Arayış işte...
nerede olduğumu bilmiyorum. bir öğrenebilsem hangi zamanda olduğumu...
ey yüce yaratıcı, günahlarım bana yol göstermek istiyor! sence ne yapmalıyım yüreğimin mesihi? nar ağacını sırtlamalısın eski dostum. nasıl yani? ölümün dişini mi çekeyim? yapabileceğini bildiğin bir şeyi esirgememelisin küçük şair. ve dahi gökyüzünün palanını rüzgara sırtlattır. kusur görme eski dostum senin diline yabancıyım biraz. beni anlayabilir misin? anlayamıyorum işte...
gönderdiğim kutuyu aldın mı iğrenç yaratık? beni incittin koca domuz! sahi olay neydi sevgilim? aşk sandığını öldürmekti bitanem. paramparça etmekti tüm duyguları. yetişemiyorum kopuzuna, eşlik edemiyorum intiharına. peki, şimdi af mı diliyorsun? hayır, dileniyorum, gözümün karası dileniyorum. susuzluğumu senle dindirmeye geldim ey iblis! benden ne istiyorsun zavallı insan? sesini belki...
sana verecek hiç bir şeyim kalmadı artık yetmez mi? henüz değil önce sesini vermelisin bana. ardından elbiselerinin tümünü. çıplak bırakmak mı beni amacın? yalnızca elbiselerini istedim ahmak. çıplak barakmak da nereden çıktı he söyle?
sesin ne güzelmiş senin. ama paylaşamam seninle bil. etraflıca düşün ve sonra küllerini yak yanmış ruhların. sevgini kesilmiş güğüslerin yarık kısmına en ortasına yerleştir. ki sussun artık yıllardır kulakları tırmalayan şişko çığırtkanlar. işte buldum seni güzel kız. biliyorum sensin ahunun gözündeki güzellik. ve sensin tavusun rengindeki ahenk. cennetteki bana gülen melek! merhaba ben geldim...