- 797 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ATATÜRK VE DİN
ATATÜRK VE DİN
Atatürk tarih yazmış ve yaratmış eşi ve emsali az yetişmiş bir liderdir. Bir ulusu yeniden yaratmıştır. Yıkılan bir imparatorluğun kalıntıları üzerinde işgal güçlerini ona inanan halkı ile kovarak, milli, bağımsız, demokratik bir cumhuriyet rejimi ile yönetilen devri zamanına göre modern bir devlet oluşturmuştur. Bu devletin adı Türkiye Cumhuriyetidir.
Kadınlı erkekli cahil okuma oranı yok denecek kadar düşük halk arasında okuma seferberliğini başlatmıştır. Bilimde sosyal yaşamda, kültürel alanlarda, devletin sevk ve yönetiminde, demokratlaşma sahasında, ekonominin yeniden ihyasında, kalkınma seferberliğinin başlatılmasında kısa zaman çizgisinde Türk aydınlanmasını gerçekleştiren bir liderdir.
Aynı zamanda din alanında halkın aydınlatılması dininin gerçekleri ile yaşamasını, inançların hikâye ve hurafelerden arındırılmasını sağlamak için çalışmıştır. Eğer Mustafa Kemal Atatürk olmasa idi bu gün beklide Türk devleti olmayacaktı. Mescit ve camilerin yerinde kiliseler havralar olacaktı. Ezan sesleri yerine kiliselerde çalınan çan sesleri beyinlerimizi sarsacaktı.
Anadolu ya yerleştikten sonra türedi din adamları cahil bırakılan halk üzerinde din baskısı ve çıkar beklentisi dinin yozlaşmasına gerçeklikten uzaklaşmasına vesile olmuştur. Mustafa kemal gerçek bir dini inanca sahipti. Bana kalırsa o bir velidir. Halkına dininin kutsal kitabı Kuran’ın ne anlattığını anlamaları için cebinden para vererek Elmalılı Hamdi Yazır’a Kuran tercümesi (meali) hazırlatmıştır.
Atatürk diyor ki:
Bu milletin şimdiye kadar Arapların, Acemlerin din maskesi iğfalleriyle aldatılmış olduğunu ispat etmek isteyen bir adamım. Kuranla uyarmak istiyorum.
Bu gün hala basiretsiz bazı sözde din bilgini ve zevatı, çıkarcı makam mevki düşkünü siyasi kadrolar, rant kapısı kapatılan çıkarcı din bezirganları ve din pazarlayıcıları onu inançsız dinsiz yaygarası ile halkının gözünden düşürmeye çalışıyorlar. Bilmiyorlar mı ki kendileri gerçek dinden uzaklaşmış sürüler. Mustafa Kemal Atatürk’ün din konusundaki konuşma ve izahlarını anlayamayanlar onun sözlerini çarpıtarak kendilerine göre yorumlayarak hep karşı durmuşlardır.
Dini konuları yozlaştırıp kendi emel ve çıkarları için kullanan yalan ve hurafeyi din diye pazarlayarak Allah ile halkı aldatıp soyup soğana çevirmeye yönelik bu sahtekar dinciler halkı perişan eden cemaat tarikat fırkalar ve din kisvesi adı altında İslamiyete en büyük kötülüğü yapanlarla mücadelenin gereğinden söz ederken de O büyük lider Mustafa Kemal Atatürk şöyle diyor.
Tek başıma kalsam yine de gider onları tepelerim.
Dinin gerçek sahibi Kuran’ı peygamberi vasıtası ile insanlığa gönderen Allah’ın ta kendisidir. Din hiç kimsenin tekelinde değildir. İnanç ve iman her ferdin kendisini ilgilendirir. İşte laik sistem bu serbesti yi getirmiştir. Her kim olursa olsun dinini hiçbir baskı tesir altında inandığı gibi yaşaması ve inancının gereğini özgürce yerine getirmesini laik düzen sağlamıştır. Sahneden hiç inmeyen bu dinci kesim laik sistemi de dinsizlik olarak lanse etmeye çalışmakta. Ne yazık ki devleti yöneten hükümetin başı bile oy hırsı ile hem laik hem Müslüman olunmaz saçmalığında bulunabilmektedir. Kaba bir tabirle maalesef içimizde çok bulunan ve din kullanılarak dinci şeytanlar yaratılmıştır. Kendindi dindar zannedenler bu dinci şeytanların peşinden sürüklenmekteler.
İşte Mustafa kemal bütün bunları gören ve gelecekte de insanlığın başına bu bozguncu din tüccarlarının bela olacağını bilen bir lider olara şu ilkeyi koymuştur. YURTTA SULH DÜNYADA SULH.
