- 730 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
CUMHURUN AKLI BAŞINA GELDİ BU VESİLEYLE!
Bir musibet, bin nasihatten iyidir malumunuz. Bize de gerekliydi böylesi bir uyandırılış! Pek bir rehavetteydik, pek bir rahattık, unutmuştuk vatanı, bayrağı, bayramı adeta!..
…….
Her bayramda olduğu gibi, bu defa da daha bir özlemle anımsadım çocukluğumun milli, hele de Cumhuriyet Bayramlarını…
Ben yaştakiler hatırlayacaksınız; Hepimizi günler öncesinden bir heyecan kaplar ve tüm hızla hazırlıklar başlardı her yerde. Sınıflarımızı süslerdik bayraklar, rengârenk grapon kâğıdı kedi merdivenleri ve balonlarla, büyük sevinç, telaş ve heyecanla, evlerimizin pencerelerini de öyle…
Caddeler defne dallarıyla süslenen taklarla, bayraklarla bezenir, evlerin, dükkânların, iş yerlerinin hepsine bayraklar asılırdı…
Annelerimiz, babalarımızın beyaz gömleklerinin yaka ve kol manşetlerini itinayla kolalayıp ütüler, en yeni, en şık takım elbisesini, uygun kravat, kemer çorap ve ayakkabılarını boyayarak bir gün öncesinden hazır ederdi, şayet fötr şapka kullanıyorsa, o da hazırlanan giysiler üzerinde yerini alırdı. Kendisinin de öyle, en şık, en yeni döpiyesini hazırlar, uygun bluzu, ipek çorapları, jartiyeri, ayakkabı ve çantasını, eldivenleri ve şapkasını hazır ederdi kullanıyorsa ya da eşarpsa kullandığı, onu da itinayla ütüleyip hazır ederdi bayrama. Biz çocukların kıyafetleri zaten hazırdı itinayla.
Bayram sabahları biz çocuklar, koşarak okullarımıza, ailelerimiz ise bayramın kutlanacağı meydanlar ve stadyumlara heyecanla ulaşmaya çalışırdık.
Resmi törenler sonrası da bitmezdi coşku ve kutlayış, hemen eve dönülmez, çocuklar eğlence parklarına götürülür, bayraklar balonlar alınır, bulvarlarda gezilir, herkes tanısın tanımasın birbirini selamlar ve kutlardı, sözle olmasa bile baş ve gözleriyle…
Okul giysili çocuklar, boyunlarında Kızılay ve THK’nun, rozet sepetleri ve kumbaralarla sokaklarda dolaşır, herkesin yakasına birer rozet takmaya çalışırdı.
Akşamları da ayrı bir coşkuydu… Fener alayları düzenlenir, denizi olan bir yerdeyseniz, bayraklarla süslü gemilerden atılan havai fişekler coşkuyla izlenirdi sahildeki gazinolar, çay bahçelerinde, çay, kahve ya da soğuk içecekler yudumlarken… Ya da Cumhuriyet balolarına katılınırdı akşamları...
Zamanla bu heyecan azaldı, katılım azaldı, git gide de, taklar kalktı, kumbaralı çocuklar yok oldu, bayraklar tektükleşti. Öyle hale geldi ki sadece askeri erkân ve devletin üst düzey kademesinin katıldığı adet yerini bulsun kabilinden, savuşturarak kutlanır oldu. Hatta o günün Cumhuriyet Bayramı olduğu ve ne anlam taşıdığı da unutuldu gitti!
Bir bakıma iyi oldu diyorum ben yasaklar; yasaklar ilgiyi arttırır, insan psikolojisidir, ne kadar yasaklarsanız bir şeyi, o kadar ilgi uyandırırsınız. O nedenle iyi oldu, insanlar Bayramını ve nedeniyle gereğini hatırladı bu vesileyle…
Unutmasaydık, unutturulmasına izin vermeseydik, bu günkü çirkin görüntülere şahit olmayacaktık.
Unutmasaydık, unutturulmasına izin vermeseydik, bu gün son derece masumane ellerinde bayraklarla, bayramını kutlamaya çalışan cumhurun üzerine su ve biber gazı sıkılmazdı, başkentine gitmek üzere yola çıkışı engellenmezdi, seyahat özgürlü kısıtlanmazdı!
Kurucusunu ziyaretine mani olmaya çalışılmazdı!..
Yanlış yaptılar velhasıl yasaklamaya, engellemeye, yok etmeye çalışmakla!
Gerçi iyi de yaptılar!..
Hatırlattılar, uyardılar, uyandırdılar cumhuru yapmak istediklerinin tam tersine!!!
p.r.alkan
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.