- 523 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
KALEDEKİ SAVAŞ-EK
EK-EKSİK...
Şimdi iki kişilik keskin suskunluğun soğuk nefesindeki esintiler çadırın içinde dolaşmaya başlamıştı.Kadın savaşçı dizlerinin üstünde otururken kollarını iki yana açmış sıkılı olan yumruklarını toprağa bastırmıştı.
Gözlerinde; her savaş öncesi olduğu gibi duygusuzluk vardı.Son sözlerini düşünürken kafasında, öfkesi dişlerine engel olamayıp, üst dudağını kanatmaya başlamıştı.Dudağının kıyısından süzülen kanı sadece karşısındaki klanın lideri görebiliyordu.Sessizliği bölen de yine O oldu.
Ani bir hareketle oturduğu yerden kalkıp, elindeki yarısı kırmız şarapla dolu gümüş kadehi, tüm hiddetiyle yerde duran kılıcın yanına doğru savurdu.Dökülen kırmızı üzüm suyunu kuru toprak bir anda emmişti.
“Kazandıraaa !, tüm bu kadar savaştan, tüm bu kadar zaferden sonra bunları nasıl diyebilirsin ?...Yıllarca bugünü yaşamak için tanrılara adaklar sunmadın mı sen ha… ? Peki ya bana yaptığın bağlılık yeminine ne olacak şimdi ?...”
Çadırın köşesinde sunağın üstündeki işlemi kılıcı işaret parmağıyla gösterip sözüne devam etti.
“Sen demiyor muydun keşişin işlemeli kılıcı amacımıza ulaştığımızda kana doyup çeliği sertleşecek diye…Şimdi savaş meydanlarında ölenleri hiçe mi saymamı mı istiyorsun benden ?”
Öfkeli hırçın sesler çadırın içinde yankılanırken, çadırın önündeki muhafızlar yüz donduran soğuk esen rüzgarın etkisiyle titremeye başlamışlardı.Kıl çadırın içinde ikinci bir sessizliğin soğuk nefesi kısa süreliğine yine esmeye başlamıştı. Dilini kanla ıslamış olan Kazandıra, ayağa kalkıp, kınındaki hançeri çıkarıp sunağın üzerindeki işlemeli kılıca doğru ağır adımlarla ilerledi.
Her adımda sırtındaki yaradan bir damla kan toprağa düşerken, her damla, o şarap gibi toprak tarafından emiliyordu.
Sunağa geldiğinde Kazandıra durdu,başını Jack’ a çevirirken, boşta olan eliyle diğer elinde tuttuğu hançerin keskin ucunu sıkıca kavradı.Avucunun içindeki hançeri aniden çekmesiyle akan kanlar işlemeli kılıcın üstüne akmaya başlamıştı.
“Jackkkk ! anlamıyorsun beni lanet olsun…Cellatta olsa o adam benim babam, kahretsin ki beni herkesten çok senin anlaman gerekirken neden anlamıyorsun !”
Bunları konuşurken işlemeli kılıca kırmızı su döken avuçlarının parmaklarını açarak Jack’a doğrulttu.Üst dudağını ısıran dişleri tekrar dudağını bıraktığında konuşmaya devam etti.
“Gidelim Jack gidelim…bu kana doymuş ülkenin topraklarından, bundan daha küçük zaferlerle çok daha büyük ülkeler fethedebiliriz,sen de biliyorsun benim kadar..Bırak bu inadı bırak artık..!”
Kazandıra küçük adımlarla Jack’ın yanına kadar yürürken, çadıra girerken savurduğu kılıcı yerden aldı.Az önce elinden akan kan şimdide kendi kılıcını sertleştirmeye başlamıştı.Jack’ın önüne gelip dizlerini toprakla buluşturup boynunu eğip beklemeye başladı.
Jack’da dizlerinin üzerine çöküp kadın savaşçının karşısında durdu.İkisinin de boynu büküktü ikisi de aynı anda toprağı gözlerindeki iki damla tuzla ıslattılar…
**
Lordun demir parmaklıklı kulesindeki kız, giyotine doğru yorgun adımlarla giden cellada bakarken bir taraflardan da surların uzağında kurulmuş kıl çadırlardan birinin üstündeki aslan başlı bir flamanın dalgalanmasını izliyordu.
Tırnağını, eski mahkumların yazdığı son sözlerin yazılı olduğu yazıların üzerinden geçirirken kanatmıştı.Alnını dayadığı paslı parmaklıkların çizgileri alnına kahverengi çizgiler oluşturmuştu.
Kulenin bu kadar yüksekliğine bir tek soğuk rüzgarlar hakimdi.Kararan havanın uzağındaki gri bulutlar bilinmeyen bir ülkeye şimşekler çaktırırken cılız aydınlığı hücrede kalan kızın gözbebeklerine bir IŞIK bırakıyordu.
Kalenin dışındaki kurtarıcısı gibi….Yada sonrasındaki karanlık; celladın düşen kellesinden sonra kendi kellesinin karanlıkta kayboluşu olacaktı en büyük karanlık…
Lordun öfke dolu diş gıcırtıları kalenin iç duvarlarına yankılanırken, kuledeki tüm nöbetçiler ölümün ne zaman geleceğini bilemediklerinden tedirgindi.Soğuk titrese de bedenlerini, ölüm terletiyordu savaş öncesi.İşlemeli kılıcın kehanetini bildiklerinden kılıca dair hiç bir şey demediler Lorda olan korkularından daha büyük bir korkuyla…
"tabikine klavye yordu yine ....olsun ......salladım işte bir bölüm ya...
nede olsa yazmamaktan iyidir işte... :-)"
YORUMLAR
DİLEK YILDIZI
DÖVELİM VALLA BU KLAVYEYİ :-))
TEŞEKKÜRLER DAĞÇİÇEĞİM BU GÜZEL YORUMUN İÇİN...