Bu ilkeye günümüzde uyuluyormu?. Nerde tüm komşumuz ülkelerce aramız bu dinci yönetimin Allah adını kullanarak aldatıp servetlerine servet katarak devletler arasında savaşları çıkaranlar buna zemin hazırlayanlar; saf ve temiz insanlar arasına bozgunculuk nifak kin ve ayrımcılık tohumları ekenlerde bunlardır.
Gerçek din düşünürleri ve bu konuda otoriter olanlar dinciliği bir numaralı putperestlik kurumu olarak görüyorlar. Hem de en alçak ve en kahpe putperestlik kurumu olarak vasıflandırılıyor. Halkına gerçekleri anlatmaya çalışan Mustafa Kemal Atatürk’ü bu gayretlerinden dolayı dinci ve siyasi mevki beklentisi içinde bulunanlar bölücü yıkıcı sahtekârlar din dışı inançsız ilan ettiler. Eğer bunların yüzlerindeki suçluluk örtüsü kaldırıldığında bütün gerçekler ortaya çıkar ve çıkmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler,meczuplar memleketi olamaz. En doğru en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır. Diyen M. Kemal Atatürk’ü işte kendisinin saydığı bu güruh dinsiz göstermeye çalışmaktadır.
Mustafa Kemal Atatürk din ve vicdan özgürlüğüne dayanan aklını kullanmasını bilen bir halk oluşturmaya çalışırken çıkarları bozulan üç kağıtçılar her türlü iftira yalan ve dolan kampanyası yürüterek halkı kandırıp hem devletin temeline hem dine en büyük kötülüğü yapıyorlar.
Allah kutsal kitabı Kuran’ın YUNUS-100 ayetinde şöyle diyor: Allah aklını işletmeyenler üzerine pislik atar.İşte Atatürk Kuran’ın bu hükmüne halkının uymasını sağlamaya çalışan bir veli idi.
İslamın şartları ve imanın şartları diye icatlar yaparak dini dar çerçeveye oturttular. Bir sürü Hıristiyan Yahudi hikâye ve inançlarını dinselleştirdiler. Gelenek görenek ve törelerimizi kültürümüzden uzaklaştırıp dinmiş gibi halka sundular. Dinciliği rehber yapıp etraflarında topladıkları halk yığınlarını ve zavallıları böylece dinsizleştirdiler. Kendilerince özel bir inanç sistemi yarattılar. Daha da ileri giderek dini Hıristiyan mezhebi Protestanlığa benzetip adını ılımlı İslam yaptılar. Bir de üstüne üslük dinler arası diyalog saçmalığı icat edip son peygamber Hz. Muhammet (s.a.v) ve Kuran inanışını ellerinin tersi ile ittiler.
Mustafa Kemal Atatürk; halkına şunu anlatmaya çalıştı. Tabi ki anlayana ve anlamak isteyene. İslam Kuran ifadesiyle, barış esenlik ve zulme karşı çıkış için yaratıcıya teslimiyettir. Kuran bir bütündür. Belli kalıplara sokulup çıkar ve rant kapısı yapılamaz. Allah’ın kitabında bizlere sunduğu emir ve yaptırımları içeren sure ve ayetlerin tamamı Müslümanlığın şartlarıdır. Yukarıda izahı ile anlatılmaya çalışılan hususlar için büyük uğraş veren Mustafa Kemal Atatürk dinin ve inanışın gerçek yönleri olan Müslümanlığı yerleştirmek için çok çalışıp uğraş vermiştir.
Yukarıda saydığımız hususları başaranlar tam bir Müslümandır.
Ne yazık ki kin ve nefret dolu dinciler ve bağnaz guruplar halen dediğimiz dedik deyip halkın din duyguları ile oynayıp inaçlarını yozlaştırıp dinin dışına çıkarıyorlar. Bunların peşinden bilerek veya bilmeyerek sürüklenenler ise zavallı din bezirğanlarının peşinden sürüklenmekle kalmayıp şirk deryasına batıp hızla yok oluyorlar.
Gerçek bir din adamı şöyle diyor: Allah’ın yetkilerini kullananlar saf dışı edilmeden insanların bu alanda mutluluğa ermeleri mümkün değildir. Çok güzel ve yerinde söylenmiş bir söz. Mustafa Kemal Atatürk’te bu alanda büyük uğraş verdi. Ama bu bağnaz ve yobaz kesimin kökünü kurutamadı. Zamanımıza ise yeniden büyük bir hızla hortladılar ve memleketin her tarafını kanser uru gibi sardılar.
Allah insanlarımızın ve devletimizin başına musibet olan bu dinci şeytanların şerrinden insanlarımızı muhafaza eylesin.
Durmuş Karabağlı
2012
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.