- 498 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ADSIZ
ADSIZ
Birinin kolunda kurşun yarası diğerinin sol bacağında bir bıçak yarası vardı sokağın farklı köşelerine koşarken iki adam.Ve sokak alabildiğine tenhaydı bir o kadar da katran kadar ağır bir renkteydi hava ve kaldırım kenarındaki cesede çoktan kediler yaklaşmaya başlamıştı, yerde yatanın yüzünü yakından görmek için ve ölü bedeniyle tanışmak için.
Yol kenarındaki tüm evlerin camlarındaki perdeler alabildiğine zincirle kapalıydı çığlık sonrasında.
Tüm olanları balkonda sigarsını içen kır saçlı orta yaşlı adam görmüştü.O da sigarasını balkondan atarken, aşağı tükürmüştü son kez öksürürken.
Sabaha doğru toplandı uyanan insanlar kaldırımda uyuyan adamın başına.Geceden toplanmış kediler teker teker kaçarken birbirine söylediler son nefesindeki adamın ölüş nedenini.
Birde ilk baskınsı yeni basan bir gazetenin küçük bir köşesinde çıktı üstü eski gazeteyle örtülmüş ceset.İki satır yazı faili meçhul ölüm sustu aralıktan.
Takvimler sonbaharlı düşüncelerle dolaşırken ağaçlarda sararmıştı bir kasım vaktiydi saatler geriye alınırken saatler güneş de üşüdü düşerken penceresi açılan pencerelere.
Kaldırıma çizilen tebeşir izi ve ölenin kanı yerde örselenirken,öğlene doğru bir satıcı durdu sokakta.Henüz toprağından kopmamış patatesleri satmak için bağıramadı sesi kısıldığı içi.
Kediler uzaktan izlerken,son yaprağını dün döken ağaçtan izledi bir karga ortalıktaki telaşı.
Birkaç kilo toprak rengi patates satıldı daha dün gece balkondan atılmış sigaranın kırmızı izmaritinin yanında.
Telde duran birkaç siyah kırlangıcın gözü seyirdi izmaritin yanındaki beyaz tebeşiri izledi, rüzgar okşarken onların tüylerini.
Tekme savurdu patatesi satan şişman adam yerdeki izmarite.Yutkundu kısılmış sesini ıslatmak için sonra yine sustu. Uzaktan izledi hep görevliler olay yerini.
Uzaktan uzağa geçen göçmen kazlar tuttu tutanaklarını giderken sıcak ülkelere.Onlarda sustu soğurken hava kış öncesi.
Bir mübaşir seslendi.Serin yağmurun şırıltısı dışarıda, sıska, bıyıklı mübaşirin sesi, soğuk adliye koridorunda yankılandı.Daktiloları vurdu gözlüklü nasır parmakların sahibi.Her tuşun sesini kulaklarında duyan çatıdaki güvercinler ürkerek havalandı konmuş olduğu tuğlalardan.
Biri –yaz kızım- dedi sadece gereği düşünülmedi hiç.Adam düşüp yerdeki kurşuna çarpmış kafası.Kan kaybı faili meçhul olmayan kaldırımlar şahit olsun.
Dışarıdaki serçeler kanat çırptı karşıdaki çınarın kollarına konmak için.Yağmur toprak kokuttu ortalığı rüzgarda savrulurken yerdeki gazeller…
Birinin kolunda kurşun yarası diğerinin sol bacağında bir bıçak yarası vardı sokağın farklı köşelerine koşarken iki adam.Ve sokak alabildiğine tenhaydı yine bir o kadar da katran kadar ağır bir renkteydi havaya bulut çökmüşken gündüzün üstüne.
Onlar saklandılar patates çuvallarının arkasına.Kafalarında toprağa gömdükleri o masum yüzlü gazetecinin yüzü.Acı çektiler üşürken herkes kış çökmek üzereydi sokaklara.Ve kediler ısınmak için saklandı merdiven altlarına ve kargalar gece çökerken hep beklediler kırmızı izmaritin meçhul sahibini.Ne de olsa çıkacaktı dışarı tükürmek için o balkona….
BOŞ DURMAMAK İYİDİR HİÇ YAZMAMAKTAN :-) klavye tabiki valla yordu....
YORUMLAR
ağaçlar sararmışsa ölüm geliyor demek ki,
Biri –yaz kızım- dedi sadece gereği düşünülmedi hiç.Adam düşüp yerdeki kurşuna çarpmış kafası.Kan kaybı faili meçhul olmayan kaldırımlar şahit olsun.
ve cidden şaka gibi..
DİLEK YILDIZI
peşini bırakmayacağım kaleminin kokusunu....eyvallah...
lacivertiğnedenlik
.
Yazı çok güzeldi,finali daha da güzel..
Nedense okurken,sanki hani böyle sahneler yavaşlatılır ya filmlerde,öyle gibi geldi..Yani bana o etkiyi verdi..Biraz rüzgar var ve yavaşlatılmış bir sahne..O balkondaki adam atıyor izmariti yere...
Bazı cümlelerdeki kopuk yerler olmasa daha da güzel olacakmış sanki,çünkü bazı yerleri okurken biraz zorlandım..Ama anlattığı şeyler öyle güzeldi ki bana..
Gerçekten..Sokaklarda tüm kediler,köpekler,kaldırımlar şahitti yaşanana...
3s kokteyli ile...
DİLEK YILDIZI
Çok teşekkür ederim okuduğun için...
kokteyl kafalıdan 3s sevgi saygı sev selamla....