- 1132 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
oğlumla bir yaşında
Geçen sene seni beklerken çok sabırsızdım, mutluydum, heyecan ve tarifi olmayan huzur vardı içimizde. Babanla birlikte ne hayaller kuruyorduk, sen karnımdayken seninle oyunlar oynamaya, muhabbet etmeye, sana müzik dinletmeye, kitap okumaya, seninle sessiz sessiz konuşmaya başladık. Aramızda enteresan bir iletişim vardı seninle.
17.10.2011 gecesi beni 24 saat sancı içinde bırakarak 18.10.2011 tarihinin ilk saatlerinde dünyaya geldin. Ne güzel geldin gözüme bir bilsen. Seni gördüğümde hayatım durdu. Sadece sana bakıp gülmekle ağlamak arasında garip bir yüz ifadesi ve ruh halindeydim.
İlk kucağıma aldığımda titriyordum ve kulağına ‘ hep kucağımda kal emi oğlum!!! ’ dedim, sende titreyerek ağlıyordun. Sana sıkı sıkı sarılarak ‘oğlum benim’ diyordum.
Benim oğlumdun, Allahım’ın bana, bize muhteşem bir hediyesiydin. Beni iyi edendin.
Baban kucakladığında ise, bebek nasıl tutulur hemen öğrenivermişti. Seni sımsıkı kavradı elleriyle. Gülüyordu ve bir sana bir bana bakıyordu. Üç kişilik aileydik artık.
Evimize geldik, gün geçtikçe evde her şeye alıştın, dışarıdan geldiğimizde hemen perdelere ve duvarlara bakıp gülümsüyordun ve uzun uzun uyuyordun. Hatta bazen seni uyandırmak istiyordum, kucağıma gelmeni, bana uzun uzun bakmanı, bir şeyler mırıldanmanı istiyordum.
4 ay anne sütü ile sonra yavaş yavaş mama ( milupa ), çorbalar, meyve suları, dövülmüş ceviz-badem ile beslendin. Ağzının tadını bilen bir bebek oldun her zaman. Yemek istemediğinde seni hiçbir zaman zorlamadık, nasılsa istediğinde çok güzel yiyordun her şeyi.
Oyuncaklarla tanışman hastane odasına geldiğin ilk anda tiger’la oldu. Onu çok sevdin, zaman içinde çeşitli oyuncaklarında oldu ama sen kitapları karıştırmaya, gitar çalmaya, mutfak eşyalarıyla oynamaya başladın. Ve yeni yeni arabalarınla oynuyorsun şuan…
Her anne baba gibi bizde sana bakmaya doyamıyorduk. Sakin bebeklerdensin sende. Huzurlu, mutlu ve merak dolu. Bize gece uykusuzlukları yaşatmadığın için, ben yemek hazırlarken sakin sakin yatağında yattığın için sana çok teşekkür ederim annecim. Bana senin bakımında yardımcı olduğu için babanada çok teşekkür ederim.
Sana ailece seslenişimiz tosun oldu. Tosun değildin, ama hep öyle sevdik seni, Tabi büyüdükçe farklı isimler ile seslenildi sana. Hatta Emre’ye alıştın ama Ramazan’a alışamamıştın. Sana ikaz ederken Ramazan dediğimizde bırakıyordun her şeyi. Pür dikkat bize bakıyordun.
Hastada oldun bu bir yıl içinde, yeni doğduğunda çok kusan bir bebek olmadın ama sonra azda olsa ateş, ishal, kusma, yok denecek kadar gaz problemi ve kabızlık yaşadın. Arkadaşlarımız bebeklerini hastaneye sık götürürken baban ve benim ‘Emre hiç hasta olmadı’ dediğimiz gün seni ateşler içinde hastaneye götürdüğümüzü unutmuyorum. Unutamıyorum çünkü senin gözlerinden akan yaşlar benim yüreğime aktı, canımı yaktı . . .
Büyüyordun annecim, artık 1 yaşın bitti, bu bir yıl içinde çok şey öğrendik senden, en başta Allah sevgisini, sabretmeyi, insanın her zaman çocukluğunu yaşayabileceğini, aile olmayı ve bu hayatta hep birileri için ayakta durabilmeyi öğrendik. Daha neler öğreteceksin bize kim bilir…
Çok akıllı ve mantıklı, yakışıklı, sempatik mutlu bir çocuk oldu. Herkes tarafından dolu dolu sevilen biri oldun. Hayatın hep sevgi ve saygı çerçevesinde, aşkla, mutluluk ve başarıyla yürüsün oğlum. Annecim, hayatımıza iyiki geldin, hoş geldin bebeğim. Allahım sana bizimle birlikte, sağlık*mutluluk ve huzur dolu*uzun*hayırlı ömür nasip etsin
Junıor, seni sonsuz seviyorum oğlum. . .
18.10.2012