Hani şiirinde söylediğin gibi
Umutların Erzurum gibi. Hayallerin sibiryada kalsa bile.

Sevdaya dair tüm bildiklerini zamansız bir sınavda boş yazdıysan kağıdına.
Kelime dağarcığındaki sevgiliye söylenecek tüm harflerin küsmüşse cümlelerine.
Yanık bir türküde ağıtlarını savursan da gökyüzüne.
Kimselere belli etmediğin gözyaşlarını. Şiirlerine türkülerine akıtıp. Yangın değmişcesine ağıtkar çıkıyorsa sesin. Başını yaslayamıyorsan şımarıkça omzuna. Sevdalının.
Oltu taşı tesbihinin. Her tanesinde. yaşayamadığın hayallerinin sabrını diliyorsan Allahtan
Yağmura yüklüyorsan zifir gözlerinin ıslaklığını,
Rüzgara gizliyorsan haykırışını.
Bulutlar mektuplarını götürüp getiriyorsa meçhullerine,
Güçlü zırhının ardındaki güçsüz hüzünlerine rağmen daha da güçleniyorsan acılarından güç alıp inadına inadına.
Etrafında kalabalık ve sen tenhaysan yalnızlıklarında.
Kalemi kırık bir acıyla harmanlıysa dudaklarının kavisi.
Kahkaya çok yakışan suratına. Kondurmuşsa hayat buruk bir tebessümü.
Güvenemiyorsan birilerine yaşama dair. Ortak bir paydada birleşip umut kervanına aday olmaya.
Tek başınaysan bu savruk dünyanın göbeğinde.
Kaldır başını bak .pusu gözlü adam…
Sendeki olmayışların getirisi değildir bütün bunlar.
Oluşlarındaki ağırlığı taşıyacak birinin olmadığındandır.
Şimdi. Biraz daha aç o pusu gözlerini bak bana.
Tek değilsin acılarına dair her nen varsa.
Sana ne olamam bilmiyorum ama yanında olduğumu biliyorum.
Fırtınada ıslandığında. Sırılsıklam bir serçe gibi liman ararsan. Buradayım…
Ve yine biliyorum ki
Ağlamak istediğinde düşünmeden omzuma yaslanabileceğini.
Susma.
Yalnız değilsin.

Doğum günün kutlu olsun