- 1175 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Teşekkürler İlqar Müezzinzade
Bir insanın yaşı, cinsiyeti, işi ve konumu ne olursa olsun, dostluk kapısını aralıyorsa; hele ki aradaki maddi sınırları kaldırıp gönlünün güzelliğini önümüze seriyorsa nazarımızda gönül adamıdır, büyük insandır.
İşte, Güney Azerbaycan’dan (İran Azerbaycan’ı) Sayın İlqar Müezzinzade; gönül sürgüsünü ardına kadar çeken örnek bir şair, gördüğü haksızlığı içine sindiremeyen ve milliyetinin bilincinde olan bir yazar, bir mühendis. Kendilerine selam ve teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Edindiğimiz bilgiye göre; bir süre önce Gülce Edebiyat Akımı öncülerinden Sayın Mustafa Ceylan ile irtibata geçerek İran’da Dada Bilverdi adında ki bir şairin Zolal adında bir şiir formu ortaya koyduğunu ve bununda çokça reklamını yaptığını belirtiyor. Reklamcılardan birinin de Dada gibi Farsça konuşan Tacikistan asıllı Azam Khujaste adında bir şairin olduğunu öğreniyoruz. Örütbağ ortamında İngilizce olarak kaleme alınan Azam Khujaste’nin reklam makalesini okuduğumuzda ise şaşkına dönüyoruz.
İlqar Müezzinzade Gülce Edebiyat Akımı nazım türlerini tamamen incelemiş bir şair olarak Dada’nın ortaya koyduğu ve Azam Khujaste’nin makalesinden anladığımıza göre Farsça, Rusça, Tacikçe ve İngilizce reklamının yapıldığı nazım türünün Gülce’den aşırma olduğunu fark ediyor. Yapılan haksızlığa göz yummayıp durumu Sayın Mustafa Ceylan’a bildiriyor.
Örütbağ ortamında bilgi hırsızlığının çok kolay olması aşırmacıları sevindiriyor mutlaka. Azam Khujaste Zolal’ın Ocak 2010 tarihinde doğduğunu belirtiyor. Oysa Gülce Edebiyat Akımı nazım türlerinin tamamı bu tarihten önce sayısısz şiir ile çok sayıda sitede yayınlanmış hatta hatta Amerika’dan Çin’e birçok yabancı sitede örnekleriyle tanıtımı yapılmış, çok sayıda Gülce şiirimiz dergi ve kitaplara girmişti.
Güney Azerbaycanlı kardeşimiz bu bilgilendirme ile kalmıyor, geçtiğimiz günlerde çokça kaynak göstererek ‘‘Edebi hırsızlık ve "Gülce edebi akımı"la "zolal"sebkinin lal ilgili’’ başlıklı Farsça, Türkiye Türkçesi ve Azerbaycan Türkçesi ile bir makale yazıp yayınlıyor. Makaleden (Anadolu Türkçesinden) yer yer kısa bölümler aktarmak istiyorum.
‘‘…………Kökü plak [1] sözüne dayalı ve Türkiye Türkçe sinde hukuk alanında: intihal; sosiyal alanda ise aşırma sözcüğüne dönüşen ifadeyi çoğumuz çeşitli alanlarda duymuşuz. (A) bu hareketi yapan da, «hırsız, aşırmacı, sarık, oğru" gibi sözlerle adlandırlır……….’’
‘‘…………. Hududen yıl-yarım önce bir gün, dostlarım "isa Zeyni" ve "zaman Paşazade" ile kafede edebiyat hakkında bahis ettiğimizde, ben Türkiye de oluşan "Gülce edebi akımı" nı dostlara tanıtır, okuduğum makaleler hakkında konuşuyordum ve kağıt üzerinde Gülce kaliblerinin resmini çizdiğimde, dostum "zaman Paşazade" bu iki kalibin birbirine benzemeyine işaret etti. (Dada bilverdi iddia ettiği zolal kalibiyle, Gülce edebi akınındakı üçgen kalibinin benzerliğini). yıl-yarım sürecinde bu konuda yaptığım soruşturma sayın okurların huzurunda sorularımın cavablanılmasını istiyorum…….’’
