- 572 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Vatandaş Yemeden Yaşamayı Öğrenecek
Bugün biraz alınganlığım üzerimde. Ayrıca takıntılarım da var.
Neye taktım biliyor musunuz? Yiyip içmeye.
Bir söz okudum, diyor ki: “Aç adam, gökteki ay’ı yufkaya benzetir.”
Sonra da Tevfik Fikret’in
“Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin” mısraları geldi aklıma.
Bir gazete haberi takılıyor gözüme: “Türkiye’de 46 milyon kişi yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Ayrıca 6,6 milyon kişi açlık sınırının altında yer alıyor.”
Başka bir haberde de diyor ki “Türkiye’de vatandaşların 245 milyar lira kredi borcu var. Bu rakam eski para ile 245 katrilyon demektir, diye de eklemişler. Eeee, borç yiyen kesesinden yermiş mi ya da borç yiğidin kamçısıdır mı diyeceğiz şimdi? Aslında ben buradaki kamçı sözcüğünü de borçlu vatandaşları mazoşist (acı çekmekten zevk alan) kişilere benzettiği için pek sevmem!
Bu da yetmezmiş gibi bir zat-ı muhteremin obezite ile mücadele kapsamında vatandaşlara “az yiyin” tavsiyesini okuyunca iyice zıvanadan çıktım.
Zat-ı muhteremin sözüne neden böyle aşırı bir tepki verdim? Dedim ya alınganlığım üzerimde. Sanki bana “Ey vatandaş, yemeden yaşamayı öğren!” demek istiyor gibi geldi. Gerçi doğrudan öyle bir istek yok ama hani “kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla!” hesabı.
Yoksa, bu zat-ı muhterem açlık sınırında yaşayan 40 milyon vatandaşın karnının nasıl doyurulacağı soruna çare arayacağına, dertleri çok yemekten kaynaklanan kişilerle mi uğraşıyor? Belki de doğrusu budur!
**
Amaçları vatandaşa yemeden yaşamayı öğretmekse, bu amaçlarına ulaşabilirler mi? Gelin birlikte bakalım:
-Elektriğe zam yapılıyor, vatandaş sofrasındaki peyniri kaldırıyor.
-Petrole zam yapılıyor, vatandaş sofrasına koyduğu zeytin sayısını on taneden beş taneye indiriyor.
-Ulaşım ücretlerine zam yapılıyor, vatandaş yemeğini yağsız pişirmeye başlıyor.
-Doğalgaza zam yapılınca da vatandaş şarteli indiriyor ve mutfağın kapısına da kilidi vuruyor.
Görünen o ki, vatandaşın yemeden yaşamayı öğrenmesine çok az kalmış… Ha gayret!
**
Şimdi aklıma bir de Nasrettin Hoca fıkrası geldi. Ancak bunun konumuzla uzaktan yakından bir ilgisi olmadığını(!) da söylemek isterim. Vatandaşlarımız alınıp da bana gücenmesinler. Hem bilirsiniz, “Teşbihte hata olmaz.” Diye de bir sözümüz vardır.
Hocamızın eşeği biraz masraflıdır. Çünkü iştahı yerindedir ve önüne konulanı silip süpürmektedir. Hoca bu masrafı düşürmenin yollarını düşünür ve çareyi eşeğe vereceği yemi azaltmada bulur.
Planını uygulamaya koyar. Her gün eşeğin yemini biraz azaltır. Sonunda bir avuca kadar düşürmeye muvaffak olur.
Bir gün ahıra girip baktığında bir de ne görsün, hayvancağız amiyane tabirle nalları dikmiş. Hoca bu manzara karşısında şöyle dertlenir:
“Tüğ be, tam yemeden yaşamayı öğrenecekti ki öldü…”
**
Oruç Baba’dan Aforizmalar(*) ile son sözümüzü söyleyelim:
-Açlık, kilit üstüne kilit vurulmuş olan kapıları bile açtırır.
-Fakirlerini zenginleştirmeyi düşünmeyen bir toplum, hem ülkesini hem de zenginlerini tehlikeye atıyor demektir.
-Alt ve üst gelir grupları arasındaki uçurum, bu şekilde açılmaya devam ederse, yakın bir gelecekte tüm dünyayı bir yoksul isyanı saracaktır.
(*) Oruç Baba’dan Aforizmalar P-Kitap Yayınları
Ömer Faruk Hüsmüllü
YORUMLAR
Ömer hocam, bu ülkede, obeziteye yakalanıp zayıflamak için binler harcayanlar da var. bir lokma ekmek için on, on bir saat çalışanlar da var:(
Vatandaşın borcuna gelince, bizim ülkemizde veresiye dünya satılık desek kuyruğun ucu nereye kadar uzardı gelin siz hayal edin artık:)
Borç yiğidin kamçısı sözü bizim için söylenmiş bir söz. Bu söze az-çok katılıyorum. Neden mi? Vatandaş onca para verip kirada oturacağına biraz daha verip krediyle ev almasında ne sakınca var dersiniz. Kemeri biraz daha sıkalım, zeytini sayalım, peyniri yemeyelim ama huzur içinde oturacağımız bir evimiz olsun fena mı:)
Bayramınız mübarek olsun hocam.
Ömer Faruk Hüsmüllü
Değerli yorumunuza teşekkür ederim. Keşke borçların hepsi ev almak için yapılmış olsa! Ama nerde? Öylesine gereksiz şeylere özendiriliyor ve borca sokuluyor ki insanlarımız şaşmamak mümkün değil. Kapitalizm hükmünü sürdürebilmek için harçsız-borçsuz toplum istemez, aksine borç batağına batmış ve o nedenle sesi çıkmayacak olan toplumlarda borusunu öttürür. Selam ve saygılarımla.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Nereye gidiyoruz?
Sadece ORHUN abidelerinde rastlıyoruz"açları yedirdim,çıplakları giydirdim" sonra hep kendileri yemeye alıştılar.
O kadar alıştılar ki,rüşvet ve iltimasın olduğu bir zamanlara ise Ziya paşa"selam verdim rüşvet değildir diye almadılar"o günden bu güne değişen birşey yok.
SELAM VE SAYGILARIMLA..