Şiir
-Sözcüklerle büyü yapma sanatı.
Ya büyü bozulursa bir şekilde? Ya hayatın metalinin soğukluğu alırsa sizden o kalbi? ’Kim yazmış bu şiiri, güzelmiş’ dediğiniz şiirin, sizin şiiriniz olduğunu öğrendiğinizde ne yaparsınız peki? Eskiden yazdığınız o mısralara bakıp bakıp suretlerinizden ne kadar uzaklaştığınızı keşfettiğinizde, sudan çıkmış balık misali çırpınır mısınız?
-Tanrı ya da hayat fısıldar kulağına bir şekilde. Sen sadece konuşursun.
Kendini kendine nesne edinen bir düşünce ne kadar uzaklaşabilir kendinden? Sesler ve uğultular yükselirken, gündelik yaşam dini ibadetleri gitgide çoğalırken, kuş sesleri duyulmamaya başlarken, soluğa eksoz dumanı karışırken, nasıl bir fırtına nasıl bir yağmur bekler durursunuz hala şiir için?
-Doğrudur ’sürünürken şair olmak, şairken sürünmek’ şairin dediği gibi.
Nasıl bir tokmak ve nasıl bir kabuk ki hayatın bütün ritmi delip geçmez, parçalamaz o içteki dinginliği? Coşkular ve sarhoşluklar nerelere hapsedilir, soğuk metallerle örtmek ve kendini zincirlerle sarmalanmış bulmak nasıl bir kabullenmedir? Nasıl bir bırakılmışlıktır bu?
Cennetten kovulmayı kabullenmek midir varolmak?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.