- 1160 Okunma
- 19 Yorum
- 0 Beğeni
SİZ NE YAPIYORSUNUZ 2
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Cemal kapının ziline basıyor kapıyı yumrukluyor ve Candan’ın kapıyı açması için yalvarıyordu. Yaptığı sapkınlığın, sapıklığın bir izahı haklı bir yanı varmış gibi her şeyi anlatacağını söylüyordu. Neyi anlatacaktı, Kenan la ahlaksız ve sapıkça ilişkilerini mi? Yoksa bu çarpıklığın içerisinde bilmeden de olsa bulunmasının özrünü mü? Nasıl bir açıklama Candan’ın midesinin bulanmasını ve tiksintisini geçirebilirdi. Cemal vaz geçecek gibi değildi. Candan’ın komşuları fazla meraklıydılar. Cemal kapının önünde saçma sapan konuşmaya Kenan la ilişkisinin sebeplerini anlatmaya başlamıştı bile. Komşular duyup da rezil olmamak için Cemal’i eve almaktan başka çareleri yoktu.
-Candan, komşular duymadan Cemal’i eve alsak iyi olur. Dedi Sibel.
Candan kapıyı açtı Cemal palas pandıras içeriye girdi. Candanın omuzlarından tutup kendine çekip sarılmak istedi ama Candan buna müsaade etmedi. Cemal’in elinden kurtulup Cemal’e okkalı bir tokat patlattı. Cemal buna hazırlıksız yakalanmıştı. Başını öne eğdi hak etmişti hatta daha fazlasını hak etmişti. Candan’ın bağırmasına başlamadan konuşmaya başladı.
-Candan lütfen beni dinle. Tamam, yaptığım toplum ve ahlak kurallarına karşı ve hiç kimse tarafından hoş görülecek bir davranış değil.
-Sadade gel pisliğini haklı göstermek için ne yalanlar yumurtlayacaksın merak ediyorum.
Sibel yüzünü buruşturarak dedi çünkü Cemalden iğreniyordu. Sibel koltukta oturmuş Candan’ın tepkilerini takip ediyor ve açıkçası Cemal’in yumurtlayacağı yalanları da merak etmiyor değildi. Cemal, bir Sibel’e birde Canan’a baktı. Bunları Sibel’in yanında anlatmak istemiyordu ama Sibel’in yerinden kımıldayıp salondan ayrılmaya hiç niyeti yoktu. Artık ne olacaksa olsun diye düşünüp Candan’a söylemek istediklerini sıralamaya başladı.
-Candan okulda öğretim görevlisi olarak işe başladığımda, Kenan’la tanıştım. Onunla çok çabuk arkadaş olduk. Birlikte yemeğe, içmeye, gezmeye gidiyorduk. Bir gece takıldığı bir gece kulubüne beni de götürdü. O zaman anladım Kenan’ın cinsel tercihinin farklı olduğunu. Önce bende senin gibi tepki gösterdim bağırıp çağırdım.. Sapkınlık olarak gördüm ve tiksindim. Küçük bir şehirden gelmiştim, bu şehrin büyüsüne kapılmıştım. Oldum olası kadınlarla aram iyi olmadı, birkaç flörtüm olmuştu ama o kadar. Cinsellik yönünden deneyimsizdim yani bakirdim.
Sibel tiyatro izler gibi merakla ve ilgiyle Cemal’i izliyordu. Cemal’in itiraflarına biraz şaşırmıştı, konuşmasını kesip
-Ne yani sen bu yaşa kadar hiçbir kadınla birlikte olmadın mı? Milli olmadın mı yani?
-Ne var bunda Sibel, bende Cemal den önce hiçbir erkekle beraber olmadım şart mı bir kadınla birlikte olması? Hem kadınla birlikte olamadı diye erkeklerle mi birlikte olması gerekiyordu. Anlattıkça iğrençleşiyorsun. Midemi bulandırıyorsun. Dedi Cemal’e yüzünü buruşturarak.
-Haklısın yaptığımın mazereti olamaz. Kenan’ın arkadaş çevresi kendisi gibiydiler ve bana önceleri çok tuhaf gelmişti bir erkeğin başka bir erkeğe kur yapması. Böyle yerlerde uyuşturucu satılıyor ve içiliyordu. Bunlar en uçuk ve sınırlarda dolaşan insanlardı. Bende uyuşturucu bırak kullanmayı o güne kadar hiç görmemiştim. Nasıl bir şey olduğunu merak ediyordum. Kenan ve birkaç arkadaşının az çekersen bir şey olmaz telkinlerine inanarak ilk uyuşturucuyu çektim. Uyur ile uyanıklık arasında bir yerlerdeydim, bir yataktaydım yanımda Kenan vardı ve yataktaki adam ben değildim sanki, televizyonda bir film izliyor gibiydim. Sabah kendime geldiğimde Kenan ‘’Okul da görüşürüz kimseye anlatmazsan sevinirim’’, diye bir not bırakıp gitmişti.