‘‘……….. Bu araştırma ilginç bahisler ortaya getiriyor. İran da Fars ve Türk edebiyatında "Zolal" isimli bir sebkin her yerde reklam edilmesi ve Türkiye de "Gülce" adlı bir edebi akımın oluşması. Bu konuda faktlı bilgiler okuyuculara verilmiş bir takım sorular sayın "dada bilverdi" cinablarından (Zolal adlı sebkinin yaratıcısı olarak konuşan kimse) soruluyor ve sayın "dada" cinablarının mantıklı cevapları bekleniyor…….’’
‘‘…………. bu makalede bir kimseyi suçlamak yoksa yarğılamaq konumunda olmayıp, sadece bir takım sorular öne süreceyim ve verilerden yola çıkarak edebi hırsızlık hakkında detaylı bilgiler halinde Türkiye ve İran’daki benzer edebi akımı araşdıracağım……..’’
‘‘……….. Zolalın duğuluş ve çıkışları: sayın "dada bilverdi" cinabları "Zolal" adlı bir kalibin yaratıcısı olarak tüm webloglar ve sitelerde Konu yükleyip, kament olarak genel ve özel, çıkış yapmaktadır. o iddialarında, dünyanın edebi meydanlarından konuşup, Zolal adlı sebkini "dünyasal bir edebi tür" adlandırıyor. Dada, Zolalın hakkında yazdığı tanıtımlarda şöyle yazıyor:
‘»" Zolal» göklere gibi boy atıp. Tacikistan, İran, efğanistan, Arabistan, Azerbaycan, Güney Amerika, hülend ... ve sonunda buki,«Zolal»ın sahibi dünya edebiyatıdir ve konumu bunlardan daha akıla varmayan yükseklerdir. hakir ben de zolalın katibiyim , bir tek bildiyim kalemcilerin Kölesi olduğumdur. gelecekte zolalın dalgalarını daha fazla görmeyinize emin olun. "(H)
sayın dada Türkçe’yi becerdiyinden fazla, Türkçe’de şiir yazıyor. Bu dünyasal işler uğrunda çalışan bir edebiyatçı nasıl bizim bu kulağımızın dibinde olan Türkiye Edebiyatından habersizdir? Ve neden çok uzak ülkelerin ismini söylediyi zaman Türkiye den ad getirmiyor? Zolal adlandırılan sebkin yazarı olarak Tacikistan, İran, efğanistan, Arabistan, Azerbaycan, Güney Amerika, hülend ... Kimi ülkelerde Latin Amerika’sına kadar ...! Bunun yayılmasını diyor, ama çok ilginçtir ki hatta azerbaycanda da yayınlanan Gülce Bare de habersizdir sanki! Bu site de (i) tam açık ve anlaşılır bir şekilde Azerbaycan da gülcenin çıkışını gördüğümüz yerde sayın dada dan şaşırtıcı bir çıkışla "Zolal hatta Azerbaycandada kök salıp" sözünü duyuyoruz. Sayın dada nın bu söyleyişinde zolal sebkinin latin Amerika’ya kadar yayınlanması iddia ediliyor, ama dünya edebiyat kutuplarından biri olan Türkiye’den isim yapılmamaktadır, oysa hem dil ve hem cuğrafiya açısından da bizim yakınlığımızdadır. Demek dadanın türkiyeden isim yapmamasının temel bir nedeni var. Türkiye yıllar Zolal dan önce sayın dada tarafından iddia olunan janrı kat-kat güzel ve geniş seviyede yaratıp, yerine düşürüp ve yüzlerce güçlü-kuvvetli şair Gülce! kalibinin çeşitli formlarında şah eserler yaratmıştır şarkılar besteleyibler. Bilverdi cinabları özel weblogunda yazdığı yaziya dayanmaktayım: "Zolalın doğum günü: 1388 yılı Behmen ayının ikisi (January 22, 2010)" (j)
Oysa sayın »mustafa ceylan« 25/10/1384 tarihinden buyana (January 5, 2006) (k) Gülce adlı bir edebi akıma beyaniyeler, platformlar ve makaleler yazmıştır. Yanı sayın dada dan önce bu tür Türkiye’de oluşmuştur. ………’’
‘‘……….. Gülce dalında üçgen qalıbının kopisi olan Zolalı nasıl kendi tapıntınız gibi sunuyorsunuz? Edebiyatda büyük bir partlama ve devrimmidir bu? Bu derece de şişirdiyiniz basit bir sebkin sizden önce Türkiye de oluşmasına nasıl davranıyorsunuz? Nasıl sizden önce oluşturulmuş sebki kendi adıza yayarak onu dünya edebiyat tarihinde bir devrim sanıyorsunuz?
