- 1891 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
yoruldum kısacası
Yoruldum. Nasıl anlatılır hiç bilmiyorum. Yoruldum sadece. Anlatılacak o kadar şey var ki, anlatmaktan yoruldum artık. Bazan oturup bir şey düşünüyorum. Bazan oturup ağlıyorum. Bazan oturup bir sigara yakıyorum. Yorgunluğumu üzerimden attığımı hissediyorum. “mutlu oluyor insan.” Diyor içinden. Ama mutlu olamıyorum şu günlerde. Şu günlerde tek çarem kitap okumaktı Beni yormuyordu. –kitap okumak insan hiç yorar mı amına koydumunun.- yorulmuyordum. Okuldan geldikten sonra elimi, yüzümü yıkayıp kitabın başına geçip saatlerce kitap okuyorum. Şimdilerde bir kitap okudum. Bitirdim –daha demin. Bu yazıyı o kitap okuduktan sonra yazmasaydım düşündüm bir dakika. “evet” dedim. Dediğim işleri her zaman yapmışımdır. Kitabı okudum. Rahatladım. Belki de yorgunluğumu atlattı. O kitabın içindeki karakterlerden biri olmak istedim bir an.
“bir kitap okudum. Adı ‘piç’ di. Diğer kitaplara oranlı farklı yazmıştı. İçeriğinde 4 tane piç yalnızlıklara boğulmuş dört piçi anlatıyordu. Öyle rahatlar ki çalışmaya ihtiyaç duymazlar piç. Sevgilileri olmaz piçlerin. Sabah kalktıklarında hemen sigaraya sarılır ellerine Jack Daniels alırlardı.
Hayatları boktu. Her şeylerini satıyorlardı. Her şeylerini. Böbreklerini bile.”
Kitap bunları anlatıyordu. Yorulmuştum. Belki de o adamlardan bir tanesi ben olabilirdim. Belki de ben yaşayabilirdim onların hayatlarını. “Yorulmak, yaşamaya kulaç atmaktır.” benim kanaatımca. Belki de onlar gibi olmamalıyım. Çalışmalıyım. Hatta birine âşık olmayım. Hatta sevişmeliyim bir bankta. Ne bileyim. Bunları yapabilirsem yorulmam belki de. Yoruldum patron. Yoruldum Tanrım. Yoruldum kelimeler. Yordular kelimeler beni. Yordular.