TELEFON
(Gezi notları-8)
TELEFON
Bir ara eşim, karı koca olan ve de ikisi de liseden sınıf arkadaşı bir çifti aradı. Onların şu anda Eskişehir’de olduklarını biliyor ama adreslerini bilmiyormuş. Yalnız elinde Emel Hanım’ın telefon numarası varmış. Emel ile aynı sınıfı, hatta aynı sırayı paylaşmışlar. Boylarına uygun düştüğü için kürsü ve kara tahtaya en yakın sıra onlarınmış. Öyle ki liseyi bitirene kadar miyop olduğunun farkına bile varmamış eşim. Hadi o farkına varamamış ya büyük oğlumuz Eren’in uzağı görememe sorununu ancak ortaokulu bitirince fark ettik. Üstelik üç sene boyunca sınıf öğretmeniydim. O da annesi gibi ön sıralarda oturuyor, görememeden şikâyet etmiyordu. Biz çocuğun görememesini fark ettik de ne oldu? O yıllarda Tokat’ta bile göz doktorunun yerinde yeller esiyordu…
Ne ise efendim Gazi Osman Paşa Lisesi’nin bu seneki pilav gününde ulaşabildiği dönem arkadaşlarıyla buluşmak isteyen Saip Gökçe, telefonlarını tespit ettiği bazı bayan arkadaşları arama görevini de eşime yüklemiş. Emel Hanım’ın numarası bu vesileyle geçmiş eline eşimin. Yoksa yıllardır birbirinin izlerini yitirmişler imiş
Çiğ börekler yenirken telefon açtı eşim Emel Hanım’a
-Biz Eskişehir Öğretmen Evindeyiz. Arzu ederseniz görüşmek istiyoruz.
-Eskişehir’e 76 km. uzaklıkta bir beldedeyiz. Buyurun misafirimiz olun. (Telefonun mikrofonunu kapatan eşim, Emelin teklifini iletiyor bana “Ne dersin?”)
- “Yetmiş adım gelene yedi adım gidilir. Biz ta Tokat’tan geliyoruz. Görüşmek isterlerse onlar zahmet ediversinler.”
-Konuk severliğinize teşekkürler. Uzun yoldan geldik zaten yerimiz de hazır. Görüşebilseydik iyi olurdu. İbrahim’e selamlar. Hoşça kalın.
Biraz sonra Emel aradı.
-İbrahim’e söyledim. İşini gücünü bıraktı. Yola çıkmak üzereyiz. Görüşmek üzere.
Nesrin Hanım:
-Madem arkadaşlarınız geliyor. Biz de tanışmak isteriz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.