- 554 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Vah Vah Vah
VAH VAH VAH...TÜH TÜH TÜH...
Yaz olanda bizim köy şenlenir.Hele harman zamanı...Kalabalıklaşır.Biçerciler,samancılar...Satıcıların biri gelir,biri gider.Kimi sebze meyve satar,kimi manifatura...Kimi tuz satar,kimi çanak çömlek...Hele hurdacılar “İllallah” dedirir insana.
Tuz ve çanak çömlek önemlidir. Çünkü peynir yapılacak. Peynire kaya tuzu konur.Peynir çömleğe basılacak.Gerçi bazı yerlerde plastik bidonlara basıyorlar,ama Avanos çömleğinin yerini tutar mı?
Avanoslu bir çanak-çömlekçi tek atlı arabasıyla Yazıçepni canibinden geliyor.Pırçalık Tepesi’nden aşağı inerken sürücü hakimiyeti kaybetmiş.At parlıyor.Tam Hacı Yusuf Emmi’nin evinin önünde araba takla dönüyor.Her yana saçılıyor çanak çömlekler...Çömlekçi koşarak geliyor.İlk etapta atı kurtaracak.At, iki okun arasında sıkışmış,debeleniyor.Çömlekçi koşumları kesiyor. Oku kaldırmaya çalışıyor.Bu sırada nerde var nerde yok Hacı Yusuf Emmi geliyor. Gördüğü manzara korkunç.Şoka giriyor.Bir yandan arabanın etrafında dolanıyor,bir yandan:
"Vah vah vah...Tüh tüh tüh..."diyor.Ama elini uzatıp da yardım etmek aklına gelmiyor.Kızılderilinin tamtam dansı yaptığı gibi dönüp duruyor devrik arabanın etrafında.Çömlekçinin kan beynine çıkmış zaten.Hacı Yusuf Emmi’nin öyle "Vah vah vah...Tüh tüh tüh..."diye diye arabanın etrafında dolandığını gören çömlekçi:
"Yahu sen ne yapıyorsun? Gerçekten halimize acıyor musun?Öyleyse bana yardım et.Bir el at da şu atı kurtaralım.Yoksa benim kafamı ütüleme.Zaten benim derdim bana yeter..."diyor.