OKUMANIN YAŞI OLUR MU?
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
OKUMANIN YAŞI OLUR MU?
1967 Yılının sonbaharı aynen şimdi olduğu gibi, elinde meşin çanta taşıyan bir adam (Köy Muhtarı) yanında da bir başkası, babamla bir şeyler konuşup geldikleri gibi gittiler, sonradan öğrendiğime göre okul çağı gelen çocukları tespite gelmişler ve kayıt altına almışlar.
Köydeki koşullar malum, evin en küçüğüne onun bir büyüğü bakıcılık yapar, yedirir içirir temizler v.s. okul sonraki iş, bizde de durum pek farklı değildi elbet, iki yaşındaki kardeşimi sebebini hala bilmediğimiz bir gecelik ateşli hastalıktan kaybedene kadar ve Şubat ayı içerisindeydik okulların tatile girmesine üç gün kalmıştı elimi büyüklerimin ellerine tutuşturup okula yolladılar.
O nasıl güzel bir maviydi öyle, önündeki Atatürk Büstü ve bayrak direği,
hafta ortası olduğundan bayrak yoktu üstünde ama hayal etmek o kadar zor değildi baktım-baktım bu upuzun ve ucu sanki gökyüzüne değen nesneye o an bayrak çekilmiş olsa kim bilir ne güzel dalgalanırdı hafif hafif esen rüzgârla.
Bizlerden farklı bir adam vardı gene bizlere göre upuzun boylu incecik dal gibi bir adam. Vekil Öğretmenmiş, öyle dediler. Öğretmen, öğretmen de vekil neydi ki.? Bu çocuk aklımla çok düşündüm ama o öğretmen gidince anladım vekilin geçici olduğunu. Neyse toplamı 32 kişiden oluşan şimdilerde birleştirilmiş sınıf olarak tanımlanan tek derslikli beş sınıflı ilim ve irfan yuvamıza andımızı da okuyup adım attık işte ne olduysa o an oldu, o sınıfın kokusu bütün benliğimi sarmış ve beni sarsmıştı.
İlkokula başladığımda okuma-yazma ve dört işlemi zaten bildiğim için öğretmenin kendi inisiyatifiyle yaptığı minik testi de başarıyla geçince ilköğrenim hayatımın üçüncü gününde karne almaya hak kazanmıştım bileğimin hakkıyla.
Sonraki yıllarda içimde gem vuramadığım bir özlem olmuştu öğretmen olma hayalim, olmadı. Sızı işte bir kere girmeye görsün yüreğe ne dur biliyor ne durak, ne yaş tanıyor ne zaman. O hayal hep o yürekte meşalesini yakıp duruyor bu bende sanki bir başka yandı ki; elli yaşımdan sonra tekrar öğrenci oldum.
Sözün özü şu an ben bir üniversite öğrencisiyim, Allah ömür ve sağlık verirse, başladığım gibi umutla ve istekle bir hayalimi gerçekleştirmiş olacağım. Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde okuyorum. Şartlar elverirse aktif olmasa da pasif olarak üzerinde Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni yazan diplomamı çerçeveleyip duvarıma asmak en büyük hayalim.
Bu bölümden mezun olanların doğrudan öğretmen olamayacaklarını elbette biliyorum daha formasyonu var tabii olarak. Bölüm dersleriyle ilgili tecrübesi olan şiir dostlarımın yardım ve desteklerini bekliyorum bu beni çok mutlu eder, bu vesile ile herkesin geçmiş bütün bayramlarını kutlar sağlık ve esenlikler dilerim.
Hatice AK/31 Ekim 2012
Bugün kitaplarımı da aldım...:))
Not: Bu bölüm aynı üniversitede bitireceğim ikinci lisans eğitimim olacak, çok istememe rağmen bu güne kadar nasip olmamıştı, durumdan haberdar edip, kaydolmama vesile olan ", SEVGİLİ DOSTUM, (AYNI ZAMANDA VELİM OLAN:))) KAHRAMANIMA YÜREKTEN TEŞEKKÜR EDİYORUM" Allah herkesi böyle güzel dostlar ve dostluklarla karşılaştırsın.
YORUMLAR
HATİCE HANIM MERHABALAR ;
ÖNCELİKLE AZİM VE BAŞARINIZI TEBRİK ETMEK İSTERİM..İNANIYORUM Kİ EN KISA ZAMANDA BİTİRİP HATTA FORMASYON DA ALIP GÜNÜN BİRİNDE O ÇOK SEVDİĞİNİZ VE İSTEDİĞİNİZ HAYALİNİZDEKİ MESLEĞE DE ATANARAK ÇOK DA İYİ BİR ÖĞRETMEN OLACAKSINIZ..
RESME GELİNCE ;EVET BENİMDE TAHMİNİM DOĞRU ÇIKTI..AMA AYNI ZAMANDA RESİMALIP GÖTÜRDÜ BENİ YILLAR ÖNCESİ BİR YAŞANMIŞLIK TÜNELİNE..BANA AİT ÖĞRENCİLİĞİN DIŞINDA ÖĞRETMENLİK YAPTIĞIM ÖĞRENCİLERİMLE ÇEŞİTLİ KÖYLEDE ÇEKİNDİĞİM " hayali cıhan değer" ANLAR GELDİ GÖZÜMÜN ÖNÜNE..YAZI İÇERİK OLARAK HARİKAYDI DOLAYOSIYLA GÜNE DÜŞMEKLEDE HAK TESLİM EDİLMİŞ OLDU..SİZİ BİR KEZ DAHA KUTLUYOR SAYGIYLA SELAMLIYORUM..
Gerçekten yazdığım yazının günün yazısı seçileceği hiç aklıma gelmemişti, görünce çok şaşırdım, çok mutlu oldum, yani ne bileyim çok duygulandım, eğitim hayatımın hiç bir aşamasında ne annem ne de babam elimden tutup okula götürmedi, şartlar öyleydi o zaman, ilkokul, ortaokul, lise, hemen hepsi, örneğin babam ya da annem olmadı velim, hep ya bir akraba ya da bir komşu, sonra üniversite, gene bir akrabamız söylemişti sınavlara gir diye hatta başvuru formunu da kendisi getirip sınava gireceğimden emin olmak için kendisi doldurmuştu, bende gayretini boşa çıkarmadım elbette, AÖF İş İdaresi bölümü lisans diplomamı 1989 yaz döneminde almıştım. İkinci üniversite daha çok da hayalim olan Türk Dili ve Edebiyatı okuma hayalime de gene bir dostumun telkiniyle kavuştum ve onu mahçup etmeyeceğim, Allah sağlık verirse. Kısacası velilerimi hiç mahçup etmedim.
Yazımı günün yazısı seçen ailemize sonsuz teşekkürler ediyorum, şu an duygularımı tarif etmekten acizim. Sağolunuz var olunuz.
Ne hoş bir durum..Azmin, çabanın eseri bu..Çok güzel bir işe koyulmuşsunuz.. Başarılı bir öğrenci olacağınız kesin:)) Aynı durumdayız, ben de felsefe okuyorum.. Bu meyanda okumanın haggeten yaşı başı yoktur..Bilginin sonsuzluğundan ne güzeldir bir damla da olsa içmek.. Resmi görünce çocukluk yıllarına gittim, yokladım ama yok bende böyle bir resim.. Ne mutlu size..Saygılarımla hemşehirlim.. Hayırlı, uğurlu ve kademli olsun..