küçük kız
Havanın -11 derece olduğunu duymuştu az önce yanından geçtiği restoranın radyosundan, gerçekten çok üşüyordu.
Uzun zamandır yürüyordu ve ayaklarında hal kalmamıştı, gördüğü ilk kuytuya sığındı.
Bir süre dinlendi ayağa kalkmak istedi ancak bacaklarında buna yetecek güç olmadığını fark etti.
Olduğu yere başını koydu, gözlerini kapadı.
Annesi geldi hayaline, nedense hep böyle soğuk günlerde hatırlardı.
Bir kış önce o çok soğukta kaybetmişti annesini, hastaydı ve soğuğa yenilmişti bir gece, kızını emanet edecek bir ev bulamamak onu daha da derinden üzmüştü.
Oysa ne hayalleri vardı ikisinin de; o kışı geçirselerdi, baharda kırlarda koşup oynayacaklardı.
Hayalinde ki baharın sıcaklığı yüreğini ısıtsa da, günlerdir aç olduğu midesinden gelen sesler, titreyen ellerine eşlik etti.
Ağır kokular gelmeye başlamıştı burnuna, başını kaldırıp bakınca çöp konteynerinin yanında olduğunu fark etti.
Acaba birkaç kırıntı bulabilir miyim diye doğruldu ama nafile, çöplerden başka bir şey yoktu.
Aç, susuz, uykusuz ve evsiz bu kaçıncı gecesiydi Kimbilir?
Duyduğu ayak sesi onu uykusundan ürkütecek kadar kuvvetliydi, iyice geriye çekti kendisini, ayağı yerdeki kutuya çarpmasaydı, varlığını bilmeyecekti çöp atan, uzun boylu, uzun saçlı, kirli sakallı ve iri gözlü adam.
Korkudan gözlerinin ışığı kaybolmuştu bir anda, adama uzun uzun baktı,
-Aç mısın? dedi
Bizimki usulca başını salladı aşağı yukarı
-Gel hadi! Dedi korkunç adam
Sustu, eğdi başını küçük kız
-Gelsene hadi açsan! Dedi
Hem çaresiz hem de korkarak takip etti adamı, uzun ince ve karanlık bir yoldan yürüdüler.
Annesinin nasihatleri kulaklarında çınlıyordu.
-Tanımadığın kimseden bir şey alma, yeme pamuğum,
-Kimsenin ardına takılıp ta gitme pamuğum,
-Bilmediğin yerlerde yalnız dolaşma pamuğum, vs vs…
Annesi ona beyaz tenli diye pamuk prensesim derdi.
Acaba nasıl bir yere gidiyoruz?
Beni neden çağırdı?
Bana ne yapacak?
Kim bu adam?
Buna benzer bir yığın soru cümlesi geçti küçük kızın zihninden,
-Hadi sallanma çabuk! Dedi adam o kalın ve soğuk sesiyle
Tamam der gibi devam etti arkasından,
Tahta kapısı gıcırtıyla açılan bir kapıdan girdiler,
Köhne iki katlı bir evin zemin katıydı, loş bir koridor, karşılıklı iki oda,
Küçük, pis ve dağınık bir mutfaktan oluşuyordu.
Sinirle kapıyı kapadı adam, daha da korkmuştu
-Hay Allah sizi dedi ve bastı ayağıyla, yürüyen bir hamamböceğinin üstüne
Daha da sinmişti köşeye küçük kız,
-Utanma otur hadi bulduğun bir köşeye dedi, adam yüzüne bakmadan,
Etrafındaki poşetleri eliyle aralayıp oturdu bir köşeye, uzun boylu adam mutfağa geçti,
Ekmek arasına peynir koydu ve uzattı kıza, kendisi de aldı geçti karşısına,
Ayakkabılarını çıkardı, etrafa yayılan koku çok kötüydü.
Ekmeği bitince sobaya birkaç odun attı ve bir yastık aldı kendisine birde küçük kıza uzattı.
-Uykun gelince uyursun, battaniye yanında, iyi geceler dedi
Sessizliğiyle cevap verdi küçük kız, ekmeğini bitirdi, usulca evi dolaştı ve yerine oturdu.
Sanki az önceki korkuları azalmış, yerini huzur kaplamıştı,
Sıcaktı ev gerekirse sabaha kadar uyumaz, ilk ışıklarla çıkarım evden diye düşündü.
Battaniyeyi üzerine aldı, ellerini de başının altına, annesini düşündü.
Kapının o gıcırtısını duydu, eyvah uyuyakalmıştı, adam neredeydi? hemen çıkmalıydı.
Battaniyeyi attı üstünden, aceleyle ayağa kalktı, kapıya yöneldi,
-Nereye erkenden küçük kız? Dedi yine, sert ve kalın sesli adam
Hiç der gibi geriye çekildi, sustu küçük kız,
-Hadi kahvaltı hazır gel masaya, dedi asık suratla
Peki der gibi usulca kafasını salladı küçük kız
Masaya yöneldi, aman, aman ne masaydı, simit, sucuk, kaşar, yumurta, süt, peynir, kavurma…
Gözlerinde sevinç pırıltıları vardı küçük kızın, ne zamandır bunların birini bile bulamamıştı.
