AÇILMAYAN KAPI - 9
Süheyl hemen babasının bağırması ile birlikte yerinden fırladı.Babasının başına koşturdu.Bu arada kolundaki serum ani reflekse yerinden çıkmıştı.Babasını sağlam olan eliyle hafifçe tokatlamaya çalıştı.Bilal bey kan ter içinde yerinden fırladı.
-Kızım Fatımammm,Fatımammm derken içli bir şekilde hıçkırarak ağlıyordu.Sonra oğlum Süheyl’im diye Süheyl’ e sarıldı sıkıca.
Belliki babası Bilal bey kötü bir rüya görüyordu.Az sonra nöbetçi hemşire ve yan odadaki refakatçilerde Süheyl’in on iki numaralı odasına doluşmuşlardı.Hemşire Meyrem hanım etrafına şaşkın gözlerle bakan gözü yaşlı Bilal bey’e;
-Sanırım kötü bir rüya gördünüz.Şimdi sizin bir tansiyonunuzu ölçeceğim.Korkacak bir şey yok.Sakin olun Bilal bey.Şimdi geçer etkisi ,dedi.Bu arada Süheyl i de yerine yatırmış serumunu yenilemişti.Saat sabahın sekizine geliyordu.Osmaniye de gün çoktan doğmuştu.
..Bilal bey kendisine getirilen suyu "bismillah" deyip yudumlarken hala gördüğü kötü rüyanın etkisi altındaydı.O ne korkunç bir kabustu öyle.Tüm aile fertlerini bir anda kaybetme korkusu Bilal beyi öylesine germişti ki,görenler nutku tutulmuş bu adamın derlerdi.Refakatçi komşular onu teselli etmeye çalıştılar.Ne kadar ısrar etseler de gördüğü kötü rüyayı onlara anlatmadı,daha doğrusu anlatmak istemedi.Çünkü gördüğü kötü rüyayı anlatırsa aynen çıkacağı geleneğine inanıyordu.Bu rüyayı ne Süheyl ne de diğerleri hiç bir zaman öğrenemeyeceklerdi.Sadece ısrarla nasıl bir rüya gördün diyenlere karşı,kayıtsızca
-yok önemli bir şey,öylesine bir rüya işte,diye geçiştirici cevaplar verdi.Yavaş yavaş kendini toparlamaya başlamıştı.
..Bir süre sonra Dr.Mücahid bey girdi odaya.Olayı nöbetçi kat hemşiresi Meyrem hanım doktor beye anlatmıştı.Mücahid bey;
-Bilal bey sanırım kötü bir kabus görmüşünüz.Herhalde gerek hastane ortamı ve gerekse Süheyl’in başına gelenler seni biraz germiş olmalı.İnsanlar sıkıntılı bir süreç içerisinde iken böyle kötü kabuslar görebilirler.Ama korkulacak bir şey yok.Sana sakinleştirici bir hap vermelerini söyledim.Lütfen o hapı kullanının.Korkulacak bir şeyiniz yok.Ben şimdi istirahate ayrılıyorum.Yerime diğer arkadaşım Mehmet Ali bey bakacaktır.O da iyi bir arkadaşımızdır,iyi bir doktordur.Bugünkü tetkikleri o yapacak.Ben yarın mesaiye geldiğimde son bir defa durumunu gözlemleyeceğim.Muhtemelen bir aksilik olmasa yarın şiş iyice inmiş olur.Alçısını yaparız ve ertesi günü sabah ta taburcu ederiz.Allah şifalık versin,dedi ve vedalaşıp odadan çıktı.
..Bilal bey kenisini dikkatlice süzen oğlu Süheyl’e karşı;
-oğlum neden bana öyle dikkatlice bakıyorsun,dedi.Süheyl;
-Baba seni kaybetmekten korkuyorum.Sen başımızda olmazsan halimiz ne olur diye geçirdim içimden.Allah seni başımızdan eksik etmesin baba.
-Oğlum onu da nereden çıkardın şimdi.Bir rüya idi gördüğümüz,geldi geçti.İnşallah hep yanıbaşınızda sağlığım elverdiği sürece demir bir direk gibi ayakta olacağım.Allah asıl sizlerin acısını göstermesin bana oğlum.
..Bu duygu dolu cümleler sonrasında birbirlerine baba-evlat sıkıca sarıldılar.Bu arada odaya Aziz efendi,eşi ve Ayşe hanım girmişti.Sessizliği Aziz efendi’nin tok sesi bozdu;
-Selamün aleyküm Bila bey
(Devamı gelecek)