-Sabah yaptığının yanlış olduğunu düşünüp bir daha yapmayabilirdin. Anlaşılan sen yaptığının yanlış olduğunu düşünmemişsin ki devam etmişsin. Dedi Candan.
-Haklısın bırakabilirdim. Kenan la görüşmeyebilirdim. Takıldığı gece kuluplerinden, arkadaşlarından ve uyuşturucudan uzak durabilirdim. Bana ne dersen de ama bunu bırakmak istemiyordum.
Sibel’in bile midesi bulanmıştı Cemal’in anlattıklarından. Böyle sapkınlıkların sadece filmlerde olduğunu düşünüyordu.’’Demek ki gerçekte de oluyormuş’’ diye içinden geçirdi.
Candan daha fazla duymak istemiyordu. Cemal’i itekleyerek kapının önüne götürüp sonrada kapı dışarı etmeye çalışıyordu ama Cemal anlatacaklarını bitirmeden gitmeye niyeti yoktu.
-Dinle Candan, seninle tanışana kadar böyle gidiyordu ama seninle bir kadın sıcaklığını hissettim. Sana sarıldığımda içim titredi adeta, beni anla lütfen. Seninle birlikte olduğumuzdaki mutluluğu başka hiçbir yerde bulmadım. Anla beni.
- Mademki öyle benle birlikte olduktan sonra neden bırakmadın peki. Dedi Candan, Cemalden sıkılmıştı artık.
- Biliyorum ama uyuşturucu alınca sanki başka bir adam oluyordum ve Kenan’ın etkisi altına giriyordum. Uyuşturucudan da Kenan dan da kurtulmak istiyorum ama bana zaman ver birden bire bırakamam. Zaman ver bana azaltarak bırakacağım. Bana yardım et lütfen. Dedi Cemal, Candan’ın gözlerinin içine bakıyor onun inanıp inanmadığını anlamaya çalışıyordu. Candan’ın beyni dönmüştü, her an çıldırıp Cemal’e saldırabilirdi. Sibel de aynı duygular içindeydi. Arkadaşı harekete geçtiği an Cemal’e saldıracaktı.
-Sigaramı bu azaltacaksın sen manyakmısın. Peki ben ne olacağım bu zaman içinde yani sen sapıkça ilişkini bitirene kadar benimle de yatmayı düşünmüyorsun herhalde. Candan, Cemal’in vereceği cevabı merak ediyordu. Hayır demesini istiyordu, Cemal’in bile bu kadar adileşeceğini düşünmek istemiyordu. Cemal rahatlamış gibi gözüküyordu. Biraz daha bastırsa Candan’ın onunla yatmasına razı olacaktı.
- Evet bu zor süreçte yanımda olursan sevinirim senin sıcaklığına ve kadın tenine ihtiyacım var. Demesiyle evin içinde kızılca kıyamet kopmuştu.
İki kadın, adamın üzerine saldırdı, tekme tokat dövüyorlardı. Cemal sendeledi yere düştü, Candan ard arda tekmeler savuruyordu. Cemal’in neresine geldiğine bakmadan vuruyordu. Cemal sürünerek kapıya geldi, Sibel’in kapıyı açmasıyla tıpkı kapandan kurtulmuş fare gibi merdivenleri uçarcasına ikişer üçer inerek kaçtı.
Candan ile Sibel arkasından bildikleri bütün küfürleri sayıyorlardı. İki arkadaş bu ne pişkinlik diye birbirilerine baka kaldılar. Sankinleşmek için epey vakit geçmesi gerekiyordu. Sibel mutfaktan yeni demlediği çaydan birer fincan getirdi. Sinirlerinin yatışmasına iyi gelecekti.
Candan’ın aklına Cemal’in eve ben yokken gelebilirsin diye verdiği anahtar geldi. Keşke onu da Cemal’in kafasına fırlatsaydım diye aklından geçirdi. Sibel’e dönüp.
-İbn.. nin evinin anahtarı bende kaldı. İstediğin zaman gelirsin diye vermişti. Keşke onu da kafasına fırlatsaydım, dedi.
- Aslında o şerefsize iyi bir ders vermek lazım. Dedi ve iki arkadaş da anahtara baktılar. İkisi de intikam almanın zevkini yaşama arzusuyla pis pis sırıttılar.
Cemal, Kenan, Candan üçü de saygın bir özel üniversitede öğretim görevlisiydiler. Cemal ile Kenan’ın ilişkileri duyulursa, yer yerinden oynardı. Skandallar deprem etkisi yapardı ve okul yöneyimi ikisini de okuldan kovardı. Cemal çok sevdiği öğretmenliğe veda etmek zorunda kalırdı bu da Cemal’in sonu olurdu. Kenan da belasını bulurdu.
