ESKİDEN
Eskiden…
Eskiyen her şey gibi yitip giden zaman kavramı…
Değişen şeyler unutulup gidenler solanlar yeşerenler belki de
Ne var ne yok ile başlayan sohbetlerin ardından gelen satır başı cümleler eskiden ile başlayıp o anda bile biraz daha eskiyen…
Mahalle bakkallarımız veresiyelerimiz çizgili 3 ortalı deftere işlenen isimlerimiz…
Hesap makinesi ile toplanan alışverişlerimizin toplam telaşlarına eklenen ‘’sen yaz salim efendi ocakta yemeğim var deyişlerimiz…
Açık hava sinemalarımız bilet kuyruğunda kavgalarımız boş sandalye kapmacaları arasında
Macuncularımız vardı eskiden renklerinde çocukluğumuzu bıraktığımız
Doğrularımız vardı yalanlarımızdan çok olan mesela
Ezan seslerimiz vardı en güzel makama taş çıkartan
Sokak ortası sohbetlerimiz yada uluorta çekiştirilmeden oradan buradan konuşulan yalandan riyadan uzak…
Zamanında dostlarımız vardı üç kuruşa satılmayan trilyon versen alınamayan
Belki siyah beyazdı ekranlar ama içini ısıtırdı grinin tonu olan renkler
Bozacıların sesi ile toplanırdı soba üzeri mandalinalar kokusu buram buram odaya yayılan
Kalabalık kurulan sofralar vardı eskiden büyükler başlamadan başlanmayan yemek bitmeden kalkılamayan
Radyoda arkası yarınlar en güzel en heyecanlı yerinde kalan
Alın terleri vardı alnının ortasından süzülüp yere damlayan
Eskiciler vardı ceket verip mandal alınan
Zamanı vakti har vurup harman savurduğumuz günler…
Savunmalar vardı sahip çıkmalar idealler hayaller sağ elim sarımsak sol elim soğan dan ziyade darağacı hesaplanmayan birde hepten hariç olanlar ortada duran
Saklanbaçlarımız körebelerimiz vardı yakan toplarımız tel direksiyonlu plastik arabalarımız
Misketlerimiz vardı renk renk irili ufaklı hep en güzeli bizimki olan
Filelerimiz vardı çarşıya pazara çıkılan kese kağıtlarımız ne alırsan al içine koyulup taşınan
Selamlarımız vardı mekan mekan girerken de çıkarken de kullanılan
Çay ocaklarımız vardı karbonatlıda olsa üst üste içip midemizi ağrıtmayan
Köşe başlarımız vardı sevgiliyle buluşması noktası olan
Kaçışlarımız vardı sonra aynı köşenin kenarından
Sürahilerimiz vardı ağzı ince altı yayvan toz girmesin diye üzeri kapatılan
Telefonlarımız vardı 4 kere tam tur dönen
Çayın demi farklıydı eskiden pilavın tavı nohutla dansı yada
Kömür kovasında kirlenen ellerimiz vardı eskiden sırası sana geldiğinde ders çalışasın gelen
Ne güzeldi eskiden…
Ve ben oğlum
bize kalan eskimesin diye direndiğimiz ama zamana yenilen her şey adına özür dilerim senden
A.B.2012
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.