- 610 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SEVEBİLMEK
Çimen yeşili gözleri vardı kızın. Hafif kalkık burnu, dağınık saçları ve muzip bakışlarıyla insanı kolayca etkileyebilen bir yapıya sahipti. Gözlerindeki ifade saflığını, içtenliğini öyle kolay ele veriyordu ki…
Esprileri havada uçuşan rengârenk balonlar gibiydi. Bir ölüyü bile güldürebilirdi; bununla beraber karakterinin bir diğer özelliği bastırılmış duygularının, sıradanlığa olan öfkesini yansıtırcısına sessiz ve ifadesiz oluşuydu. Bir anda neşeli gözleri buzdan bakışlara dönebiliyordu, bu bir anlamda onun kalkanıydı. Aslında bu kalkana bürünmek için çok erkendi ama bazı kendini bilmezler onu buna mecbur etmişti. Olayın ne ya da nasıl olduğu hiç önemli değildi; önemli olan değer verdiği arkadaşlarının ona vurduğu darbeydi.
İşin aslı bir oyuna kurban gitmişti. Bazı kendini bilmezler onun sırrını deşifre etmiş ve akılları sıra onu kandırmışlardı. Duygularını paylaşımı ona pahalıya mal olmuştu. Başkasının ağzından yazılan sahte ve yalanlarla dolu bir kağıt parçası oyunun ana temasıydı. Aynı havayı soluduğu, canından çok sevdiği ‘’arkadaş geçinenler’’ anlık bir ihanetle, ona bir ömre bedel acı ve hüzün yaşatmıştı; gerçi işin boyutunu ve mahiyetini yıllar sonra bir tesadüf eseri öğrenecekti ama bu, ona iyi niyetinin başına her daim iş açacağının ilk göstergesiydi; hayatta yaşayacağı daha ne kumpaslar olacaktı. Ve bir gün hayatın acımasızlığını gerçek anlamda görüp anladığında ‘’Keşke hep çocuk ve saf kalabilseydim’’ diyecekti.
İnsanlar yaşadıkları tecrübelerle olgunlaşır. Kimi erken kimi geç tanışır yüze gülen gözlerin aslında bin bir entrikayla gerçeği yansıtmadığını…Bazısı vardır ki buz kalbi hep aynı katılıkta kalır; bazısı vardır ki kalbi hamur gibi yumuşacıktır: Sevmeyi sever, karşılıksız sever ya da sevmese bile bunu belli etmez. Sevebilmek onun has özelliğidir. Sevilmeyi bekler hayatı boyunca. Sevgiyle büyür, sevgiyle yaşar, sevgiyle beslenir ve yine sevgiyle ölür.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.