2..Tanrılar söylediklerinizi duydu...
Tanrılar nasıl yaşıyordur...Sözleri arasında , sarayın arka kısmında müzik duyulmaya başladı...
Çoçuk kulağındaki tadın sahibini müziği iyice duymak için sarmaşıkların gizlediği kamelyaya doğru yönelince omuzunda tutan el hayır , hayır ..diyordu.
Saray muhafızı çoçuğun kirli yüzü içinde parlayan gözlerine bakarak senin için sadece bir parça ekmek ve bir tabak yemekten başka , zevk duyacağın hiç bir şey yok bu sarayda...Bu sözleri duyan çoçuk suskunlaşmıştı....
Dizlerini bilek kısmından egerek kısa bir süre yere diz çöktü ve Tanrım şükürler olsun sana bana verdiklerin için dedi..
Çoçuk yürüdükçe kulağında kaybolan müzik sesinden bir parça daha duymak için muhafızın gözlerine masumhane bakıyordu.. Hep aynısınız zaten diyordu...Acımasız atlılar...
Muhafız çoçuğun sözlerini dikkate almıyor ve sarayın mahzenine yakın bir odanın önünde durup kalın ceviz ağacından yapılmış kapının paslı kilidini açmak için uğraş veriyordu.....
Çoçuk kendisinin kalacağı odanın halini görünce , yıllardır kimse kalmadı galiba burda diye muhafıza soru sorunca ...
Muhafız senin içi boş tuttuk bu odayı diyor diğer yandan ise gülüyor ve alaycılığın bir üslub olduğunu anlatmaya çalışır gibi alay ediyordu...
Çoçuk benim büyük dedem bilgeydi dedi...
Muhafız ya öylemi kimmiş bakalım senin büyük deden hem seni burada ziyaret edeceğini sanmam diyor yine gülüyordu....
Çoçuk ise bilge emilyano derler di dedeme onun için biz ailece alışkınız hapishanelere....
Muhafız çoçuğun sözlerine o kadar gülmüştüki....Çoçuktan ayrıldıktan sonra kendisininde en çok bilgeleri hapse attığı aklına gelmişti...
Evet neden diyordu muhafız bilgeleri neden hapishanelere attım ki....
Yokmuydu bu ülkede hırsız...Vardı tabi ki... hem soruyu kendine soruyor hemde cevabını kendi veriyordu....Belkide aradığını bulmak için kendince koyu bir sohbete dalmıştı....
Bilgelerin hapishaneye neden girdikleri sorusuna ise cevab bulamadı ..Çünkü Kral öyle istiyordu diye söyleniyordu ....Ve muhafız olarak ben onun verdiği emirlere karşı neden sözcüğünü kullanmıyordum....
Aklına papaz Rani gelmişti ve gece karanlığının içerinsinde baş kısmı açık ,ayaklarına kadar uzayan beyaz renkli geceleği ile hızlı adımlarla mırıldanarak papaz Rani nin kaldığı odaya doğru yürümeye başladı...
Papazın kaldığı odaya aklındaki sorularla beraber varmıştı...Kapıyı üç kere hafifçe vurduktan sonra papazın seslenmesini beklemeye koyuldu...
İçerde kalın ve tiz bir ses kabaca bağırdı kim ooo....
Muhafız kendini tanıttı ve aklına takılan bir sorunun olduğunu söyledi...
Papaz Tanrıları kızdıracak sorular olmasın diyordu....
Muhafız hazır efendim sadece ufacık bir soruya cevab arıyorum dedi..
Papaz ağzında şarab kokusu ile muhafıza sert bir şekilde buyur dedi....
Muhafız neden bu güne kadar hep bilgeleri hapishaneye attım ben diyordu....
Bilgeler ne suç işlemiş olabilirler....
Papaz şaşkın şaşkın baktıktan sonra hımmm dedi....Bilgeler....Belkide çok akıllı oldukları için hapishanede yattılar dedi...
Muhafız’ın karışık aklını iyice karıştıran papaza iyi geceler demeyi unutmuş olarak dalgın bir halde hafifçe arkasını dönerek usulca yürümeye başladı....Akıllı oldukları için öylemi diyordu.....
Ya biz...diye de sormayı ihmal etmiyordu...Ya biz ?
........
YORUMLAR
bir kırılma noktası, en nazik yerinden sarsılacak fay hattı
ya da herkesi delirten yağmurları aramak...
teşekkürler yazı için.