BANA MUSTAFA KEMAL ATATÜRK Ü ANLATIR MISINIZ 32. BÖLÜM
CUMHURİYETİN İLK KADIN MİLLETVEKİLLERİ
Müjdat:
" Arkadaşlar bu kadar ara yeter hadi devam edelim."
" Tabi vakit geçiyor."
" Evet ."
Muhsin Öğretmen:
" Sevgili çocuklar; kadına çok değer veren büyük Atatürk, onların özellikle siyasî hayatta seçme ve seçilme hakkını elde etmeleri için 1930 yılından başlayarak bir dizi yasa çıkartılmasına öncülük etmiştir.
Atatürk (inkılapları) ile birlikte, yüzyıllar boyunca ihmal edilmiş olan Türk kadınına yeni haklar tanınmıştır.Böylelikle Ulu Önder Atatürk’ün bizzat girişmleri ile Türk kadını kendisiyle çağdaş ve medeni olarak kabul edilen toplumlardan çok daha önce siyasi ve sosyal yani medeni sahadaki doğal haklarına kavuşturulmuştur.Kabul edilmiş olan medeni kanun gereğince bundan böyle kadınlar da erkeklere tanınan haklara sahip olmaya, resmi görevlere atanabilmeye, oy verme ve Millet Meclisine seçilebilme hakkına kavuşturulmuştur.Diğer taraftan tek eşlilik ilkesi ve kadınlara tanınan eşit haklar, Türk toplumuna da bir canlılık kazandırmıştır.Zeynep kızım okur musun ?"
" Tabi efendim.
Nihayet 5 Aralık 1934 tarihinde TBMM’ de yapılan bazı yasa değişikliği ile Türk kadınına hakların en büyüğü olan “Seçme ve Seçilme” hakkı tanınmıştır.
Sonra...Atatürk Türk kadınının seçme ve seçilme hakkının verilmesinin ardından şöyle seslenmiştir:
“Bu karar, Türk kadınına sosyal ve siyasî hayatta bütün milletlerin üstünde yer vermiştir. Çarşaf içinde, peçe altında ve kafes arkasındaki Türk kadınını artık tarihlerde aramak lazım gelecektir. Türk kadını, evdeki medenî mevkiini selahiyetle işgal etmiş, iş hayatının her safhasında muvaffakiyetler göstermiştir. Siyasî hayatla, belediye seçimleriyle tecrübe kazanan Türk kadını bu seferde milletvekili seçme ve seçilme suretiyle haklarının en büyüğünü elde etmiş bulunuyor. Medenî memleketlerin bir çoğunda, kadından esirgenen bu hak, bugün Türk kadınının elindedir ve onu selahiyet ve liyakatla kullanacaktır.”
Murat: "Kısaca özetlersek...
Atatürk’ün yapmış olduğu girişimler neticesinde, Türk kadınlarının iktisadi ve siyasal ve de sosyal yaşama tam anlamıyla katılımlarının sağlanabilmesinin önü açılmıştır. Bu sözü geçen değişimlerin sağlanabilmesi için de sırasıyla bir dizi değişiklikler yapılmıştır.
Kadınların 1930’da belediye seçimlerinde seçme
1933’te çıkarılan Köy Kanunu’yla muhtar seçme ve köy heyetine seçilme,
5 Aralık 1934’te Anayasa’da yapılan bir değişiklikle de milletvekili seçme ve seçilme haklarının tanınmasıyla, Türk kadını o yıllarda Avrupa devletlerinin çoğundaki kadınlardan daha ileri haklar elde etmiştir ve çok geçmeden toplumda erkeklerin çalıştığı her alanda yerini almıştır.
Halide:
"Biliyor musunuz ? O tarihte, bugün girebilmek için birçok ödün verdiğimiz Avrupa Birliği ülkelerinden Fransa’da 1944, İtalya’da 1948 ve İsviçre’de 1972 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır."
" Çok önemli...!"
" Haklısın."
" Bence de."
Muhsin Öğretmen
"Bugünkü konumuza nokta koyarken şu bilgileri de anlatmak istiyorum sizlere;
Türk kadını yüzyıllardır geri bırakılmış ve sosyal hakları elinden alınmış adeta yok sayılmıştır. Medeni ülkeler seviyesine çıkmak isteyen Türkiye Cumhuriyeti kadınlarına ikinci sınıf insan muamelesi yapamazdı. Zira kadınlar Milli Mücadele’de milli teşkilatlar kurarak çalışmalar yapmışlar cepheye silah taşımışlar ve vatanın kurtulması için erkeklerle beraber savaşmışlardır.
