Senden nefret edenleri sev; iyilikten başka üstünlük alameti tanımıyorum. -- ludwig van beethoven
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45)
@emineuysal-emine45-

Yatak Odası

15 Ekim 2012 Pazartesi
Yorum

Yatak Odası

18

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

2467

Okunma

Yatak Odası

Yatak Odası

Adile ile Salim, evliliklerinin on sekizinci yılına girmişlerdi. İki de çocukları vardı. Ama ne eski sevgileri, ne de birbirlerine olan saygıları kalmıştı. En basit olayı bile büyütüp kavgaya döndürmekte üstlerine yoktu.

Böyle olmalarının sebebi neydi?

Aslında kendileri de bilmiyordu bu sebebi. Onlar sadece kavga ediyorlardı. Hem de eften püften…

Adile, giyim kuşamına ne kadar düşkünse, Salim de çilingir sofrasına o denli düşkündü. Adile’nin makyajı gibi, dört dörtlük olmalıydı Salim’in sofrası. Hele bir eksik olsun! Şişenin dibi görünmeye başladı mı, Salim’in de çenesi düşüyordu, düşmekle kalsa iyi; son raundu Adile’nin burnuna patlattığı yumrukla bitirip sofranın başına sızıp kalıyordu.

Adile, düşünüp taşındı. Bu duruma daha fazla katlanamayacağına karar verip bir gün pılısını pırtısını toplayıp gitti. Nereye mi gitti? Kendine göre bir ev tutup en gerekli ihtiyaçlarını da alarak kendi halinde yaşamaya başladı. Az da olsa gelir getiren bir işi vardı ya, o içkici herifin dayağını yemektense kuru ekmek yemeye çoktan razıydı.

İlk aylar birbirlerini aramadan huzurun kıyısında gölgelenip dinlendiler. Çok da hoşlarına gitmişti açıkçası; Salim, istediği saatte evine gelip, istediği kadar içkisini içiyordu. Adile, isterse yemek yapıyor, istemezse bir tostla öğünü geçiştiriyordu. Dünya varmış be! Dediler ikisi de.

Ama bir zaman sonra, hayatın hiç de kolay olmadığını anladılar. Çocuklar, anasına gitse babasını, babasına gitse anasını özlüyordu. Tek maaşla ev kirası ve faturaları ödemekte bazen mümkün olmuyordu. Hele şu yalnızlık; çekilmez olmuştu nedense. Karı- koca, tekrar düşünüp barışmaya karar verince çocuklar bayram yapmıştı sevinçlerinden. Ama Adile’in bir şartı vardı barışmak için.

—Yeni bir yatak odası istiyorum. Eski yatağımı görünce, yediğim dayaklar, ağladığım günler aklıma gelir. Bütün kötü günlerin olduğu gibi, eski eşyaların da üstüne sünger çekmek istiyorum.

Salim, düşününce karısına hak verip yeni bir yatak odası takımı almanın uygun olacağını düşündü. Hem de karısı hangi takımı beğendiyse onu aldı. Yeni ev, yeni eşyalar her şey yolundaydı. Eh, birbirlerini de özlemişlerdi hani. Bir daha eften püften şeyler için kavga edip hatır kırmamaya söz de vermişlerdi. Mutlu mutlu geçinip gidiyorlardı ama hesapta olmayan bir şey oldu.

Yeni aldıkları yatak odası takımı dökülmeye başlamıştı. Dolabın sürgülü kapısı, kendiliğinden açılıp kapanmaya, çekmeceleri düşmeye başlamıştı. Kısaca, neresine dokunsalar ellerinde kalıyordu. Üstelik alalı bir ay olmuştu. Karı-koca mobilyacıya gidip, takımı yeni bir takımla takas etmesini söylemişlerdi ama satıcı, satarken üç yıl garanti vermesine rağmen “Tahtanın garantisi mi olurmuş, eskidiyse yenisini alın. Ya da kırılan yerleri usta göndereyim çaksın” demişti. Mobilyacının söylemine kızan karı-koca, tüketici haklarına başvurup haklarını arama yoluna gittiler. Şahit olarak da Adile, iş arkadaşı Ayşe’yi göstermişti. Arkadaşı, kendilerine dair hemen hemen her şeyi biliyordu. Geçimsizliklerine içten içe üzülüyordu. Nitekim barıştıkları için çok sevinmiş ve onları aldıkları bu karar için kutlamıştı.

Oluşturulan kamu denetçisi heyeti, davalı, davacı ve tanığı dinlemeye başladı.

Davacı Adile,
—Ben bu mobilyacıdan davacıyım! Satarken bana, üç yıl garantisi var demişti. Bir ayda dökülen mobilya tamir olsa ne olacak. Ben bu takımı istemiyorum. Paramı versin, başka mobilyacıdan alacağım! Ya da yenisiyle değiştirsin!