Sayın "mustafa ceylan" ın tüm beyaniyeler, pılatform, kararları ve manifislerini okuyan ben, hiç birinde bu kadar abartı ve iğrak görmedim. Buna rağmen Dediyiz zolal, sayın ceylan cinablarının yarattığı edebi akımın karşısında sankı bir damladır denizin önünde ..........’’
‘‘………. sayın dada dan istenilen bu: hangi makaleler ve bilimsel araştırmalarda "dünyanın önceki janrlar»ını inceleyip ve Zolalın «valeh edici ve inanılmaz« olması sonucuna varıbsınız. Tüm "dünyanın önceki janrları" hakkında derin bilgisi olan sayın dada, nasıl bu kulağımızın dibinde Türkiye’de ki o büyüklüğe yola düşen Gülce edebi akımından habersizdir? Yoksa Türkiye gibi büyük bir edebiyata edinmiş ülkenin edebiyat tarihinin janrlarını sayfalamayıbmı? Okuyublarsa gülceni görmemekleri olanaksızdır. okumayıblarsa nasıl "kurucu ve Bâni" adını kendilerine itlak edebiliyorlar?........’’
‘‘………… Yeri vardır burda gülcenin hakkında sayın okuyuculara bir takım bilgiler verilsin. GÜLCE edebi akımı adı veriln hareket, edebi bir dernek olarak mustafa ceylan, ekerm yalbuz, osman Öcal, uzan sentezi (Gültekin Tuğa), harun Yiğit, yusuf bozan ve Refik doğanın öncüllüyünde 2009/10/20 gününde toplam yüze yakın şair ve yazarlarından ulaşan bir dernek olmuştur. Sizin şu ortaya koyduğunuz Zolal sebkinde hangi Türkiye’nin Gülce akımının yazar ve şairlreri gücüde Derneyiz olmuştur. Siz tek başıza basit bir sebk ileri sürdüyüzün bu kadar hay-harayı varmıdır?.........’’
Gülce ekibi olarak hiç tanımadığımız ama yenice gönül köprüsü kurduğumuz soydaşımız Sayın İlqar Müezzinzade’nin çok uzun ve doyurucu olan makalesinden çok kısa bölümler aktardık. Takdir okuyucularımızın.
Dada’yı: www.dadabilverdi.blogfa.com/cat-5.aspx
Azam Khujaste’nin makelsini: firdavsiazam.eto-ya.com/tag/iran/
İlqar Müezzinzade’nin makalesini: www.turkelleri.com/haber-6952-Edebi-hirsizlik-ve-Gulce-edebi-akimila-zolalsebkinin-lal-ilgili.html
Gülce’yi okumak isteyenler www.gulceedebiyat.net adresinden okuyabilirler
Osman Öcal
YORUMLAR
Dürüst, derinlik dolu, saygılı ve mesleğine âşık bir edebiyat erbabının, hiç bir menfaat ve haksızlık karşısında eğilmeyerek gerçek bir değer, gerçek bir dünya insanı ve gerçek bir kardeş, dost insanı olduğunun çok açık, net ve ışıklı ifadedesidir bu makale içeriği.
