- 842 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yüzümü uyuyan yüzüne çevirdim
İstanbul, saat 20:21 / evden uzaktım. Bir şey için değildi bu uzaklık, belki çok önemsizdi. Kaldırımlar boş karanlık, sokak insansız acayip huzurlu. Benim kadar uzak mısın evinden? Yürüyorum, karanlık üzerimizde her hareketimizi izliyor sanki. Korkaktım ben karanlığın içinde, sokakta… Her yandan her an biri gelip, bir şey olacakmış gibi. Ürkerdim durduk yere, insanlardan en çok ta. Yürüyorum, saat 21:10 / çıktığım o eve geri dönemem diye korkarken, biri yanaşıyor yanıma, yakınıma… Acayip geliyor bu yakınlık bana. Karşı koyamıyorum, çok özlediğimden bu defa kaçamıyorum, kuşkulu da olsa bu yakınlıktan. Nasıl olduğumu soruyor, ‘Hep aynı’ demek zor gelmiyor ilk defa. Sarılıyorum, o da sarılıyor. İlk defa karşılıklı bir sarılma bu... özlediğim ne varsa sıkıca sarılıyorum. Gel gidelim diyor, emir gibi algılıyorum, düşünmeden gidiyorum. Süresiz gitmelere o gün teslim oluyorum ben. Bu defa engel olmuyorum kendime. Hep kızdığım hayatlara benzemekten ilk defa çekinmiyorum. Hoşuma bile gidiyor... Karşılığı olmayan bir hayatta, bir eli tutmak uzun zaman sonra iyi geliyor. Yürüyorken yürüyoruz, benken biz oluyoruz o gece. Hiç unutamam bu yüzden... ‘Ne iyi oldu geldiğin’ diyorum. Gözlerinin içi gülüyor. Bir daha, bir daha sarılıyorum. Artık eve dönemeyecek olmamdan bile korkmuyorum. Geçmişi aceleyle yorganın altına saklarken, yakalanmak istemiyorum. Uyuya kalmışım saat 04:12 / tuhaf bir kalkıp gitme hissi uyandı içimde. O eski alışkanlığımla randevum varmış gibi bir his. Yüzümü uyuyan yüzüne çevirdim, hayat yüzünde sadeleşiyordu. Huzur veriyordu.
05:25
Alican Doğar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.