İki arkadaş plan üzerinde çalışmaya başladılar. Bir kameraya ihtiyaçları vardı. Sibel’in radyo televizyonda okuyan arkadaşının amatör küçük bir kamerası vardı. Başka bir şeye gerek yoktu bir kamera istedikleri intikamı almaya ve her ikisini de yok etmeye yeterdi.
Aradan birkaç gün geçti. Sibel, arkadaşından kamerayı aldı, içine de iki saatlik çekim yapacak kasette aldı ve suç aletleri hazırdı. Cemal’i günlerce gözetlediler. Eve giriş çıkış saatlerini tespit ettiler akşam okuldan sonra direk eve geliyordu. Saat kaçta eve geldiğini tespit ettiler. Genelde yalnız geliyordu, bazen Kenan’ın da geldiği oluyordu. Cuma akşamları kesintisiz Kenan da Cemal ile birlikte eve geliyor ve gece Cemalde kalıyordu. İki arkadaş tıpkı hafiye gibi haftalarca çalıştılar. Candan da planı Cuma uygulamaya karar verdi. İkisinin de ipliğini pazara çıkaracaktı.
Beklenen gün gelmişti. Günlerden Cuma saat ondokuzu on geçiyordu. Hava kararmıştı. Cemallerin gelmesine yirmi dakika vardı. Candanın eve girip kamerayı yerleştirip çalıştırması ve geri evden çıkması için yeterli bir süreydi yirmi dakika. İki kez prova etmişlerdi zaten. Sibel her türlü tersliğe rağmen arabada gözcülük yapacaktı. Eğer bir aksilik olursa ya da erken gelirlerse Candan’ı arayacak ve uyaracaktı.
Candan arkadaşına sarıldı, birbirilerine şans dileyip dikkatli ol dedikten sonra planı uygulamaya başladılar. Candan arabadan inip koşarak apartmana girdi. Asansörü çağırdı saatini kontrol etti daha on yedi dakikası vardı. Asansörle Cemal’in dairesine çıktı, kapıyı açtı, evde kimse var mı diye kolaçan etti. Sonrada yatak odasına yöneldi. Saatine baktı on dakikası daha vardı. Kamerayı yerleştirip kaçmak için yeterli süre diye düşündü. Kamerayı öncede planladıkları yere koydu, kamufule etti görmelerini istemiyordu.
Sibel yolun kenarında park halindeki arabanın içinde etrafı gözlüyordu. Gözü apartmanın kapısındaydı. Cama hızlıca vurulmasıyla irkildi. Kapının vurulan camına baktı polis memuruydu. Camı açtı. Polis gayet saygılı bir ifadeyle
-Hanımefendi buraya park etmek yasak lütfen arabanızı çeker misiniz, yoksa arabanızı ben çekeceğim. Dedi ve Sibel’in arkasındaki çekiciyi gösterdi.
Sibel şaşkınlıktan ne yapacağını şaşırmıştı. Ne dediyse, ne dil döktüyse polis dinlemedi,ikna edemedi. Sibel çaresizce orayı terk etti. Saatine baktı daha onüç dakika vardı bir tur atar gelirim o zamana kadar polis de gitmiş olur, Cemal’lerde gelmemiş olurlar diye düşündü. Arabasını çalıştırıp apartmanın önünden uzaklaştı.
Candan, kamerayı yerleştirmiş, tam odadan çıktı, kapının önünde gülüşme sesleri duydu ardından da anahtarla kapıyı açmaya calışıyorlardı. Candan korkuyla tekrar yatak odasına girdi. Gelen Cemal ile Kenan dı saatine baktı daha on dakika vardı gelmelerine. Salona geçtiklerinde kamerayı çalıştıracak usulca görünmeden evden çıkacaktı. Ama sesler mutfağa oradan da yatak odasına doğru geliyordu. Hemen kameranın Play tuşuna bastı. Etrafına bakındı saklanacak bir yer arıyordu. Gardolabın kapısını açıp kendini içeri attı ve o anda odanın kapısı açıldı. Sibel ‘’çok şükür görmediler’’ dedi
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
17.19.2012
YORUMLAR
slm eray hanimcim.Bayraminiz mübarek olsun canimcim.insallah iyisinizdir.Sizin bu yazinizin ilk bölümünü gördüm ve merak edip okudum.Acayip oldum ve yarida kesdim.Merak delirtti ve devam ettim.Gercekmi? yoksa uydurdunuzmu? bilmek isterim.yorumlari okumaya zaman bulamadim.ögrenemedim yani;) ücüncü bölümüdaha okumadim ama gidisat hicde iyi degil vallahi.Böyle bir durumda olan o kadina Allah yardimci olsun.iyiki kafayi yememis haa.Allahim korusun biz aciz kullarini sapkinliklardan.saygilar selamlar.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Ben bu hhikayeyi uydurdum. Homoseksüel tanıdığımyok böyle bir olay başımdan geçmedi geçen birinide tanımıyorum. Ben kurgu yazmayı seviyorum ve ilginçkonularda yazmayıda seviyorum. Öyle işte bundan sonraki hikayemde kurgu okumanı isterim. Ondan önce benim ''Mahmet mu Arzu mu'' diye yazdığım kısa hikayemi okumanı tavsiye ederim o da kurgudur.
