Faziletli olmak, keskin bir kılıca oturmak kadar güçtür.-- bhartrıharı
Eser Akpınar
Eser Akpınar
@eserakpinar

BOŞTU ZAMAN...

19 Ekim 2012 Cuma
Yorum

BOŞTU ZAMAN...

7

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1770

Okunma

BOŞTU ZAMAN...

BOŞTU ZAMAN...



Boş vaktim olduğunda, o vakit; nasıl boş kalıyor? İnanın, ben de anlayamıyorum, eski yazılarımı okuyorum.
Aman Tanrım! Neler için zaman harcamışım…
Aşk’ı yazmışım. Duyan da der ki; Bu kadın, ne aşklar yaşadı, kim bilir? Sanki sıra sıraydılar da itfaiye çağırdık; tazyikli su sıkıp, sıradakileri dağıtsın diye…
Hayat’ı yazmışım. Şifresini çözdüm ya? Benim bildiğimi, herkes bilsin de birlikte batalım, der gibi…
Annemin dediği gibi; avara kasnak bir yığın şey, işte…

Kaç yıl önceydi, İzmir toplantısı? Bir düşüneyim… 3 yıl? Olmuştur, o kadar.
İzmir toplantısı yapacağız. Bir heyecan ki; sormayın, gitsin. Öyle bir heyecan ki; bir ay öncesinden gidiyorum, toplantının yapılacağı yere. Tacettin bey’i arıyorum; Nerdesiniz? Diye. Diyor ki; Ablacığım; Toplantı, bir ay sonra…
Yağmur, şimşek… Gök delinmiş; İzmir’de… Dönüp, geliyorum; evime.
Bir ay sonra, çok soğuk bir hafta sonunda; toplantı zamanından bir gün önce, oradayım… Yine…
Karar almışız; Dört kişi, herkesten önce buluşacağız. O bir geceyi, kendi aramızda yaşayacağız… Yaşıyoruz da… Nasıl güzel, nasıl keyifli… Üç silahşorlarım, yanımda. Ben; kâh silahşorum, kah bacı…
Değmen benim gamlı, yaslı gönlüme dedirtecek bir gece
Ertesi gün oluyor. Dostlar; birbiri ardınca, geliyorlar… A! Sen misin? A! Ben miyim? Misali tanışmalar…
Gün boyu sohbetin ardından, akşam yemeği zamanı geliyor. Gülüş ahenk yemeğimiz yiyoruz. Pastamızı kesiyoruz… Afet hanım’ın tuttuğu bıçak ile…
Biraz daha sohbet edip, odalarımıza çekiliyoruz.
Hepimiz değil; Ben, Emine, Sevgi Salman, bir dostumuz daha ( isminizi hatırlayamıyorum. Özür diliyorum ) Asran ve eşinin kaldığı odada, buluşuyoruz.
Konumuz; Nesirciler olarak, neler yapabiliriz… Offffffff of… Neler yapma kararları almamıştık ki… Muhteşem bir geceydi. Sözlerin, vaatlerin havalarda uçuştuğu…
Sonra… Gün geldi, devran döndü. Ne oldu? Kimseler bilmiyor. Ben, bilmiyorum. Kimseleri bilmem.
O odada bulunan kişiler, hatta o toplantıda bulunan kişiler; koptular, savruldular.
Erkek olsaydı; dişlerini dökerdim, konumuna geldiler.
Dostlar; savruldular…
Rüzgârlar esti; buz gibi…
Kim, kime ne dedi? Hala bilinmez…
Kurumuş hazan yaprakları gibi ezildiler, ağızlardan çıktığı duyulmayan sözler uğruna…
Birileri; laf getirdiler.
Birileri; laf götürdüler…
Getirenlerin miydi; laflar?
Götürenlerin mi?
Söyleyenlerin miydiler?
Söyledi, diyenlerin mi?
Kimseler, bilemediler…
Çirkindi, yakıştırmalar…
Ahlaklı değildi, niyetler…
Birileri, birilerinin kazdığı kuyuya düştüler…

Annemin dediği gibi; avara kasnak bir yığın şey,işte…
Oysa başka şeyler, yazmalıymışım.
Atatürk’ü anlatmalıymışım; dilimin döndüğünce…
Cumhuriyetten bahsetmeliymişim; kalemim, yettiğince…
Bayrak; demeliymişim…
Türkiye; demeliymişim…
Allah ile arama girme; demeliymişim…
Huzura çıktığımızda belli olacak; Müslümanlığımız, demeliymişim…

Yani…
Çok boşa konuşmuş, çok gereksiz kürek çekmişim; rüzgâra doğru.
Gereksiz yere; küsüp, gereksiz yere; uzaklaşmışım…
Şaşkın; sana ne onların-bunların dediklerinden?
Sen; doğru bildiğin, doğruluğuna inandığını; Yaz…
Beğenen; beğendiğini alır…
Beğenmediği; sana kalır…
Peh!
Yani…
Di mi ama?

