- 3249 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Mektebin Bacaları
MEKTEBİN BACALARI
Bir türküdür garip ayağında. Muazzez Türüng söylerdi billur sesiyle:
“Mektebin bacaları
Ders verir hocaları
Gül yârimi sorarsan
Odur birincileri”
Bizim köyün mektebinin bacaları tütmüyor. Ders veren hocaları yok. Çünkü öğrenci yok.”Dünyanın bütün çiçeklerini getirin bana...”diyen hocalar: Hamdi Öğretmenler,Mahmut,Ahmet,Mehmet Öğretmenler...Çoğu dünya değiştirdi. Onlar gitti. Okulumuz ögsüz yetim kaldı.
Altmışlı yıllarda köyümüz ilkokulu eğitim ve öğretime açıktı.132 öğrenciydik. Okulumuzun uygulama bahçesi Yozgat genelinde bir taneydi. Parmakla gösteriliyordu Oğulcuk Köyü İlkokulu...
Heyhat... Şimdi okulumuz kapalı. Uygulama bahçesi bakımsız,harap... Taşımalı eğitimle Karakoç’ta okuyor öğrenciler. Hani Bayburtlu Zihni’nin dediği gibi:
“Zihni dert elinden her zaman ağlar
Vardım ki bağ ağlar bağıban ağlar
Sümbüller perişan güller kan ağlar
Şeyda bülbül terk edeli bu bağı”
Köyümüz göç vermiş. Kalanlar da benim gibi emekli. İşinde gücünde yerleşik genç nüfus çok az. Sebep işsizlik... Yoksulluğun gözü kör olsun. Mecburiyetten gurbeti yurt edinmiş köyüm insanı.
İlköğretim çağındaki öğrenci sayısı iki elin parmakları sayısınca kalmış. Okul hizmet binasının boynu bükük. Öğretmen lojmanı harabe...Okul bahçesi virane...İçler acısı bir durum anlayacağınız.
Hamdi (Ünal) Öğretmen’di okulun banisi.l944’te açıldı eğitim-öğretime. Pazarören Köy Enstitüsü’nü bitirdi Hamdi Öğretmen.Bizim köyde göreve başladı.Tam on yedi yıl çalıştı. Bin rahmet olsun Hamdi Öğretmen’e. Okul bahçesi, O’nun zamanında Firdevs Cenneti gibiydi.Firdevs Cenneti O’na durak olur inşallah.Hamdi Öğretmen, Ankara’ya yerleşti yaşamının sonbaharında. Ankaralı oldu.
Hamdi Öğretmen, köye son gelişinde okula uğruyor. Mevsim yaz. Kayısı zamanı.Bahçeyi dolaşıyor.Okulun bitişiğinde Möhübe Bacı’nın (Cik cik Möhübe) evi var.Möhübe Bacı:
”Hamdi A..Hoş geldin...”diyor. Hamdi Öğretmen hüzünlü.Hamdi öğretmen kızmış belli ki:
”Möhübe sen ne diyorsun? Ne hoş gelmesi...Bu okulu ben böyle mi bırakmıştım? Şuna bak. Viran olmuş. Bu kadar meyve ağacı var. İlaç için bir tek kaysı bulamadım. Yazıklar olsun...”
Möhübe Bacı Hamdi Öğretmeni evine davet ediyor.Okulun bekçisi Yazıçepnili Bulduk. O da geliyor. Hamdi Öğretmen Bulduk’a verip veriştiriyor. Tek sorumlu O’ymuş gibi Bulduk’a ağzına geleni söylüyor. Karnının şişi iniyor Hamdi Öğretmen’in.Son görüşü oluyor okulu. Zaten bir daha ne köye uğruyor ne de okulu soruyor.
Möhübe Bacı, Hamdi Öğretmen sakinleşince çay getiriyor.Hamdi öğretmen bakıyor çay bardağına:
”Möhübe bu bardaklar ölçeklik. Küçük çay bardakları var. Onlardan al. Misafire o bardakları kullan...”diyor.
Hamdi Öğretmen misafirlikte bile öğretmenlik yapıyor.Bu, bende de var.Bazıları ukalalık gibi algılasa da öğretmenliğin mayası böyle karılmış galiba.
YORUMLAR
Öğretmen : Daha kutsal hangi meslek var acaba, o işi hakkıyla yapanlar için ?
Elleri öpülesi onlar. İyileri ne kadar çoksa insanlık ancak o kadar çok olabiliyor ülkede. Azaldıklarında da azalıyor, hatta tükeniyor insanlık...
Mustafa Topaloğlu
Bu yazıyı okuyunca gülümsedim; bazı öğretmenler 80 yaşına gelse de her konuda öğretmenlik yapmak ister ve girdikleri toplulukta herkese ders vermeye çalışır. aslında niyetleri iyidir ama çevresi tarafından yadırganır. Ne yapsın öğretmen, işi öğretmek olunca, öğretmenlik, ölünceye kadar devam edecek.
Tebrikler Mustafa Bey.