ŞİİR ELEŞTİRİ ( YAR YAPMIŞIZ SULTANIM )
YAR YAPMIŞIZ SULTANIM
Dün ne idik, bu gün ne, otur şöyle bir düşün
Ziyan dolu pazardan, kar yapmışız sultanım
Hayal bile haramken, gerçek oldu her düşün
Yüreklere sığmayan yar yapmışız sultanım
Gurbet denen muhannet, çekilince aradan
Her sızım çare buldu, hançer saplı yaradan
Niyaz ettim her gece, kabul etti yaradan
Bu aşk için dünyayı, dar yapmışız sultanım
Yolumdan vaaz geçirmez, ne zemheri ne ayaz
İnatta murat dedim, saçım oldu bembeyaz
Gönlüm vuslat peşinde, hora geçti bak bu yaz
Elli yıl tüten közden, har yapmışız sultanım
Hayatım kumar oldu, hep zarar, hep ziyanda
Ütmek için oturdum, baktım sensin bu yanda
Bir yanım yarım iken, sen doldurdun bir anda
Ömrümüzü barbutta, zar yapmışız sultanım
Ne dost belli ne düşman, aynı safta durmakta
Her gün başka bir kumpas, başka pusu kurmakta
Bir kez zayıf düşersen, hep arkandan vurmakta
Dost görünen her hini, mar yapmışız sultanım
Ömür denen bakiyem kaç yıl kaç gün kaç aysa
Sensiz geçen her anım, bu ömürden bir zaysa
Yaşam denen kumarda bu saz bana bir paysa
Tıkır der bozuk sazdan tar yapmışız sultanım
Elli yıl tüten közden, har yapmışız sultanım
14 /10 2012
Dikili/İzmir
İsmail TIKIROĞLU (TIKIROĞLU1071)
*********************************************************************************************
7+7 ’ 14 lü hece vezninde, ilk dörtlük hariç olmak üzere aaab, cccb, vb.kafiye örgüsünde; hayata ve insanlara dair bireysel haklı isyanın ve bu durumdan duyulan üzüntünün konu edildiği değerli bir eser.
Eserin yüzde doksanı nda tam kafiyenin kullanılmış olması , ses ve ahenk açısından tatminkar bir şiir zevki bırakmakta okur damağında.
Sultanım kelime redifi üstüne kurulu eserde Sayın şair, sırasıyla ilk dörtlükte; sevgiliye, 2.dörtlükte; gurbet acısına3.dörtlükte; gerçekleşmeyen umuda, 4.Dörtlükte kadere, 5.dörtlükte; dost sanılan insanlara 6.Dörtlükte; genel hayata isyanını anlatmıştır.
Burada özellikle altını çizmek istediğim bir husus var. Sayın Tıkıroğlu, mükemmel bir mısra tekniği kullanmış anlam açısından. Her bir dörtlükte öncelikle sorunu anlatan dize, sonrası çözümü sonrası da bütün bu olanlardan çıkarılan ana fikir yer almış.
Ciddi anlamda anlamın biçimle harmanlanarak bir apayrı bir kurgu oluşturmasına hayran kaldım. Mısra tekniği, anlam tekniği de diyebileceğimiz bu uygulama da sayın Tıkıroğlu’ nun ehil bir şair olduğu kanısını uyandırmakta.
Her şairin dili başkadır, kurgusu başkadır anlatımı başkadır.Hecede elbette bir kabul görmüş kural vardır ama özün anlatımına ilişkin şairin kendi öz kuralını koyarak bütün şiire sapmaksızın uygulamış olması kendisi hakkında ciddi olarak şiire önem verdiği gerçeğini gözler önüne sermektedir.
Burada "^Sultan " diye addedilen zannedersem eş, sevgili, yâr. Ona içini dökme, huzursuzluğunu, üzüntüsünü paylaşma gibi de düşüneceğimiz eserde tekniksel açıdan en çok dikkatimi çeken husus
" Dün ne idik, bu gün ne, otur şöyle bir düşün
Ziyan dolu pazardan, kar yapmışız sultanım
Hayal bile haramken, gerçek oldu her düşün
Yüreklere sığmayan yar yapmışız sultanım "
dörtlüğünde düşün kelimesiyle yapılan cinas uygulaması çok şık ve anlamı doldurur nitelikte yerini almış. Öylesine kafiye olsun diye, boşluk doldursun diye uygulanmadığı, sentetik bir konumda olmadığı görülmekte.
1.düşün kafiyesi: Düşünmek
2.düşün kafiyesi: Düş anlamında kullanılmıştır.
Yine aynı uygulamayı
" Gurbet denen muhannet, çekilince aradan
Her sızım çare buldu, hançer saplı yaradan
Niyaz ettim her gece, kabul etti yaradan
Bu aşk için dünyayı, dar yapmışız sultanım "
dörtlüğünde de görmekteyiz.
1.yaradan: Allah
2.yaradan: Tende oluşan bere
Böylesi güzelliklerin yanı sıra sıradan, güncel hayatta alışık olduğumuz söylemlerinde eserde yer aldığını görmekteyiz.
Mesela ki ;
" Dün ne idik, bu gün ne, "
" Hayatım kumar oldu "
"Ne dost belli ne düşman, gibi güncel hayatta alışık olduğumuz, neredeyse dilimizde pelesenk olmuş dizelerinde var olduğunu görmek şiir adına biraz üzse de şairinin yetkinliği göz önünde bulundurulduğunda böylesi anlatıma dair unsurların kolaylıkla kendilerince telafi edilebilir olabileceğini düşündürmektedir.
Bazı yerlerinde eserin mesela; dördüncü dörtlüğün ilk dizesi ile
“Hayatım kumar oldu, hep zarar, hep ziyanda “
Son bendin üçüncü dizesi
“ Yaşam denen kumarda bu saz bana bir paysa “
İhtiva ettiği anlam itibariyle, aynı düşünceyi kapsam içine almış. Hayatın kumar gibi görüldüğü fikri ikinci kez tekerrür etmiş. Bence yersiz bir uygulama.
Yine düz anlatımın tercih edilmiş olması yani imgesel ve edebi sanatlar açısından ( cinaslar dışında ) anlatıma yer verilmemiş olması yalın, çağrışım gücü noksan bir kimliğe büründürmüş şiiri diye düşünüyorum. Elbette ki bu bencesi.
Edebi sanatlar ve imgelerdir ki şiiri diğerlerinden farklı kılar, yine onlardır ki şiiri güzelliğin temsilcisi yapar.
Şükran AY
YORUMLAR
Günün seçkisi bir şiirin bu kadar detay girilerek elekten geçirilircesine irdelenmesi, teknik incelemesinin yapılması takdire şayan bir uğraştır Şükran Hanım...Bilgilendiren, aydınlatan faydalı bilgilerdi...
Bu vesileyle şiirin yazarı Sayın İsmail TIKIROĞLU'nu da bir kez daha yürekten kutlarım...
Emeklerinize tebrik ve teşekkürlerimle...