DELİLİK ÜZERİNE
Hepimiz birer deli adayıyız.Bak lafı hiç uzatmadan hemen konuya giriyorum.Hepimiz elbet bir gün delireceğiz bu durumdan kaçış yok.Kafaya öyle huni takmaktan filan bahsetmiyorum etrafımızdaki etkenler çok ciddi zararlar taşıyor ruhumuza.Bunun sonucunda kafaya huni takmıyorsun daha değişik sonuçlar doğuyor ortaya.Şöyle bir etrafınza bakınca bu durumu fark etmekte zorlanmayacaksınız eminim.Size ’Şu dünyaya bir bakın.’ desem herkes ortak paylaştığı dünya yerine kendi görmek istedikleri ve buna göre yaşamaya çalıştıkları dünyanın profilini çizer kesin.Kendi dünyanızı bırakın bir kenara gerçeklere bakın.Mutsuzluk,başarısızlık,umutsuzluk herkes için olağan bir durum kimsede ben devamlı mutluyum,başarılıyım,umutluyum diyemez.Hava sıcaklığının derecesi gibidir hayatımız bir emirle bahar havası yaşarken hiç beklemeden buz gibi soğuklara bırakabilir hayatımız kendini.En azından herkesin mutsuz olabileceğini ve bundan kaçamayacağını kabul ettik mi?Kaçınılmaz sonlar vardır hayatta.Hayalin vardır sonlandırmak zorunda kalırsın,işin vardır kendi isteğin dışında sonlandırmak zorunda kalırsın,okulun vardır maddi,manevi sorunların yüzünden sonlandırmak zorunda kalırsın.Birini seversin ama bu sevgini istemeden sonlandırmak zorunda kalırsın.En sonunda ecelin gelir kendi isteğin dışında hayatını sonlandırmak zorunda kalırsın.Peki ’ne yaşadım ben?’ diye düşünebilir misin ölünce?Bilmiyoruz çünkü hiç ölmedik?Düşünmeye gerek yok asıl dünyaya gözlerimizi açmış olduk?Ben öleceğimi pek sanmıyorum?Herkesin ayrı ayrı vereceği cevaplar bunlardan biridir kesin.Yani demek istediğim yaşamamız gereken hayatla bize yaşatılan hayat olması gerektiği gibi değil.Baksanıza olanlara zamlar,tecavüzler,cinayetler... bir tane bile bizi olumlu yönde etkileyen haberler var mı?Her akşam bir saat boyunca bu tarz olaylar izleyen bir toplumun nasıl bir ruh hali olur acaba?Sanal alemde bile sahte hesaplarla hastalıklı ruh portresi çizen insan çok mu az?Durup dururken size küfür eden,bulunan güzel ortamı iğrenç bir muhabbetle bozan ve bundan gizliden gizliye büyük keyif alan insan çok mu az?Bu insanların yaşayamadığı eksik bir şeyler yok mu ki bu tarz eylemler yapma gereği hissediyorlar?En zengin insan bile bunalıma giriyor en fakiri de bunun parayla ilgisi var yok değil ama birinci sıradaki neden para değil.Birinci sıradaki sorun ’biz yaşamayı biliyor muyuz?’.İnsana özellikle kendimize değer veriyor muyuz?Unutmayın insanın yaşayış biçimi önce kendine sonrada yakınındaki ve uzağındaki insanlara yani hayatına verdiği değeri belirtir.Soruları oluşturdum cevapları sizlerde saklı.En azından kendinizle konuşmanızı sağlamış olurum tabi anlayana.Diyeceğim;canınızı da öyle her şeye sıkmayın umutlu olun ALLAH’tan ümit kesilmez.Sevgiler,saygılar.
YORUMLAR
evet deli olmak gerekir ve ben deliliğe niyet kıldım o yolda aldım başımı gidiyorum.
her dahim toplumla aynı düşünmeyen ve düşündüğünü yaşayan insanlar var olan çoğunlukça lanetlenmiştir. Mesela galile o dünyanın yuvarlak olduğunu söylediğinde bir deliydi. keza 1905 yılında tiyatro sahnelerine kadını çıkaran Namık kemal deliydi. Bugün sünnet düğününü yok sayan nikahı askerliği reddeden zamanı yaşı tarihi reddeden herkes delidir. neticede herkesin çıplak olduğu bir mekanda giyinik olan insanlara deli demişlerdir ve herkesin giyinik olduğu bir ortamda çıplak olana deli derler. Her zaman deliler bulunduğu toplumun ötesinde olmuşlardır. Nietzsche beni yüzyıl sonra anlıyacaksınız derken bir deliydi ama bugün baktığımızda aslında gayette aklı başındaymış diyebiliyoruz. deli olalım ama nihilizme batmadan. ideolojik bir delilik