7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1836
Okunma

Kendimle gurur duyuyorum, son zamanlarda. Nasıl bir uslu oldum, nasıl bir sakin oldum. Konuşmuyorum; eskisi gibi. Öfkelenmiyorum. Köşeme çekildim; örgümü örüyorum, kitabımı okuyorum. Doğan güneşi, izliyorum. Giden güne, el sallıyorum.
Sabah oluyor; kalkıyorum. O gün, ne getirirse; onu yaşıyorum.
’ Gel ’ diyor, dostlarım; gidiyorum.
’ Şuraya otur ’ diyorlar; oturuyorum.
’ Kalk, çok oturdun ’ diyorlar; kalkıyorum.
Kimseye bulaşmıyorum, kimseyle dalaşmıyorum.
Kavgam yok, kimseyle.
Ne ’ Beğendim ’ diyorum, ne de ’ Beğenmedim ’.
Ne ’ Ne demek istedin?’ Diye soruyorum, ne de ’ Neden böyle dedin?’ Diyorum.
Ama...
Bu demek değil ki; fırtınalar kopmuyor içimde...
Bu demek değil ki; gözüm kör, kulağım sağır...
Bunca kara bulut dolaşıyorken, ülkemin üstünde...
Savaş naraları atıyorken birileri, milletimin adına...
Birileri, doğurduğum çocuğun üstünde hak idda ediyorken...
Şehidim dururken, şehid edene ağlıyorken, birileri...
Köylü, tuvaleti bizden öğrendi demek gafletine düşüyorken, aklıevvel aydın müsveddesinin biri...
Söz veremiyorum; sakinliğim konusunda...
Kendime bile...
Çünkü;
Etrafı dağlarla çevrili
Bir köyde doğdum, ben
Alışkınım, ayaklarımın taşlara takılmasına
Dik kayaları aşmaya
Geçit vermez engelleri
Yok saymaya
Ovaların, düz yollarını bilmem
insanını tanımam, ben
Kurtla, kuşla yarışmaya
Alışkınım, ben
Ellerimle toprağa tutunmaya…
Yüzümün güneşten kavrulmasına…
Bedenimin rüzgara direnmesine…
Aldırmam
Öyle büyüdüm, ben
İsmim tektir, benim
Sağa, sola esnemem
Şehir kızı gibi görünsem de
Özüm kazdağlıdır, benim
Hele ki tepem atarsa!
.
.
.
Attırmayın…
Siz, siz olun
Kazdağlı ağzımı açtırmayın…
Eser Akpınar
10.10.2012
İzmir