Gözlerimiz saniyeler içerisinde ard arda onlarca nesneye odaklanır. Her gün geçtiğimiz yolun üzerinde yine onlarca detayla birlikte ilerler gözlerimiz. Çevremizdeki yüzlerce, binlerce farklı noktaya değişik açılardan bakarız. Bunların pek çoğu da istem dışı olarak gerçekleşir. Bu yüzlerce detayın her biri, sonsuz güzellikleri sanatı ile yaratan Allah’ın eseridir.

Dikkatini an an Allah’ın yarattıklarını görmeye odaklamak inanan insana derin bir anlayış verir. Gördüklerinin ardında bulunan anlam nedeniyle her şey daha derinlik kazanır. Çünkü Allah, gördüğümüz hiçbir kareyi sebepsiz yaratmaz. Hayatımızdaki her kareyi, muhteşem detaylı bir sanatla yaratır. Allah, yarattıkları üzerinde derin düşünmemiz, üstün varlığını derinden kavramamız, saygı dolu bir korkuyla, içten bir sevgiyle O’na yakınlaşmamız için bir anlayış verir.

Gerçek şu ki, insanın üzerinden, daha kendisi anılmaya değer bir şey değilken, uzun zamanlardan (dehr) bir süre (hin) gelip-geçti. Şüphesiz biz insanı, karmaşık olan bir damla sudan yarattık. Onu deniyoruz. Bundan dolayı onu işiten ve gören yaptık. (İnsan Suresi, 1-2)

İnsan kusursuz yaratılmış ve trilyonlarca detayla donatılmış bir imtihan ortamı olan dünyada sınanır. Rabbimiz sayılamayacak kadar çok nimet bahşeder. İnsan sabah gözünü açtığı andan itibaren Rabb’ine yönelmeli; çünkü Allah bu sabah da ona can vermiş, onu uykudan yeni bir gün için uyandırmıştır. Bütün gece şuursuz bir şekilde uyumuş, dünya ile tüm bağları kopmuş, bedeni ve ruhu birbirinden ayrılmıştır ve uyuduğunu sandığı bu süre boyunca aslında bir çeşit ölüdür. Allah, Kur’an’ın “Allah, ölecekleri zaman canlarını alır; ölmeyeni de uykusunda (bir tür ölüme sokar). Böylece, kendisi hakkında ölüm kararı verilmiş olanı(n ruhunu) tutar, öbürüsünü ise adı konulmuş bir ecele kadar salıverir…” (Zümer Suresi, 42) ayetiyle insanların uykuda canlarının alındığını haber verir.

İşte insanın ilk yapması gereken şey, o gün de kendisine can veren Rabb’ini tesbih ederek yüceltmesidir. Kendisi için o gün hangi güzellikleri dilediğini düşünerek, Allah’a yakınlık isteyerek güne başlamalıdır. Kaderinde ard arda dizili anlardan oluşan hikmetli detayları ve hayırları izlemek için şuurunu açmalıdır. Bu yönde bir şuur açıklığı, insanın derin bir kavrayışa sahip olmasına, Allah’ın rızasını ve yakınlığını kazanmasına vesile olur.
Kur’an ayetleri, gözlerimizi kâinat kitabına yönlendirir, Allah’ın Sani sıfatına dikkat çeker. Kur’an, büyük Sanatçının eserlerini kare kare bize izletir. Her kare O’nun bir tablosudur. Eşsiz benzersiz bir tablosu...

Tablodaki detayları görebilmek insan için çok önemlidir. Çünkü cennet de mükemmel detaylardan oluşan sonsuz güzellikler yurdudur. Oradaki detayları görebilmek için, bu dünyada yalnızca bakmayıp detayları görebilen, derinliği olan bir kişi haline gelmeli. Zahirde kalmayıp, batını görmeli. Detaylara yakından bakmalı ki Allah’a ‘yakîn” olmalı.

Fuat Türker