , birbirini fdik kesern iki çubuktan oluşan ve her mezarın başında bulunan bu tahta parçalrının gölgeleri uzamakta.. kediinin kurumuş kanı tüylerinin biribirine yapışmasını sağlamış ,ve yeni açıl mış sahibini bekleyen çukurlara düşmemeemek içöin dikkatli olmalıyız ,Tom. dikkat et , önüne bak , sen benım ılk arkadaşımsın , yaşlı ve beyaz halkalardan oluşan beyaz elbiseli adamın bana verdiği yataenek asasyesinde romanaların ıcıcne gırırp zamanda yolculuk edenbılenn benım ılk arkadasımsın ,, cunku sen ılk kıtapsuıın , ilk olan her zaman farklıdır, ilk aşk, ilk öpücük , ilk okunana k i tap , sonra ilk çocuk ,,, veyathutr da ailk karın.. gıbı ,, duşunsene ;, .. neyse kurt adamlalrı dusunmrekteyım şimdi , dolunayda bıerazdan cıkacaklar, seslerini duymaya başladım bile ,, ya sen ?
HUck ? sen duydun mu ?uzakta üç kişi var ,bir mezarın başındalar,seslerini dah aiyi duymaya başladım ,yaklaştığımız için mi ? artık şu kediyi gömsek ve bir an evvel ayrılsak?ne dersınız ?
Korkup kaçmak yerine kalmayı seçtiler ve bu cesaret masum bir adamı ipten kurtardı,ama ben kaçmayı yeğledim yada kolayı seçtim hayatımda yenibir dönem başlıyor seni görmeyeceğim günler, kömür gözlerine bakıp kalp atışlarımı hissetmeyececğğim günler..
Bİr gün gelecek gözlerine bakarken aşkımı anlatacağim sana .. henrne kadar seeni görmem inmkansız gibi olsa da inancım tam ilerde yine karşılacağız,o zaman hasretinle kokladığım önlüğünü yeniden göreceğim yine sessiz kavgalarımız ve gizli barışmalarımız olacak..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.