Sevgiler gönderiyorum
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sevgiler
Tebrik ediyorum Sevgili Eray, uzun soluklu olacağa benziyor. Başarılar diliyorum. Sevgilerimle
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sevgiler
Sevgili Eray, senin kalem baya sivrilmiş. Yazın akıcı ve güzel, yazı konusu ise ilginç. Toplumda her tür insan olduğunu kabul ediyorsak, her tür yazı da olmalı ve olmuş:)
Açıkçası bana ilham da verdi bu yazın. Sen homoseksüeli yazmışsın ben de lezbiyeni yazacağım. Hele bir kurgumu yapayım:) İlk bölümü de okuyacağım.
Tebrikler, sevgimle...
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sevgiler
İlginç bir konu. Yargılamadan olduğu gibi hikaye etmek en doğrusu. İlk bölümü de okuyup devamında takip etmeye çalışacağım Eray Hanım.
Tebrik ediyorum. Sevgilerimle.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sevgiler
Ayrıca sizi sayfamda görmek onur verici
Aynur Engindeniz
güne düşmüşsün, tebrik ediyorum.
ilk kez bir yazını okudum.
ilginçti, devamını bekliycem.
yalnız demeden geçemeyeceğim, her ne kadar tasvip etmiyorsam da bu ilişki türünü, tercihi farklı diye bir insanın aşağılanmasına da karşıyım.
kişinin ne yaşadığını, hayatına yön veren olayları, psikolojisini ancak kendi bilebilir.
zaman zaman düşünürüm:bir anne çocuğunun -ya da baba- tercihi bu yöndeyse ne yapmalı?
yapabileceği birşey var mı?
sanmam ki kimse değişiklik olsun diye böyle bir yola sapsın.
sevgiler canım...
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Haklısın ama toplumda da bir ön yargı var yıkılamayan eğer aşağılamadan yazsaydım bu seferde özendiri olduğumu düşünecekler ben cinsel tercihleri farklı insanları çok espritüel ve eğlenceli bulurum aslında burada
diğer hikayemde her yönüile ele alacağım bu 3 bölümlük bir hakaye idi
Ayrıca okuduüun için çook teşekkürler sayfamda senği görünce ''Anaaa pisiciğim gelmiş güzel patilerinin izini bırakmış sayfama ve gitmiş'' dedim
sevgiler pisiciğim
deniz-ce
açabilirsem okuycam diğerlerini de.
sevgiler pisicikten:)
güzel gidiyor sürükleyici bir anlatımınız var...
devamını daha kısa sürede yayınlamanız dileğiyle ..
saygılar ve tebrikler...
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
saygılar
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
saygı sevgi selamlar
Ne oluyor bizim bu eşrefimahlukatlara ? İbretlik ama olmadı tam heyecanlı yerinde bitti..Saygımla.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sevgiler
efendim öğretim görevlileri olmasına rağmen böylesi spkınlıkları yapabiliyorlar örnek olacakları yerde ördek oluyoorlar saygılarımla selamlar
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
saygılar
bekir odaci
heyecanlı bir anlatım.akıcı ve sıkıcı olmayan yaklaşım içinde bir çalışma.
tebrikler.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
saygılar
En heyecanlı yerinde bitti. İlginç bir hikaye...
Yüreğine, emeğine sağlık Ereycım. Sevgilerimle...
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sevgiler
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sevgiler
Eray, bu bir yaşanmış olay olsa gerek, sanırım yine birisinin itirafından yola çıkmış gibisin..:))
Sen çok iyi bir gözlemci ve de sağlam hafızaya sahipsin anladığım kadarıyla.
yazında insanda merak uyandırmayı ve heyacanı yüksek tutmayı beceriyorsun. Tebrik ederim.
<Selamlar ve sevgiler.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Eğer ikna edebilirsem birinin hikayesini yazacağım eğer izin verirse iknaya çalışıyorum
sevgiler
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
saygılar
Bence bu riske girmemeliydi...
Ne halleri varsa görsünler deseydi keşke...
Ama bir yandan da iyi yapıyor ib...lere diyorum...
Şimdi endişeyle yeni bölümü bekliyorum.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
saygılar
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
saygılar