Davalı mobilyacı;

—Hayır, efendim, hayır! Ben garanti falan demedim. Kırılır dökülürse tamir ettiririm dedim. Sözümün ardındayım. Tamir ettiririm ama geri almam!

Adile sinirden köpürerek,

—Tanığım var. Sen o malı bana satarken yanımda tanığım vardı. İsterseniz ona sorun. Diye bağırdı.

Memur tanığa dönüp bildiklerini söylemesini istedi.

Tanık Ayşe;

—Memur Bey, aslında bu mobilyanın garantisi yoktu. Olsa bile bunlara dayanacağını hiç sanmıyorum.

Adile, şaşkın şaşkın arkadaşının yüzüne baktı. İçinden de “şaşırdı mı bu kadın, kendini mobilyacının tanığı falan mı sanıyor acaba” diye düşünürken arkadaşı öyle bir şey söyledi ki, şaşkınlığı iki kat arttı.

—Dediğim gibi Memur Bey, bunlar, on sekiz yıldır biriktirdikleri bütün fantezilerini bu yatakta yaşamaya kalkınca yatağın anasını ağlatmışlar işin aslı.

Ayşe’nin söylediklerini duyan Salim’in, sinirden saçları kirpi gibi dikildi. Önce Ayşe’ye, sonra soran gözlerle karısı Adile’ye baktı.

Adile, gözlerini kocaman açıp elini ağzına kapayarak utancından kıpkırmızı olmuş bir yüzle arkadaşına,

—Kim kim? Kim yaşamış bütün bunları? Hadi yatağı biz kırdık diyelim, dolapla çekmecelere ne oldu?

—Onları da siz kırdınız.

—Çatlak mısın be kadın! Aklından zorun mu var senin. Nasıl kırmışız biz dolabın kapaklarıyla çekmecelerini?

—Anlatayım; hani kocan çok sinirlenince senin burnuna bir yumruk vuruyordu ya, işte şimdi o yumruğu dolabın kapaklarına vuruyormuş. Hem de öfkesi yatışıncaya kadar. Çekmecelere gelince; onları da sen merdiven gibi kullanıp üstüne basarak dolabın yetişemediğin yerlerine böylelikle yetişiyormuşsun. E, koca gövdeyi kaç gün taşıyacak o küçücük çekmece, çok bile taşımış seni.

Adile, çıldıracak gibiydi.

—Kim dedi sana bunları?

—Kim diyecek, sen dedin ya.
Güvendikleri tek tanık işi berbat edince kırılan mobilya Adile’nin elinde kaldı. İşin garibi, yalan söyleyen bunca yıllık arkadaşıydı. Bu durum, Adile’yle kocasının olduğu kadar, memurun da tuhafına gitmişti. Adile ile kocası sinirle salonu terk edince arkadaşı salonda kalmıştı. Memur, merakına daha fazla dayanamayıp Ayşe’ye;

—Bunca yıldır bu işi yaparım, senin gibisini ilk kez görüyorum. Hem adamların tanığı idin, hem onların aleyhinde tanıklık ettin. Neden? Diye sordu.

Ayşe, yaptığından gocunur gibi değildi. Üstelik, memnun da görünüyordu.

—Vardır elbet her şeyin bir nedeni; altı üstü iki bin liralık mobilya. Oysa onlar bir ömrü birlikte geçirmek için çıktılar yola. Bu olayı da yok senin kabahatindi, yok benim kabahatimdi demeyip kavgasız gürültüsüz atlatırlarsa evliliklerinde suyolunu bulur artık. Onlara hiçbir kimse, hiçbir olay engel olamaz. Varsın mobilyaları eski olsun, varsın beni kötü bilsinler ama sevgileri yeni kalsın.