Medeni hukukun kabulüyle kadın erkek eşitliği benimsenmiş; evlenme tarafların isteğine bırakılmış aradaki vekil sistemi kaldırılarak evlendirme memurunun önünde yapılan nikâhlar geçerli sayılmış bu nikâhtan sonra isteyenin dini nikâh yaptırması serbest bırakılmış; tek eşlilik uygulaması getirilip boşanmalardaki "talak" usulü kaldırılıp boşama yetkisi geçerli sebepler aramak şartıyla mahkemelere bırakılmıştır
Talak nedir ? bunu öz olarak açıklam ak istiyorum:
Talak; sözlükte, herhangi bir şeyin bağını çözmek, manasındadır. Istılahta talak; kadın ile erkek arsındaki bağın çözülmesi ve evlilik ilişkisinin sona ermesidir.
Talak, "ıtlak" kelimesinden türemiş olup salmak ve terk etmek anlamına gelir. İslam hukukuna göre, tatlik manasına bir isimdir. Tatlik de zevciyet rabıtası olan nikah bağını, usulü kaidesinde çözüp salıvermektir ki, dilimizde ’boşanmak’ olarak ifade edilir. Yani evlenmiş olan kadın ve erkeğin, türlü sebeplerden dolayı birbirleriyle bir arada yaşamalarına imkan olmadığında, yek diğerinden ayrılması, birlik bağının çözülmesidir.
. Ayrıca kadınlar miras paylaşımında ve şahitlikte de erkeklerle eşit olma hakkına sahip olmuşlardır.
Bu hukuki düzenlemelerin yanı sıra Türk kadınının kültür seviyesini yükseltip sosyal hayatta ve çalışma sahasındaki gerçek yerlerini almaları konusunda bütün çalışmalar yapılmıştır. Bu girişimler sonrasında Türk kadını dünya kadınlarına örnek teşkil edecek ilerlemeler kaydetmiştir.
Atatürk kadınlara verdiği değeri aşağıdaki sözleriyle de belirtir:
%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%
"Zaman ilerledikçe ilim ilerledikçe medeniyet dev adımlarla yürüdükçe hayatın asrın bugünkü gerçeklerine göre evlat yetiştirmenin güçlüklerini biliyoruz... Bugünün anaları için gerekli özellikleri taşıyan evlatlar yetiştirmek... Pek çok yüksek özelliği şahıslarında taşımalarına bağlıdır. Bu sebeple kadınlarımız daha çok aydın daha çok feyizli daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar."
%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%
’...Türk kadını dünyanın en münevver en faziletkâr ve en ağır kadını olmalıdır. Ağır sıklette değil; ahlakta fazilette ağır vakur olmalıdır. ’
%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%
’...Milletin kaynağı sosyal hayatın esası olan kadın ancak faziletkâr olursa vazifesini ifa edebilir. Herhalde kadın çok yüksek olmalıdır..."
%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%
Zeynep:
Mustafa Kemal Atatürk ,başka bir konuşmasında
"Bir topluluk cinsinden yalnız birinin asrın icaplarını edinmesiyle yetinirse o topluluk yarıdan fazla güçsüzlük içinde kalır... Bizim topluluğumuzun başarısızlığının sebebi kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz kayıtsızlık ve kusurdan ileri gelmektedir...’
diyerek kadınlara vermiş olduğu değeri belirtir
Murat:
"Çok doğru
"Elbette"
" Ne kadar anlamlı."
" Evet."
Müjdat:
" Arkadaşlar haftaya görüşmek üzere ..."
"Görüşmek üzere...
NEŞE KIZILYAR
SEVGİLERİMLE...
YORUMLAR
O zamandan bu zamana çok fazla bir değişim olmaması çok üzüntü verici gerçekten ablacığım. Kadın, hayatın içinde olmalı diye düşünenlerdenim. Ama ne yazık ki trafikte araç kullanırken kabul edilmeyen kadın mecliste yerini alamıyor. Tebrik ediyorum ablacığım. Sevgiyle...
GÜLDESTE
GÜLDESTE
büyük bir emek var sayfanızda ilgiyle okuyorum emeğin var olsun saygımla
GÜLDESTE
Şimdi neredeyiz
Anlaşılan verilen hakları çok görenler çoğaldı..Kadınlarımız eşit olamanın erdemini bilmek,Ataya şükran borçlarını oylarıyla ödemek zorundalar.....Kutladım selamlar
GÜLDESTE
değerli yorumunuza gönülden teşekkürler sevgi ve saygılarımla
Bizden de sevgiler olsun Neşe Bacım...
Biliyor musunuz!
Ben bu Muhsin öğretmen'i kıskanmaya başladım...
O çocuklarıma o kadar kanım kaynadı ki...
Keşke ben olsaydım başlarında...
O tap taze Ata sevgisiyle dolu canlarımla ben sohbet edebilseydim...
Atamızın yüceltilmesine katkım olabilseydi...
GÜLDESTE
değerli yorumuna gönülden teşekkürler en derin sevgilerimle