-Hadi soğutma dedi koca adam, yanına yaklaştı ve saçlarını okşadı küçük kızın,
Küçük kız çoktan yemeğe başlamıştı, daha ağzında ki bitmeden başka bir şey dolduruyordu ağzına,
-Yavaş ye güzel kız, artık bir daha aç kalmak yok, burada istediğin kadar kalabilirsin dedi yumuşacık sesiyle koca adam
Küçük kız sevinçle yerinden fırladı ve sarıldı koca adama,
Koca adam kucağına oturttu küçük kızı, sıkıca sarıldı bir süre öylece kaldılar.
Huzur, sevgi ve şefkat arayan iki beden, bir çatı altında beraberdiler şimdi.
Bir süre sonra koca adamın kucağından ahenkli bir ses duyulmaya başladı.
Bizim küçük kız çoktan uykuya dalmıştı, rüyasında annesine koca yürekli bu adamı anlatıyordu.
Koca adam, pamuk gibi tüyleri olan beyaz kediyi yerine bıraktı ve masaya oturdu, artık onunda bir ev arkadaşı vardı bundan sonra.
Küçük kız…
....................
ilk öykü denememdir,
aziz dostlarıma erken bayram hediyem olsun, kabul buyrun lütfen..
YORUMLAR
Sevgili Hüvel, sıcacık yorumlarınızdan sizi merak edip sayfana konuk oldum. ama eli boş da gitmiyorum hani, güzel ve akıcı bir öykü diliniz var. sonunu da sürprizle bitirmeniz çok hoş olmuş.
Tebrikler, sevgimle...
hüvel
ve cesaret verici yorumunuz için...
Bakın ben de sizin sayfanıza geç kalmışım, ama şu an bu sevgi dolu, sıcacık hikaye ne kadar iyi geldi bana anlatamam...ilk denemeniz olmasına rağmen bence çok güzeldi...yazdıkça kalemi gelişir insanın, bence ardını bırakmayın, çok beğendim...içten tebrik ve sevgilerimle...
hüvel
Ne şirin bir hikâye idi. Merakla okudum.
Anne olunca hele içinde...
Ve kedi ile bağlanması sonu öykünün çok hoş olmuş......
Teşekkürler hediye için. :) İyi bayramlar bir kez daha...
hüvel
yaz yaz dedin yazdım bak, bilmem nasıl başladım ustam :))
iyi, güzel, bereketli ve huzurlu bayramlar dilerim bende,
çok çok sevgiler...
Kalimera.
Öykü de merak duygusu önemli, bir de bitiş sürpriz olunca daha etkili.
Ben sende gayet parlak bir gelecek görüyorum.:) Devam et lütfen. Hepimiz yaza yaza pişiyoruz. Usta değilim, ama .Teşekkür ettimm...
Kalimera.
hüvel
nerede noksan görürseniz bende de, lütfen söyleyin, bilakis sevinirim :))
İbrâhîmî Feyzullah Yalçın
(benim gibi ağır vasıta kelimeler kullanan biri bunu diyor, Tanrım! Edebîyât ölmeli!)
hüvel
bende çok ağır yazamam, çocuklarıma okuya okuya dilim hep sadeye yatkın :))
Kalimera.
ben senin sade hallerini de biliyorum, ağır hallerini de, hepsi de yakışıyor.
...
Hüvel, çekinmem gerçekten yazarım noksanlığı filan. İlk denemem dedin o yüzden saan ilk kontenjanından kıyak geçiyorum.:))
Şaka bir yana ben pek yazı okumam. Senin olduğu için okudum, hem tam sevdiğim gibi, sade ve kısa olduğu için de okudum.
Devam edeceksin, kaçarın yok. Sırada şiir :)
Kalimera.
Şiir yazar gibi yazmışsın. Paragraflasaydın daha iyi olacaktı. Bir dahaki sefere paragraflar halinde yazarsan öyküye daha çok yakışır.
hüvel
ama şiirlerim hep karamsar olur böyle kedicikli falan olmaz sanırım :(
ki ne zaman hatam oldu lütfen ilk siz söyleyin bana, maksat öğrenmek...
hüvel
bir daha ki sefere öyle yazarım sevgili hocam :))
Kalimera.
hüvel
burası bir öğretim kurumu diye bakıyorum zaten,
bir yıldır buradayım belki yüzlerce kez öykü denemesi yazdım sildim evde, olmadı diye,
bol bol okumaya çalışıyorum, hatta çok yorum yazmayı bile sevmiyorum
sadece sevdiğim kalemlere :))
hele siz harikasınız, sesli şiirleriniz hep kulağımda...
Kalimera.
Sevgiler-hürmetler... (iyi geceler.)
hüvel
sizede iyi geceler dilerim.