Gözümde her daim canlanır durur. Bir zamanlar yeryüzünün en moda çocuklarıyken biz afacanlar taifesi Kahraman bir Milletin evlatları ve ahfadları olmanın dayanılmaz dürtüsüyle oyunlarımızda sık sık savaş tatbikatları da yapar iki gruba ayrılır, birbirimizden epey bir uzaklaşır bol miktarda yığınak yaptığımız mühimmatla kıyasıya savaşır bir taraf iyice pes edip teslim bayrağı kaldırıncaya kadar bu kutsal harbi aralıksız sürdürürdük…

Köy Çocuğu olduğumuz için en çok da alıç ve yemişen gibi yabani meyveleri mermi olarak kullanırdık.
Alıç deyip geçmeyin kafaya ve çehreye hele de göze isabet ettiği zaman oldukça acıtan bir mermidir!

İstiklal Savaşımızı nasıl bir ciddiyetle canlandırdığımız hala film şeridi gibi gözlerimin önünden akıp durur mütemadiyen. Dile kolay o zamanlar hepsi de dünyanın en güçlü ülkeleri olan yedi düvele karşı, aç, susuz, giysisiz, ayakkabısız, en önemlisi de silahsız bir şekilde kahramanlık destanları yazarcasına savaşmış ve mübarek topraklarımızı düşman çizmelerine çiğnetmemiştik.

Eli silah tutan tutmayan bütün bir Millet top yekun asker olmuştuk! İzmirlisi, Bursalısı, Konyalısı, Trabzonlusu, Erzurumlusu, Anteplisi ,Maraşlısı, Urfalısı Diyarbakırlısı ,Tuncelilisi, yekvücud olmuş, eline silah olabilecek ne malzeme varsa, süngü, mızrak, kılıç, ok, balta, hatta kazma kürek ve sapan almış cephelere koşmuş, bizlere çılgın gibi zincir vurmaya kalkışan ecnebi güçlerini hep birlikte püskürtmüş ve Cennet Vatanımızı düşmanlardan temizlemiştik…

Doksan yıl önce Çanakkale ve Kurtuluş savaşlarında bizleri yok etmeye çalışan sinsi güçler bugün bizzat kendileri savaşa katılmasalar da önce Ermeni Asala şimdi de PKK gibi sinsi ve alçak bölücü örgütlerle aynı emellerini sürdürmeye devam ediyorlar.

PKK Terör Örgütü bataklığının şimdiye kadar kurutulamamasının tek nedeni Avrupa Ülkeleri ile bazı sinsi güç odaklarının bu eli kanlı örgüte ha bire para akıtmasından dolayıdır…

Ama o eli kanlı canilerin eceli yakındır. Zaten bu onların son çırpınışlarıdır. Doksan sene önce yedi düvele ve emperyalizme karşı kahramanca çarpışan Çanakkale ve İstiklal Gazilerinin torunları gene aynı azimle İmanla ve kararlılıkla Türkiye’nin ezeli düşmanlarının paravan ve cılız güçlerini en ağır hezimete uğratıyor ve yuvalandıkları şer yuvalarını başlarına dar ediyor!

Eksi yirmi otuz derecelerde yıldırımlar gibi çakan Güneşin Kahramanları, haçlı güruhunun bu son kuduz it kalıntılarını da saklandıkları deliklerde kıstırıp temizliyor…

Sevgili Mehmetçikler Eşsiz Kahramanlar!

Sizler sadece bir avuç bölücü şaki ve eşkıyaya karşı değil gene şimdinin süper güçleri sayılan onlarca düşman unsuruna karşı savaşıyorsunuz… Yeryüzünde savaşa bile giderken düğüne gider gibi davullarla zurnalarla, eli kınalı uğurlanan başka bir asker yoktur!

İtalya’nın, pis mayınlarına karşı, Fransa’nın sözde soykırım Anıtına karşı, İngiliz’in yeniden depreşen sinsi emellerine karşı, Danimarka’nın sözde Peygamber Karikatürlerine karşı, ABD’nin asıl maksadı uydu bir Kürt devleti kurmak olan körfez hareketlerine karşı, ve sinsi İsrail’in daha şimdiden devlet dairelerine asmakta bir sakınca görmediği sözde Kürdistan Haritasına karşı!…

Cesaretinizi, Azminizi ve Kahramanlığınızı tarif edebilmek ne haddime…Bastığınız yer bütün dünyayı titretiyor! Duruşunuz bakışınız düşmanlara korku salmakla kalmıyor onların ta ciğerlerini yerinden söküyor, ödlerini koparıyor!

Vurun Antepliler namus günüdür! Vurun Maraşlılar nanus günüdür! Vurun Urfalılar namus günüdür! Vurun Rizeliler namus günüdir! Vurun Niğdeliler Namus günüdür! Vurun İzmirliler namus günüdür! Vurun Batmanlılar namus günüdür! VURUN MEHMETÇİKLER NAMUS GÜNÜDÜR!

Gazanız Mübarek Olsun Güneşin Kahramanları… Bu Millet size minnettardır. Allah yar ve yardımcınız olsun…