- 863 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Sensizliğe Dayanmak Zor
Artık mutluyum, mesudum işte! Herkesi seviyorum. Beni yalnız bırakmayacağının inancı yeşeriyor içimde… Artık tüm ayrılıklara, kavgalara da paydos.
Bütün bir gece, “seni” yaşadım.
El eleydik, göz gözeydik. Sana kırmızı güller topladım demet demet, saçlarına taçlar ördüm papatyalardan! Kaldırımlar boyunca, korkusuz dolaştık bizim kenti.
Gülüşün, mutlu oluşumun işaretiydi. Ellerimi daha bir başka sıkıyordun, gözlerime daha sıcak bakıyordun, bütün ayrılıklara inat!
Sonra şarkımızı dinledik bir yerde, ama ağlamadan. Gözlerimde yeni yaşlar yoktu. Bu çarkta bir sen, bir ben, bir de şarkımız var! Anlayacağın, değişen bir şey yok meleğim… Yalnız senin için yaşayacağım, sensiz yaşamaya mahkûm edilmiş olsam bile.
Oh, bu şarkı!.. Duyuyor musun? Rüzgâr rüzgâr geliyor. Alnımda senin elin, gözlerimde de gözlerin var! Oh, bu şarkı! Yine başladı işte. Kanımdaki ihtilâl de dindi, gözlerimde endişeler yok artık. Hayır! Bugün gözlerimi kaçırmayacağım senden. Gözlerimin yenilmeyeceğine de eminim!
İyiye ve güzele, seninle gideceğim!
Her şeye seninle başladım, sözlüğümde “sen”den başka harflerin süslediği kelimeler: “Seni deliler gibi seviyorum, ruhumda sen, şarkımda sen, velhasıl her şeyimde yalnız sen varsın, meleğim!”
Kaderin bizi birbirimize bağladığına bir kere daha inandım.
Bu, belki garip bir inanç!
Yaşayışımız çekişmelerle, çelişmelerle dolu. Bazen kendi kendimizi bile inkâr ediyoruz… Ama yine de seni seviyorum!
Alnımda ellerinin sıcaklığı, saçlarımda senden gelen rüzgârların tatlı hırçınlığı var.
Dünyanın en mutlu insanı olduğuma eminim… Seninle her şey güzel, seninle her şey anlam kazanıyor. Seninle var olduğuma inanıyorum.
Lâleleri sever misin, kraliçem? Onların boyun eğmişliğinin hikâyesini bilir misin, bir acı sevdadan yana? Ama benim boyun eğişim başka. Sana olan aşkımın yüceliğine saygım bu! Söylentilere göre, lâleler yârdan ayrı düşmüşler. Gözyaşları bu yüzden kızarıp lâleleşmiş. Vefâsızın ardından öylece boyun eğmişler, yol gözlemişler. Bir gün gelecek diye, inançlarını da yitirmemişler!
Her şeye senin adınla başlıyorum. Dilimde bitmeyen duam, kalbimde sönmeyecek olan ışığımsın sen. Meleklerin en yücesisin! Melekler bile senden öğrenmişler sevmesini, bilir misin?
Artık fırtınalar da esmeyecek değil mi? O deli dolu, o hırçın kasırgalar bizi tedirgin etmeyecek değil mi? Şarkımız olacak her şeyde, her yerde…
El ele, göz göze olacağız bir ömür boyu. Aşkların en güzelini yaşadığımızın farkında mısın?
Seni sevdiğime emin olabilirsin. Bu çarkta sen ve ben, bir de şarkımız olacak daima!
Ama, bu gözlerindeki hüzün neden? Neden endişeler gelip oturmuş bakışlarına? İçiyorum diye mi? Söz veriyorum işte, içmeyeceğim. Bir mektubunda; “Öyle sanıyorum ki şarabı sevdiğin için içiyorsun, meyhaneleri kapat!” diyorsun!
Hayır, meleğim! Kırmızı şarap acı, zehir gibi. Ama ne var ki, ellerin, gözlerin geliyor aklıma, sonra da zehir-zıkkım sensizliğim… Sensizliğe dayanmak zor! Hadi içme, hadi yalnızlığını meze yapma göreyim. Bir tanem… Ruhumuzun derinliklerinden kopup gelen, bitmeyen senfonilerde dile gelen, dudağımdaki mutluluksun sen! Ağacımda yeşeren yaprak, kalbimdeki inanç ve biricik meleğimsin sen!
Oyhan Hasan Bıldırki
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.