- 821 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Derin Devlet-Komplo Teorileri
Komplo teorileri; kamuoyu tarafından bilgilendirilmiş bir olayın, aslında kamuoyundan gizli bilgileri olduğu iddia edilen, belirli güçler tarafından yapılan alternatif açıklamalardır.
İnsanların her duyduğu konuya şüpheci yaklaşmış olmasının en büyük sebebi, medyanın veya inandığımız siyasetçiler sürekli ürettikleri senaryolardır. Toplumu yanıltarak yönlendirme, dünyanın var oluşundan bu zamana kadar güncelliğini korumuştur. Yani popüler kültür geçici bir akım değildir.
Eski zamanlarda şüpheciliğin yani bana göre komplo teorileri belirli çevrelerde sorgulanıp, hazırlanıyordu. Gelişen teknoloji bu düşünce sistemine zemin hazırlamıştır. Tarım devrimi bittikten sonra sanayi devrimi başlamasıyla olayları manipüle etmek modanın en güzel örnekleridir. Moda nerededir derseniz, her zaman ki yerindedir diye cevap verebilirim.
Fransa’da Paris’te..
Fransız devrimi bugün etkilerini üstümüzde göstermektedir.
Gerçi bu bizim ülkemizde değil tüm ülkelerde hiç ayrılmaz bütünlüğe kavuşmuştur. Mesela bazı güneş görmeyen ülkelere güneş gitmiş. Hatta güneş girmeyen eve doktor girer atasözümüze uygun bir ilaç niteliği taşımış bu devrim. O kadar ileri gitmiş ki “güneş batmayan imparatorluk“bile olmuşlar.
Eee iyi olacak hastanın ayağına doktor gelirmiş!..
Fransız Devrimi olunca çakma politikalar türemiş. Ama bizim ülkemiz devrimleri korumayı pek sevdiği için içeriği değiştirmeden uygulamaktadır. Soylular statülerini koruma içgüdüsüne sahipken, burjuvalar gün geçtikçe zenginleşse de yönetimde söz sahibi olamamaktan yakınıyordu. Yani yine olan köylüye ve vatandaşa oluyordu.
Ee Paris modasına ayak uyduran çağdaşlarımız olduğu sürece biz buna mecbur kalacağız…
İşte derin devlet tam olarak bu zaman diliminde seslendirilmeye başladı. Çünkü ayrışmanın tohumlarını, tarımdan vazgeçtiğimiz insanlık tarihine atabiliriz. Köylü, din adamı, sosyalist, komünist, milliyetçi, faşist söylemleri artıyor…
İnsan ve yurttaş kelimeleri türetiliyor.
Sanki o güne kadar kimse insanlığı bilmiyordu ve öğrenmemişti de onlar sayesinde öğrenmiş olduk.
Dünya varoluşunda ilk söylenen söz Adem.İlk insan Adem. Yani bir söz var ortada ve oda insan işte…
İnsanlık ve insan hakları başlayalı çok olmuş. Parlamento kurmak için geç kalmışsınız be birader. Olaylara “Fransız” kalmışsınız.
Fransız dedim kusura bakmayın. Irkçılık başlatmakta öncü oldukları için böyle bir söz kullandım kötü bir niyetim yoktu…
Affedin. Bu kadar kusur “kadı kızı”nda da olur. Kadı, Osmanlı Devleti’nde bir mevki ve makamın adıdır. Günümüzdeki yargı sistemi bağlamında görevleri hakime denk gelmekle birlikte o dönemin yapısı itibariyle kentlerde dini bir otoritedirler. Adına irtica denmeyen bir dönem… Kadı kızı sözü nereden gelmiştir bilinmez ama herkes hata yapabilir anlamında,içeriğinin birden fazla anlamı olan güzel bir deyimdir.
Yani adalet dağıtanın yetiştirdiği kızı da hata yapabilir. Kadı kızı milleti değil mi…
Biz komplo teorilerinden derin devlet yapılanmasına gelelim mesela.
Anlam olarak, anayasada belirlenmiş devlet yapısı dışında oluşturulan bir devlet sistemi. Bugün Türkiye Devleti Cumhurbaşkanları ve Başbakanları bu konuda hem fikirler. Üstelik hemfikir oldukları ender başlıklardan bir tanesi. Osmanlı Devleti son zamanlarında temeli gizli örgüt olmaya dayalı İttihat ve Terakki’nin kurduğu, Teşkilat-i Mahsusa gibi. Dünyanın her yerinde olan bu örgütlerden yeterince türemiştir. Bizde envai çeşit teoriler arasında basınç fazlalığından, derin devlete inanan insanlar olduk.
Bilim; bizim toplumumuzda akademisyenler tarafından değil, teorisyenler tarafından üretici merkez konumu olmaya başladı. Kendimize lider bulmak dışında hiçbir meşguliyeti olmayan insan hakları savunucusu, milliyetçi, sosyalist, özgürlükçü ve –ci, -cü, -cu eklerine sahip çıktık. Böylece dilin yapısına uygun ekler üreterek edebiyatımıza sahip çıktık.
O kadar sahip çıktık ki, cümleye sayfanın solundan başlamak zorunda olduğumuz için, edebiyatımızı solcu bile yaptık. Neyse ki cümleyi sayfanın sağ alt köşesinde noktayı koyarak bitirdiğimiz için, sağcı edebiyatçılarımız da var dedik.
Bizde öyle, herkese eşitlik…
Yoksa bende haddim olmadan edebiyatı eleştirirken, herkes kadar komplo teorisi mi yazdım?
Yazdıysam affola. Herkesin yazar olduğu bu ülkede, arkamda medya patronu olmadan bu kadar sürç-i lisan edebiliyorum…
Sencer Gültuna
Ekim 2012
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.