Eser Akpınar
19.10.2012
İzmir



Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Boştu zaman... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Boştu zaman... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BOŞTU ZAMAN... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
20.10.2012 21:58:13
Sevgili Eser, İzmir toplantısını ve o odada neler konuştuğumuzu dün gibi hatırlıyorum ama kim kime ne demiş, kim laf getirip laf götürmüş bilmiyorum. Bilmek de istemiyorum. Ben yazı yazıp okumak için buradayım ve canım yazı yazmak istediğinde klavyemde yazıyorum:)

Eski yazdıklarımı ara sıra dönüp ben de okuyorum, neler yazmışım diyorum bazen. Bazen de iyi ki yazmışım diyorum. O gün, o ruh halindeymişim onları yazmışım. Bugün başka bir ruhla başka yazılar yazarım.

O günkü toplantıda verilen sözler tutuldu mu diye sorarsan, çoğu tutuldu. Nesir bölümünde gözle görülen değişiklikler yapıldı. Kitap dışında; nesircilerin de bir yıllığı olacaktı. Ama ben ümidimi yitirmedim olacak diye düşünmekteyim.

Kimseye darılıp bir yere gitmeye kalkmayacağım çünkü yazmayı seviyorum. Nereye gitsem yazı yazacağıma göre neden başka yere gideyim?

Dostluklara gelince, sağlam olanlar da var, pamuk ipliğine bağlı olanlar da. Gün gelir ağacın sararan yaprakları dökülür. Neden döküldü diye sorgulayamayız. Nasılsa baharda yeni yapraklar çıkar. Dostluklar da öyle. Zayıflar yaprak gibi dökülürken, sağlamlar, ağacın yaprağı gibi değil, dalı gibi kalıcı olur. Onları ancak balta ile kesmek gerek. Yoksa ayrılmazlar...

Geldiğine en çok sevinenlerdenim bilmiş ol.

Çok sevgimle...
Ibrahim Marcus Jönck
Ibrahim Marcus Jönck, @ibrahim-marcus-jonck
20.10.2012 00:08:08
Sitemkar bir bakis acisiyla yazilmis. Dogrulugu tartisilmaz. Ama grupsal anlarda insanlara grubun verdigi dinamik bir kuvvet oldugu icin, kalici olmaz cocgunlukla böyle gruplar. O yüzden düsüncelerin havada kalmasida normal... Yenip icilip, eglenip gülünüp oyalanarak gecirilen zaman. Edebiyata katkisi olmasi icin edebi dinamiklerin yaratilmasi ve belli bir posta eritilmesi gerekir. Servet- Fünün'de ki gibi mesele...
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
19.10.2012 22:51:55
anlatım güzeldi
kalemle dertleşmek gibi bakınca geçmişe neler düşünüyor insan değilmi
geçmişini yaşananları anmak iyisiyle kötüsüyle anıları tazelemek
güzeldi saygımlasın herdaim
yaz yaz durma yaz
Afet i azam
Afet i azam, @afet-i-azam
19.10.2012 22:47:25
Dönem arkadaşlikları nilüfer çiçekleri gibidir. Güzeldir ama köksüzdür. Suyun akışında savrulur oradan oraya tam da dediğiniz gibi. Çınar karakterli kadim dostlukları var eder bu köksüzlük böylece. Selamlar...
Nermin Kaçar
Nermin Kaçar, @nerminkacar
19.10.2012 22:13:13
Dimi ama evet öyle Eserciğim. Eğer Bayrak yazıyorsan, Atatürk' ü yazıyorsan yapayalnız ayazda kalıveriyorsun. Onu yaşayanlardan biriyim oradan biliyorum. Ben hiç bir toplantıya katılamadım. Şu bir gerçek ki yaşadığımız zaman diliminde dost diye bir şey yok. O sadece sıfat olarak kalmış sadece. Duygularımın tercümanı olduğun için teşekkürler. Sevgilerimle...
Eser Akpınar
Eser Akpınar, @eserakpinar
19.10.2012 22:10:07
Bir yanıt da Anonim okuyucularıma yazmak istedim:
Sevgili Anonim okuyucularım,
Sizlerin, kim olduğunuzu; bilemiyorum. Lakin ( Hürrem sultan deyişi ile ) okumuş olmanızdan ötürü, mutluluk duyuyorum. yorum yazabilseydiniz; ne yazardınız? merak ediyorum.
teşekkür ediyorum, hepinize... En içten selamlarımla...
Gülayşe DELEN
Gülayşe DELEN, @gulaysedelen
19.10.2012 21:58:08
10 puan verdi
bazen bende geriye dönüp baktığımda talan olmuş dostlarımı göremeyince düşüncelerine benzer duygularla bezenirim...teşekkür ederim canım... sen yaz yazmaktan asla vazgeçme yakışıyor kalemine
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.