ÇOCUK OLMAK
İnsan çocukken gördüğü her yeri ve her şeyi gözünde adeta dağlaştırır.Sanki kendisi bir karınca kadar küçükmüşte dünyada her şey ondan çok çok büyükmüş gibi hisseder.Bunları boşuna yazmıyorum kendi çocukluğumdan kalan silik anılar bu durumu fark etmeme neden oldu.İlk okula başladığım yıl okulumuzun üst geçidi yoktu.Okulumuzun önünde yoğun akan trafikteki yoldan karşıdan karşıya geçebilmemiz için orta okul öğrencilerinden oluşan iki kişilik trafik kolu grubu elinde tabelalarla yolu keser okuldan çıkan kalabalık öğrenci kafilelerini karşıdan karşıya geçirirdi.Böyle ilkel bir şartta yolun karşısına geçebiliyorduk.Bana göre ilkel di çünkü orta okul talebeside bir çocuk sayılırdı.Bir gün annemle birlikte okula gitmek için yola çıktığımızda üzücü ve hayatım boyunca unutamayacağım bir olaya tanık olduk.Aynı okuldan bir kız öğrenci karşıdan karşıya geçmek isterken otobüs altında kalarak can vermişti.Kızın ilk okul beşe gitmesi,o teneffüs saatinde izinsiz okuldan çıkarak karşıdaki markete gitmek istemesi.Bu talihsiz olayın yaşanmasına sebep olmuştu.Başka bir sebep daha vardı üst geçit.Bu olayın hemen ardından okulun önüne üst geçit yapılmıştı.Ben dahil bütün öğrenciler artık onun üzerinden karşıdan karşıya geçiyordu.Trafik kolunun öğrencilerinden oluşan küçük öğrencileri karşıdan karşıya geçiren trafik grubuna artık gerek yoktu.Böylesi daha güvenliydi,belkide baştan beri böyle olması gerekiyordu.Asıl anlatmak istediğim konuya geliyorum.Yapılan bu üst geçitten ilk kez geçecektim ve çok heyecanlıydım.Bilirsiniz ufak çocuklar okuldan eve tek başına gidip gelmek isterler.Bu onların büyümeye özendikleri için bir şeyleri kanıtlayabilme çabası bazende ailelerinin ilgisinden çok boğulmuşlarsa biraz olsun rahat oyun oynayabilme ihtiyacındandır.Benimkisi ikinci nedendi her ne kadar beni parka götürüp,gezdiren ebeveynlerim olsada beni biraz fazla sahiplenirlerdi.’Dikkat et’,’oraya gitme’ gibi tavırları benim sıkılmama neden olurdu.Bu yüzden okuldan eve tek başıma gelmek için tutturmuş okul çıkışı eve tek başıma yol almış üst geçide çıkmıştım.Yerleri beton,geniş ve kocaman uzun bir yükseklikteydim.Bir sürü çocuk üzerime üzerime geliyor benden büyük orta okul öğrencileri de buna dahil.Aslında ben o kadar küçüktüm ki insanların yanımdan geçişi beni bu derece ürkütmüş,herkesin üzerime doğru geldiğini zannetmiştim.Üst geçitten inene kadar çok korkmuştum.Merdivenlerinden inip kum dolu bahçeye ayaklarımı bırakana kadar telaşlıydım.Ayaklarımı kuma bıraktığımda tarifsiz bir özgürlük yaşamıştım.Ayakkabım kumlara batmıştı yürümeye çalışıyordum,ben adım attıkça kumlar ayakkabımın içine doluyordu.Orası bir çocuk parkıydı.Okulumun karşısında marketin önünde duran oranın büyük parklarından biriydi bu park.Her geldiğimde oyuna doyamadan eve geri dönmek zorunda olduğum yer.Bir çocuk için parktan ayrılmak çok zor ve acı veren bir durumdur.Çünkü çocuklar oyuna asla doymazlar.Parkın içinden geçerken bir yandanda salıncağından tutta kaydırağına kadar bütün oyuncakları büyük bir şevkle izliyordum.Fakat gidip oynamaya cesaret edemiyordum.Bir yandan parkın çocuklar tarafından dolmuş olması beni ürkütürken diğer yandan annemin bana tembihlediği cümleler aklıma geliyordu.Cesaret edemeden,üzgün şekilde evin yolunu tutarken karşıda duran ağacın kenarında beni görünce ağacın arkasına gizlenen bir genç dikkatimi çekti.Önüme dönüp tekrar arkamı döndüğümde bu kişi tekrar saklanmıştı ama artık çok geçti ve ben o genci tanımıştım.Bana ’İyi madem bugün okuldan tek başına dön’ diyen ailem aslında yalan söylemiş peşime benden yaşça büyük olan abimi beni gizlice izlemesi için yollamışlardı.Bu bana cesaret vermişti hemen bir kız çocuğunun kalktığı salıncağa oturmuş dakikalarca sallanmıştım.Abim ise onu fark ettiğimi anlamamış beni gizlice takip etmeye devam etmişti.O an o kadar mutluydum ki güven içinde yapmak istediğim şeyi yapıyordum oyun oynuyordum.Salıncaktan inip doğru evin yolunu tuttuğumda kapıyı annem açtı içeri girdim.Saniyeler sonra kapı çaldı gelen abimdi ve kapıdan girer girmez anneme beni şikayet etti ’Bu kızın var ya okul çıkışı parka gidiyor bizi dinlemiyor oyalanıyor.’ bunu duyan annem hışımla bana döndüğünde onlara abimi gördüğümü ondan cesaret alarak salıncağa bindiğimi söylemiştim.Onlar hiç bir zaman bana inanmadı ben orta okula gidene kadarda bir daha asla yalnız okula gitmeme yalnız eve dönmeme izin vermediler.Geçenlerde okulumun önünden geçiyordum o üst geçit,park,market duruyordu tabi yapılan değişiklikleri saymazsak.O üst geçit ise aynıydı tek fark gözümde çok küçük durmasıydı.Çocukluğumdaki görüntüsüyle şimdi gördüğüm görüntü arasında dağlar kadar fark vardı.Ben bu beton parçasından mı korktum yani?Ben bu küçük çokta küçük olmasa da çocukluğumdaki kadar büyük olmayan bu parkı mı gözümde bu kadar büyüttüm?Şimdi yanımdan geçen çelimsiz,küçücük orta okul öğrencilerinden mi korktum?Bütün bu korktuklarım gözümde devleştirdiklerim aslında çok küçük şeylermiş.Büyüyünce onu anladım.Çocukken bizler için büyük,küçüğün tarifi hep nesnel olarak algılanırdı.Buna göre korkardık.Oysa bilmezdik hayatta büyük sorunların olduğunu ve bunların insanı ne kadar çok korkutabileceğini.Bilmezdik sadece somut varlıklardan korkulmadığını soyut varlıkların da olabileceğini.Çocuk olmak böyle işte.Hayata yeni başlamak bir çok şeyden habersiz,artık hiç bir zaman yaşayamayacağımız bir mutlulukla hemde...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.