11.10.2012 /Emine UYSAL








Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yatak odası Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yatak odası yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yatak Odası yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Mehmet Aktaş
Mehmet Aktaş, @mehmetaktas
20.10.2012 15:09:02
Benim hemşehrim yazdımı güzel yazar.
Kaleminizi kutlarım değerli arkadaşım.
Final çok güzeldi.
Sağlıcakla kalınız...
Durmuş Çağlayan
Durmuş Çağlayan , @durmuscaglayan
16.10.2012 16:46:15
Merhaba EMİNE Hanım,öncelikle yazınızı kutluyorum..Hele,kurğulamanıza sonucu bağlamanıza hayranım..Bunlar gercektir.Sizlerinde bildiği gibi ,nice benim diyen yazarlar var ki sonuçta balonun sönmesi gibi söner bütün yazdıkları boşlukta kalır.Alkışmış,felan,filanmış ben anlamam..Ben,aynaya bakarım.Çünkü,o her zaman gerçeği gösterir. Daim olması dileğiyle selâmlar..SAYGILARIMLA..
cerenyıldız
cerenyıldız, @cerenyildiz
16.10.2012 10:13:53
9 puan verdi
Sonuna olan merakımdan satırları heyecanla okudum. Çok güzel bir yazı olmuş, pek manidar. Kaleminize sağlık Emine Teyze. :) Saygı ve sevgimle..
handan akbaş
handan akbaş, @handanakbas
16.10.2012 10:05:51
Emine'm tebrikler, sevgi, saygı huzur, gerisi teferruat.
Önemli mesaj içeren bir yazı, selam ve sevgimle.
Eser Akpınar
Eser Akpınar, @eserakpinar
16.10.2012 09:08:54
Kurtarılacak, sevgiyse; varsın 2 bin liralık mobilya kırılsın. Kalp kırığından daha kolay, eşyayı tamir etmek. Tebrikler Emine, güzel bir öyküydü. Sevgiler, arkadaşım.
tacettin yıldırım
tacettin yıldırım, @tacettinyildirim
16.10.2012 03:36:46
hep güzel yapar hep güzel dersler verirsin kavi kalem tebrikler
-IspartaGülü-
-IspartaGülü-, @-ispartagulu-
15.10.2012 23:32:27
dost acı söyler ama dogruyu söylermiş....tebrikler ablam...güzel eserini kutlarım
Hasan Özaydın
Hasan Özaydın, @hasanozayd305n
15.10.2012 23:19:53
Dost gerçeği söyler ama acı söyler,tebrik ederim saygılarımla.
Hüseyin Akdemir
Hüseyin Akdemir, @huseyinakdemir
15.10.2012 22:43:41
Tebrikler Emine Hanım.
Güzel bir öykü okudum.
Yorulmadan, takılmadan, su gibi akıp gitti. İronisi, toplumsal mesajı, güzel Türkçesiyle mükemmel.

Tebriklerim saygıyla...
akilli46
akilli46, @akilli46
15.10.2012 22:18:48
Son kısmı çok güzeldi. Lakin başlarda teferruatlı anlatımın öykünün mecraını biraz saptırıyor gibi bir his uyandırdı bende. Selam ve tebrikle ...
BOZOK KIZI
BOZOK KIZI, @bozokkizi
15.10.2012 21:52:39
Böyle arkadaş dostlar başına arkadaşım ne güzel anlatmışsın canım seninde yüreğine kalemine sağlık başarıların daim olsun dostum sevgiler..
Ahmet Moran
Ahmet Moran, @ahmetmoran
15.10.2012 21:48:36
Klasik Emine hanım anlatımıyla muhteşem bir öyküydü, kutlar saygılar sunarım
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş, @seher-yelis-zerrinaktas
15.10.2012 21:35:11
10 puan verdi
Hiçte tahmin ettiğim gibi bitmedi sonu. Oldukça ilginçti. Üstelik o yatak odasında karı koca, Ayşe'nin kulaklarını çok çınlatacaklar anlaşılan.

Çok güzel di. Emeğinize, yüreğinize sağlık. Sevgilerimle...
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA, @erayozgorsarikaya
15.10.2012 21:25:42
aslında arkadaşları haklı olabilir yatakodasının bir kısmını kendilerieskitmiş olabilir gecikmiş sevgiler yaşanınca :)) güzeldi
sevgiler
mehmetmacit
mehmetmacit, @mehmetmacit
15.10.2012 21:15:44
okunası bir hikaye.anlatımın güzelliği hikayeye değer katmış.
tebrikler.
Gülayşe DELEN
Gülayşe DELEN, @gulaysedelen
15.10.2012 21:13:57
10 puan verdi
Ayşe kendini kötü detirderek ömür boyu birbirlerini suçlayacak ailenin yuvasını kurtarmış harikasın canım düşündürücü Allah böyle dostlar nasip etsin .....iyilik düşünen sevgilerimle..
hüvel
hüvel, @huvel
15.10.2012 21:13:43
10 puan verdi
sonuna kadar ne olacağını kestiremediğim bir yazıydı, gerçektende çok farklı ve güzeldi...

iyi dostmuş demekki, tebrikler.
Yıldız Toksöz
Yıldız Toksöz, @yildiztoksoz
15.10.2012 20:44:47
10 puan verdi
Gerçekten ilginç ve beklenmeyen bir finaldi benim için. Derim ya muhakkak bir ders sıkıştırırsın yazılarına diye, yine güzeldi arkadaşım.Sevgiler.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.