Sayın İlgar Müezzinzade’ yi hiç birimiz tanımazken; o, büyük ilgi, özen ve dikkatle Türk Edebiyat' ını ve buna bağlı olarak Gülce' yi kaynağından araştırıp incelemiştir. Bu inceleme sırasında, bir başka ülkede bir başka kişinin (Tacikistanlı DADA’ nın Gülce’ den çok sonra kurduğu) ZOLAL adlı ve Gülce' den aşırma ÜÇGEN şiir türünün yeni ve hiç denenmemiş bir edebî akım olarak kendileri tarafından icat edildiği beyanını okumuş ve hiçbir gerçeği yansıtmayan bu beyanın sanal üzerinden yer küreye yayılması karşısında sessiz kalmamıştır. Dürüst ve saygın kişiliğinin gereği olan ( her iki tarafı da bundan haberdar etme gibi) sorumluluk duygusuyla üstüne düşen uyarma ve bilgilendirme görevini layıkıyla yerine getirerek bizlere, Gülce kurucusu Sayın Mustafa Ceylan hocamıza kadar ulaşmıştır.
Sınırların dışında böyle bir mesuliyeti üstlenme mecburiyeti yokken, Sayın İlgar Müezzinzade Bey, seve seve bu erdemli, hakkaniyetli tavrı büyük bir onurla üstlenmiştir. Gerçek bir edebiyat adamının, gerçek bir sanatçının, bir şairin asla böylesi çirkinliklere tenezzül etmemesi gerektiğinin altını çizerek doğru olan yolu göstermiş ve bu yolda elinden gelen yardımı yapacağının önemini de vurgulamıştır. Fakat karşı tarafa yaptığının büyük bir yanlış olduğunu hatırlatmış, bu konuda bildiklerini belgelerle ortaya koyarak paylaşmıştır. Tabii Sayın DADA ‘ ya, yaratıcısı olduğunu söylediği “ÜÇGEN “ şiiri hakkında ileri sürdüklerinin eksik ve yanıltıcı olduğunu; emeğe saygısızlık, “Çalıntı-intihal-aşırma vs.” tanımlarına girdiğini, ivedilikle düzeltilmesi gerektiğini belirtmiş olmasına rağmen, aldığı sonuç ne yazık ki bir edebiyat adamına, bir sanatkâra, gerçek bir şaire yakışmayacak üslup ve ölçüde olmuştur.
Ben, Sayın İlgar MÜEZZİNZADE Bey' e, ortaya koyduğu erdemli, dik ve onurlu duruşa ve hiç bir şekilde tanımadığı, hiç bir karşılık beklemediği Bizlere (Gülce Edebî Topluluğuna) gösterdikleri ilgi ve destek dolayısıyla içtenlikle teşekkür ederken;
Sayın DADA Beyefendi' nin ortaya koyduğu ve kendisinin icadı olduğunu söylediği "ZOLAL" adlı ÜÇGEN şiir çalışmasının gerçekte kendilerinin icadı olamadığını en iyi yine kendileri bilmekte elbette. Bu yüzden de Bu tür bir aşırmacayı vicdanına yediremeyerek bizi haberdar eden, insanî değerleri yaşamının merkezine koymuş bir güzel insan örneği Sayın İlgar MÜEZZİNZADE' ye reva gördüğü çirkin ve tasvip edilemez hareketleri kınıyor; bu yakışıksız ve haksız tepkinin dönüp dolaşıp bir gün kendi boynuna dolanacağını unutmamalı diyorum! Gerçekler her zaman acıdır; döner dolaşır gelir onu reddedenin karşısına dikilir bütün heybetiyle!
Teşekkürler Sayın İlgar Müezzinzade... Sizin gibiler çoğalmalı ki; kötüler ve kötülükler tutunamasın, acıtmasın masum insanların canını! Sizin gibiler bu dünya da biz insanlar için şanstır, onurdur, gurur kaynağıdır; nerede, kim ve neci olursanız olunuz! Kaldı ki kardeş bir coğrafyanın saygın edibi İlgar Bey...
Konuyu burada paylaşan değerli dost Osman Bey' e teşekkürlerimle...